Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 16:18 TS 27 Haz., 2000
 
Bir kez daha cari işlemler açığı
 
Yılın ilk aylarına baktığımızda, cari işlemlerin bu ölçüde açık vermesine rağmen döviz rezervinde bir düşüş yaşanmadığını görüyoruz. Yani, Türkiye cari açığı yılın ilk yarısında başarılı bir biçimde finanse etmiş durumda.
 
Yarkın Cebeci
 
20 Haziran—  Cari işlemler dengesinin yılın ilk üç ayında verdiği açık ve bunun genelde Türkiye ekonomisi, özelde ise enflasyonla mücadele programı üzerine olası etkileri konusunda son bir hafta içinde basında çıkan yazı sayısı elliyi bulmuştur belki de. Ancak, elli birinci yazıyı yazıyor olmak pahasına bu konuda birkaç söz de ben söylemek istiyorum.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Daha önce yazılmış elli dolayındaki yazıdaki genel hava, cari işlemler açığında önemli bir genişleme olduğu, bu genişlemenin bir ölçüde ekonomik büyümeden ama daha çok Türk Lirasındaki reel değerlenmeden kaynaklandığı yönünde. Bu yaklaşımın ilk bölümüne katılmamak olası değil. Ancak ikinci yarısı, yani Türk Lirasındaki reel değerlenmenin etkileri konusunda ciddi kuşkularım var.
       
BOZULMA VAR
       Gerçekten de, cari işlemler dengesinde yılın ilk üç aylık döneminde hızlı bir bozulma var. Geçen yılın ilk çeyreğinde 1,3 milyar dolar fazla veren cari işlemler dengesi, bu yılın aynı döneminde 2,6 milyar dolar açık vermiş durumda. Daha ilginci, son on iki ayda, yani Nisan 1999 - Mart 2000 döneminde, cari işlemler açığı 5,2 milyar dolara ulaşmış durumda ki bu, 1994 krizinden bu yana ulaşılan en yüksek yıllık cari işlemler açığı.
       
ENDİŞE GEREKLİ Mİ?
       Peki bu rakamlar, endişe duymaya, giderek paniklemeye neden olmalı mı? Bence, hayır. Cari işlemler açığında özellikle yılın ilk aylarında bir genişleme olacağı zaten bekleniyordu. Bu beklenti, IMF’ye gönderilen niyet mektubunun 9. ve 10. paragraflarında da dile getirilmişti.
       Burada, kanımca gösterilecek tepkinin tonu, cari açıktaki genişlemenin nedeniyle doğru orantılı.
       Tasarrufları yatırımlarına yetmeyen Türkiye benzeri gelişmekte olan ülkelerin özellikle hızlı büyüme dönemlerinde cari işlemler dengesinde açılmalar yaşaması son derece normal ve bir ölçüde de sağlıklı. Burada önemli olan, cari işlemler açığının nasıl ve hangi maliyetle finanse edildiği ve açığın bir üretim artışıyla sonuçlanıp sonuçlanmadığı.
       Yılın ilk aylarına baktığımızda, cari işlemlerin bu ölçüde açık vermesine rağmen döviz rezervinde bir düşüş yaşanmadığını görüyoruz.
       Yani, Türkiye cari açığı yılın ilk yarısında başarılı bir biçimde finanse etmiş durumda. Bu bağlamda, Hazine’nin uluslararası sermaye piyasalarındaki başarısı önemli bir katkı yaratmış durumda. Son açıklanan sanayi üretim rakamları da üretimde kayda değer bir canlanmanın ilk işaretleri olarak alınabilir.
       
CARİ AÇIKTA TL’NİN PAYI
       Cari işlemler açığındaki asıl sorulması gereken soru ise, bu açığın oluşmasında Türk Lirasındaki değerlenmenin payının yüksek olup olmadığı. Bu soruya yanıt bulmak için öncelikle Türk Lirasında ne ölçüde bir değerlenme olduğuna bakmak gerek.
       Yılın ilk beş aylık dönemine baktığımızda, Türk Lirası’nın döviz sepeti karşısındaki değer kaybının, aynı dönemdeki enflasyondan yüzde 5,6 daha düşük olduğunu görüyoruz. Başka bir deyişle, beş ayda Türk Lirası yüzde 5,6 değer kazanmış durumda.
       Ancak, yakın geçmişe baktığımızda, bu oranda bir değerlenmenin daha önce de görüldüğünü ve bunun herhangi bir soruna yol açmadığını görüyoruz. Örneğin, ilk beş aylık dönemler itibarıyla reel değerlenme, 1997 yılında yüzde 5,1, 1996 yılında yüzde 5,3, 1995 yılında ise %11,9 oranlarına ulaşmış ve Türkiye ekonomisi bu dönemlerin hiçbirinde bir ödemeler dengesi krizi yaşamamış.
       Önemli bir diğer nokta da bu değerlenmenin büyük ölçüde yılın ilk iki ayında gerçekleşmiş olması; sonraki aylarda ise enflasyon ile devalüasyon arasındaki makasın hızla kapanması.
       Gerçekten de reel değerlenme oranı Ocak’ta yüzde 2,0, Şubat’ta yüzde 2,1 iken bu rakam Mart’ta yüzde 0,9, Nisan’da yüzde 0,5 ve nihayet Mayıs’ta yüzde 0 olarak gerçekleşti.
       
CANLANMA ANA NEDEN
       Toparlamak gerekirse, önceden beklendiği ya da beklenmesi gerektiği üzere cari işlemler açığında yılın ilk çeyreğinde hızlı bir genişleme var. Ancak bu genişleme, büyük ölçüde ekonomideki genel canlanmadan kaynaklanıyor. Türk Lirası’ndaki reel değerlenmenin de bu yönde bir katkısı olsa da bu katkı öyle tedirgin edici boyutta değil.
       Kanımca, cari işlemlerdeki bu bozulma, Nisan ve Mayıs aylarında yavaşlayarak devam ettikten sonra, yaz aylarında işçi dövizi ve turizm gelirlerindeki artışla duracak Yıl sonu itibarıyla görebileceğimiz 6 milyar dolayında bir açık ise Türkiye ekonomisi için büyük bir sorun yaratmaz.
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları