Home page
Haber Menüsü


Tara: GAP’ı özelleştirelim
YASED’in konferansında konuşan Enka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şarık Tara, “Niye GAP’ı özelleştirmeyelim? Niye 370 bin hektarlık Ceylanpınar’ı yabancılara vermeyelim?” dedi.
İstanbul
AA
7 Aralık— Enka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şarık Tara, “Niye GAP’ı özelleştirmeyelim? Niye 370 bin hektarlık Ceylanpınar’ı yabancılara vermeyelim? Bunu yapalım derken, bazı kuvvetler karşımıza çıkacaktır. Sanki yabancılara verdiğimiz zaman sırtına alıp götürecekler. Herkese tavsiye ederim, bu düşüncelerden vazgeçelim” dedi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  “Uluslararası Yatırımların Değişen-Yüzü Türkiye İçin Yeni Fırsatlar” konulu uluslararası konferansın “Uluslararası yatırımların coğrafi dinamikleri-Yeni gelişmeler” başlıklı oturumunda konuşan Tara, şu anda Türkiye’nin en büyük yatırımı 2.2 milyar dolarlık Adapazarı ve İzmir kombine doğalgaz çevrim santrallerini bitirmek üzere olduklarını bildirdi.
Karakoyunlu: Özelleştirme Yasası liberalleşiyor

       Tara, geçen yıl Temmuz ayında yapımına başlanan bu santrallerin türbinlerinin teker teker çalışmaya başladığını ve yılbaşından itibaren ticari üretime geçileceğini söyledi.
       Altıncı ayda 2 milyar 600 milyon kilovatsaat elektrik üretileceğini anlatan Tara, “Bu üretim rakamı, bugün Türkiye’deki bütün hidroelektrik santrallerinin ürettiğinden fazladır” dedi.
       
YABANCI SERMAYE KONUSU
       Türkiye’nin yabancı sermaye ve Avrupa Birliği’ni isteyip istemediğine karar vermesi gerektiğini vurgulayan Tara, yabancı sermayeye yönelik “İstismar ediyorlar” sözünü de eleştirdi.
       Şarık Tara, “Yaptığımız kanunlar en iyi olabilir. Şayet yabancı için memleketimizde o çevre yoksa, yabancı sermayenin gelmesi çok zordur” dedi.
       Bir üniversite açılışında, 75 senelik ekonomik faaliyetlerin pek iftihar edilecek seviyede olmadığını söylediğini aktaran Tara, örnek olarak Türkiye’nin milli gelir ve ihracat gibi rakamlarını başka ülkelerle karşılaştırdı. Tara, “Bu şekilde kalırsanız,, işsizlik çoğalır. Asgari ücret 100 dolara, hiç şüphesiz onun da altına düşebilir. Nitekim son 1 yıl içinde yaşadık” diye konuştu.
       Türkiye’nin altyapısı ve yatırımlarını tamamlaması için yabancı yatırımların büyük önem taşıdığını dile getiren ve bu konuda İrlanda, Macaristan ve Polonya örneklerini veren Tara, şunları söyledi:
       “Niye GAP’ı özelleştirmeyelim? Niye 370 bin hektarlık Ceylanpınar’ı yabancılara vermeyelim? Bunu yapalım derken, bazı kuvvetler karşımıza çıkacaktır. Sanki yabancılara verdiğimiz zaman sırtına alıp götürecekler. Herkese tavsiye ederim, bu düşüncelerden vazgeçelim.”
       
ERGUN ÖZEN: EKONOMİ, YABANCI BANKA GİRİŞLERİNE UYGUN HALE GELİYOR
       Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen de konuşmasında, yabancı bankaların bir ülkeye girişiyle stabilite kazanan finans sisteminin, döviz kurunda dolayısıyla fiyat seviyesinde istikrarı sağladığını savundu.
       Olası bir resesyon (durgunluk) ortamında yabancı bankaların varlığının, finansal firmaların fazla etkilenmemesini mümkün kıldığına işaret eden Özen, bugün Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası destekli program ile çeşitli düzenlemeleri takvime uygun biçimde yerine getirdiğine işaret etti.
       Özen, “Dolayısıyla ekonomi, yabancı banka girişlerine uygun hale getirilmektedir” dedi.
       Yabancı ortaklığın vergi mevzuatıyla teşvik edilmesi ile yabancı bankaların yeni banka kurmak gibi son derece maliyetli bir işlemle karşı karşıya kalmadan mali sisteme girmelerinin daha az maliyetli hale geldiğini vurgulayan Özen, “Yasal hükümlülüklerin azaltılması konusunda Ağustos ayında ilk adımı atan hükümetimizin bu konudaki esnekliği sürdürmesi, ilave yabancı yatırımları ülkemize çekmek için elzemdir” dedi.
       
ALTINOK: İYİMSER OLMAK ZORUNDAYIZ
       Konferansta konuşan Yabancı Sermaye Derneği (YASED) Başkan Vekili Tevfik Altınok, “Hep iyimser olmak zorundayız ki yabancı sermayenin Türkiye’de daha aktif olmasını temin edebilelim” dedi.
        Altınok, geçtiğimiz bir yıl içinde yaşanan iki krizin mali sektör üzerindeki sıkıntısının en büyük problem olduğunu belirterek, en kısa kısa süre içinde bu sıkıntıdan kurtulmayı ümit ettiğini söyledi.
       Altınok, yabancı sermaye konusunda bazı raporlar hazırlandığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
       “Böyle bir ortam içerisinde bizim (Yabancı sermaye Türkiye’ye neden gelmiyor?) tartışmasını yapmaktan ziyade (Bundan sonra yabancı sermayeyi Türkiye’ye nasıl getiririz?) konusuna önem vermek gerektiğinin bilincinde olmamız gerekiyor. Türkiye’de gelişmişlik düzeyi itibariyle olsun, problem düzeyi, ekonomik koşullardaki düzelme itibariyle olsun ve gerekse yabancı sermayenin Türkiye’ye gelişindeki sıkıntıların ortadan kaldırılması konusunda olsun, birlikte yapılanma gerekiyor. Hep iyimser olmak zorundayız ki yabancı sermayenin Türkiye’de daha aktif olmasını temin edebilelim.”
       
CANEVİ: BİR ÇIKIŞ YOLU ARIYORUZ
       YASED Onursal Başkanı Yavuz Canevi de “Uluslararası Yatırımların Coğrafi Dinamikleri, Yeni Gelişmeler” başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye’de 40 yılda sadece 10 milyar dolar yabancı sermaye toplanabildiğini belirterek, “Bir çıkış yolu arıyoruz” dedi.
       UNCTAD Temsilcisi Kalman Kalotay ise ülkelerin ihracatının artması durumunda doğrudan yabancı yatırımların şansının da arttığına dikkat çekti. Türkiye’de yabancı şirket satın alma ya da birleşmelerde çok yavaş hareket edildiğini belirten Kalotay, yabancıların Türkiye’ye göre 5 kat daha fazla hızla hareket ettiğini kaydetti.
       Kalotay, Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlarda imalat sanayi ve servis sektörünün ağırlık kazandığını belirterek, ülkeler arasında yabancı sermaye çekme konusunda müthiş farklılıklar olduğunu, Hong Kong’da yüzde 43 olan rakamın Macaristan’da yüzde 20 olduğunu, buna karşın Türkiye’nin yüzde 4 ile çok aşağılarda yer aldığını kaydetti.
       Kalotay, 11 Eylül’den sonra yabancı yatırımlar konusunda gelişmekte olan pazarlarda bir gerileme yaşandığını sözlerine ekledi. Dünya Bankası’nın yan kuruluşu IFC Türkiye Temsilcisi Sujata Lamba da IFC olarak Türkiye’ye yabancı yatırımlar konusunda verdikleri destekler hakkında bilgiler verdi.
       
Oral. Ancak 81. sıradayız
       Maliye Bakanı Sümer Oral, Türkiye’nin çok güçlü potansiyeline rağmen yeterli seviyede yabancı sermaye çekemediğine işaret ederek, “Türkiye 90 ülke arasında yabancı sermaye yatırımları açısından ancak 81. sırada yer alabildi” dedi.
       “Uluslararası Yatırımların Değişen Yüzü-Türkiye İçin Yeni Fırsatlar” konulu uluslararası konferansın öğle yemeğine konuşmacı olarak katılan Oral, ekonomik kalkınma ve ilerlemenin yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmekten çok daha önemli amaç olduğunu vurguladı.
       Özellikle son yıllarda uluslararası tecrübelerin bu iki amacın birbiri ile çelişmediğini gösterdiğini vurgulayan Oral, yabancı sermaye yatırımlarının kalkınma sürecinde hayati rol oynadığına dikkat çekti.
        Sümer Oral, “Dolayısıyla güncel bir konu haline gelen yatırım ortamının iyileştirilmesi olgusu da bu çerçeve içinde değerlendirilebilir. Ayrıca olaya uzun vadede Türk ekonomisinin rekabet gücünü artıracak ve bu yolla daha çok insanımıza daha çok iş imkanı ve gelir sağlayacak bir amaç olarak bakmamız gerekmektedir” dedi.
       Hükümet olarak konuya yaklaşımlarının bu doğrultuda olduğunu belirten Oral, “Türkiye çok güçlü potansiyeline rağmen yeterli seviyede yabancı sermaye çekememektedir” dedi.
        Türkiye’ye 1995’den 2000 yılına kadar 5 yıllık süreçte yıllık ortalama 767 milyon dolarlık net yabancı akımının olduğunu, bu tutarın da ortalama milli gelirin sadece binde 4’ünü oluşturduğunu dile getiren Sümer Oral, “Oysa aynı sürede gelişmekte olan 90’nun üzerindeki ülke için bu oran yüzde 2’ler seviyesinde olmuştur. Bu nedenle Türkiye 90 ülke arasında yabancı sermaye yatırımları açısından ancak 81. sırada yer alabilmiştir. Bizim ülke için yabancı sermaye akımı 1980’lerin seviyesinde duraklamışken, dünya çapında yabancı sermaye akımı 90’lı yıllarda 12 kat artış göstermiştir” diye konuştu.
       
“DURUM PEK PARLAK DEĞİL”
       Sümer Oral, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Teşkilatı’nın (UNCTAD) verilerine göre, 1995’de 331 milyar dolar olan toplam yabancı sermaye akımının 2000 yılı sonunda 1 trilyon 271 milyar dolar seviyesine çıktığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
       “Bu sayılar küreselleşmenin bu alanda da yaratmış olduğu olağanüstü etkiyi ortaya koyduğu gibi maalesef durumun Türkiye açısından pek de parlak olmadığını vurgulamaktadır. Türkiye gibi yerli sermaye kaynakları kıt, ancak yabancı sermaye çekmek açısından coğrafi konumu, iç pazarı, yetenekli ve nisbeten ucuz iş gücü gibi olanakları olan bir ülkenin kalkınma sürecinde AB yolunda, aynı kaderi paylaşan Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya ülkeleri kadar doğrudan yabancı sermaye akımlarının cezbedilmesi gerekirdi. Bu da her yıl milli gelirin yüzde 2’si ile yüzde 4’ü arasında doğrudan dış yatırımın yurdumuza gelmesi anlamını taşır ki, bunun önemi hiç kuşkusuz tartışılamaz.”
       
Promosyon Ajansı kurulmalı
       Konferansta konuşan Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürü Melek Us, Türkiye’de yabancı sermaye için Promosyon Ajansı’nın kurulması gerektiğini söyledi. Us, Yabancı Yatırım Danışmanlık Servisi (FIAS) tarafından yabancı sermaye konusunda hazırlanan raporun Türkiye’deki engelleri ortaya koyduğunu anlattı.
       Us, “Aslında kendi kendimize yarattığımız sorunların ne olduğunu ve yabancı sermayeyi nasıl ürküttüğümüzü ortaya koydu” dedi.
       Bu rapordaki sonuçlar çerçevesinde bir Bakanlar Kurulu tasarısı hazırladıklarını, ayrıca 9 ayrı teknik komite oluşturduklarını ve çalışmalar yapıldığını kaydeden Us, kendisinin yabancı sermaye konusunda karamsar olmadığını vurguladı.
       Melek Us, “Türkiye’de Promosyon Ajansı’nın kurulması gerekiyor. Büyük bir eksikliğimizdir. Bunu kurmayı da arzu ediyoruz” dedi.
       Us, bu ajans için özel sektör, kamu ya da her ikisinin karışımı bir yapıdan hangisinin seçilmesi konusunda kısa dönemli bir çalışmayla karar verilebileceğini işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu arada gazetelerde çıkan haberlere de değineyim. 75 milyon dolar gibi rakamlar var. Promosyon faaliyetleri için sadece 75 milyar liramız var. O da bizim bütçemize konulmuş bir rakam. Onun dışında hiçbir rakam doğru değil. Bu da yetmiyor.”
       
ERDİKLER: ENGELLEMEKTE BAŞARI
       Andersen Türkiye Genel Müdürü Şaban Erdikler de, Türkiye’de yabancı sermaye gelmemesi için yapılanlarda başarılı olunduğunu savundu. Erdikler, Türkiye’deki kayıtdışı ekonominin de yabancı yatırımlar önündeki en büyük engellerden biri olduğuna dikkat çekerek, “Önce bizim işadamlarımızın (Bundan kurtulacağız. Bunu Türkiye’nin artısı olarak görmüyorum. Önce kendi müessesemde uygulayacağım) demesi lazım” diye konuştu.
       Türkiye’deki şirketlerin yönetimlerinin başkalarına bırakılmak da istenmediğine işaret eden Erdikler, “Globalleşme ortamında (Küçük olsun benim olsun anlayışı) ölmeye yatmakla aynı anlama geliyor” dedi.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları