Home page
Haber Menüsü


‘Kuzey Anadolu fayı en yıkıcısı’
Prof. Dr. Görür, Marmara Denizi’nin, büyüklüğü 7’nin üzerinde bir deprem üretebilecek faylara sahip olduğunun ortaya konduğunu ve bu fayın çok yıkıcı olduğunu kaydetti.
İstanbul
AA
17 Aralık— Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı açıklamada, deprem olgusunun, Türkiye için yıllardan beri bilinen bir gerçek olduğunu ve deprem riski bulunan bölgelerin de bilindiğini belirtti. En önemli ve yıkıcı olanın da Kuzey Anadolu Fayı olduğunu vurgulayan, Prof. Dr. Görür depreme karşı bir an önce önlem alınması gerektiğini belirtti.

   
 
       
    MSNBC News İzmir'de hafif sarsıntı
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bu fayın geçtiği bölgelerde, depremle ilgili çok sayıda bilimsel çalışmanın yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Görür, “Uzun yıllardan beri, buranın deprem bölgesi olduğu bilinmektedir. Buna rağmen deprem yönetimine veya yerleşime ilişkin herhangi bir planlamanın yapıldığını bilmiyorum ve olduğunu da zannetmiyorum” dedi
       Prof. Dr. Görür, Marmara Denizi’nin, son depremlerden sonra, riskli bir alan haline geldiğinin yerbilimcilerce defalarca ifade edildiğini, daha önceden yapılmış ciddi çalışmalar bulunmamasına rağmen TÜBİTAK olarak 2 ulusal ve 5 uluslararası gemiyle çeşitli çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
       Bu çalışmaların sonuçlarının çıkmaya başladığını belirten Prof. Dr. Görür, en önemli sonuçların Fransız “Le Suroit” araştırma gemisiyle ortaya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Naci Görür, Le Suroit’dan alınan bilgilerin, riskli bölgeler ve olası depremlerin şiddeti gibi konulara büyük ışık tuttuğunu kaydederek, “Bunları rapor haline getirdik ve ilgili yerlere gönderdik” diye konuştu.
       
“VERİLER ARTIK DEĞERLENDİRİLMELİ”
       Bu çalışmaların Marmara’nın bir “deprem denizi” olduğu gerçeğini ortaya koyduğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, şöyle devam etti:
       “Marmara’nın, büyüklüğü 7’nin üzerinde bir deprem üretebilecek faylara sahip olduğu, bu fayların nasıl kırılabilecekleri, kırılma yerleri ve olası kırılmada yaratacağı etki alanı ortaya konmuştur.
       Artık bu verilerin, devlet, hükümet, yerel yönetim ve planlamacılarca kullanılması gerekir. Bu çerçevede, riskli alanların belirlenmesi, buralarda tahliye, takviye ve tamir gibi olması gereken işler başlatılmalı. Etki alanının büyüklüğüne bakarak ekonomik boyutunu göz önüne alarak veya toplum psikolojisini neden göstererek, herhangi bir şey yapmamak yanlıştır.”
       
TSUNAMİ ETKİSİ
       Yerbilimi açısından yapılanların yeterli, ancak üst yapı açısından yapılanların yetersiz olduğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, “Bizzat binaya, üst yapıya yönelik yapılmış şeyler son derece cılızdır. Ancak can kaybı ve maddi bakımdan da en fazla hasarın gelebileceği nokta üst yapıdır. Önemli olan insanların can kaybını engelleyebilecek çalışmalardır” dedi. Prof. Dr. Görür, İstanbul ve Marmara bölgesinde, olası bir deprem sırasında yaşanacak su hareketinden (tsunami) etkilenebilecek yerlerin saptanarak, deniz araştırmalarının verileri ışığında gerekli önlemler ile diğer tedbirlerin alınması gerektiğini bildirdi.
       
“YOL ALMAZ LAZIM”
        Bunların kısa sürede gerçekleştirilemeyeceğini de belirten Prof. Dr. Görür, şunları söyledi:
       “Ama 5 yılda epey birşeyler yaparsınız, 10 yılda da bu işler tamamen biter. Depremin ne zaman geleceği belli değil. Bizim verdiğimiz periyot önümüzdeki 30 sene. Dolayısıyla, bir yerden başlayıp yol almak lazım. Eğer şanslıysak, deprem bizi yakalamadan önce, biz işimizi bitirmiş oluruz. Ama hiç başlamazsak, bunun sorumluluğunu kim yüklenir bilemiyorum.
       Marmara bölgesinin depremselliği üzerinde sadece Türk bilim adamlarının endişesi yok. Yaptığımız araştırmalar uluslararası ve dolayısıyla tüm dünya yerbilimcileri de böyle bir tehlikeden söz ediyor. Paniğe gerek yok. Çağdaş bilim toplumuna yakışan, bu bilimsel veriler ışığında gerekeni hızla yapmaktır. Yoksa insanlar korkmasın diye bu işin üzerini örtmek doğru bir davranış değildir.”
       
“MARMARA’DA BÜYÜK BİR FAY ZONU VAR”
        Marmara Denizi’ndeki fayın yapısı hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Naci Görür, “Marmara’da büyük bir fay zonu var. Bu zon, Kuzey Anadolu fayının devamıdır. Adapazarı’ndan gelen fay ile Ganos fayını birleştirmektedir” dedi.
       Prof. Dr. Görür, bu alanda, değişik doğrultu ve boyutlarda aktif kırıkların bulunduğunu anlatarak, bunların en tehlikeli olanının, orta Marmara sırtından başlayıp, Tekirdağ çukurluğunun güneyine kadar gelen 110 kilometre uzunluğundaki fay olduğunu bildirdi.
       “Bu fay kırıldığı takdirde, büyüklüğü 7’nin üzerinde bir deprem meydana gelir” diyen Prof. Dr. Görür, diğerinin de, Körfez’den başlayıp adaların güneyinden geçen, 60-70 kilometrelik fay olduğunu ve bunun kırılması halinde de, en fazla 7 büyüklüğünde bir sarsıntı yaşanacağını kaydetti.
       
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları