|
| |||||||||
Mithat Bereket: Merhaba, Sayın Vasiliu, teşekkürler bizi kabul ettiğiniz için. Yorgo Vasiliu: Benim için büyük bir zevk, sizinle konuşmak. Aynı zamanda Türkiyedeki dostlarımızın bizi görmesi çok mutlu ediyor. Umuyorum ki, gelecekte de daha fazla fırsatımız olur. M. B.: Biz de öyle umuyoruz. Çünkü ilk defa bir Türk televizyonu olarak, hiçbir şekilde akreditasyon olmadan kuzeyden güneye geçiyoruz. Dün olanları nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve bu akşam gerçekleşecek yemeği nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce yeni bir dönüm noktası mı bütün bunlar? Yorgo Vasiliu: Tabi ki öyle olmasını umuyorum. Bunun yeni bir dönüm noktası olmasını istiyorum. Ancak tabi ki şüpheyle de yaklaşıyorum bütün bu olaylara. Çünkü, 1988de devlet başkanı seçildiğim zaman bizden Kıbrıs sorununu çözmemizi istediler, sayın Denktaş da bugün söylediği görüşmelere devam edeceğini söyledi. Görüşmelere başladık. Ancak o zaman çözüm bulmaya hazır değildik. O zamandan beri, yıllar geçti aradan, öyle umuyorum ki en azından şimdi bu çerçeve içerisinde ve ABne katılım perspektifi çerçevesinde, yeni ortamda ve yeni koşullar çerçevesinde bu defa gerçek olur bütün bunlar. Ve sonuçta çözüme ulaşabiliriz. Ve bir federal Kıbrısın oluşması mümkün olabilir. Klerides KKTCye gidiyor M. B.: Siz Rum kesiminin lideriydiniz. Ve bir çok müzakerelere katıldınız, Türklerle. Rauf Denktaşla da bir çok kez karşılaştınız. Şu anda bir farklılık var mı? Yeni bir fırsat mı doğdu? Siz, bir farklılık görüyor musunuz? Yorgo Vasiliu: Size farkın ne olduğunu anlatayım. AB, burada farklı olan nokta. Jak Deleonun söylediğini hatırlamanız lazım. Eğer, çözüm bulamıyorsanız, ortamı değiştirmeniz gerekir. Şimdi de ortam değişti. Rum kesiminin ABye katılması söz konusu oldu. Şimdi, herkes bunu çok iyi biliyor. Ve bu da Sayın Denktaşın ve Türkiyenin şunu anlamasını sağladı: Bu bir fırsat. Ve ABnin gönderdiği mesaj da zaten açık olarak bunu dile getirdiler. Bir fırsat penceresi açıldı. Bu sorunun üyelikten önce çözülmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu müzakere katılımdan sonra olacak, ancak daha önce olursa daha iyi olacağını söylediler. M. B.: Avrupa Birliğine gelirsek, Avrupa Birliği macerasına gelecek olursak, peki siz Avrupa Birliğine Rum kesiminin katılmasını, 2004 yılında katılması bütün Kıbrıs sorununu nasıl etkiler sizce? Nasıl bir katkıda bulunur bu sorunun çözümüne? Yorgo Vasiliu: Açıkça şu şekilde söyleyebilirim, geleceğe bakmak istiyorum, artık geçmişten bahsetmek istemiyorum. Çünkü geçmişte isteksizlik vardı Türkler tarafında. Ancak şimdi şunu anlamış durumdalar; Avrupa Birliğine Kıbrısın katılması sadece Rumlar için geçerli olan bir şey değil, bütün ada için önemli olan bir nokta. Bu noktadan itibaren her şey değişecek ve Kıbrıs Avrupa Birliğine tam üye haline gelecek. Bu nedenle bunu anlamaları, yeni koşulların ortaya çıkması Türkiyenin Kıbrıs sorununu çözmesi gerekiyor. Daha önce çözmesi gerekiyordu. Çünkü aksi takdirde Türkiye de Avrupa Birliğiyle sorunlar yaşayacak. Bence bu çok etkili oldu bu görüşmelerin başlamasında ve benim rüyam ne diye soracak olursanız, Kıbrısın Avrupa Birliğine katılmasını istiyorum. Ardından Türkiyenin Avrupa Birliğine katılmasını istiyorum ve bu arada Türkiyeyle Kıbrısla, Kıbrıslı Türklerle Rumlar arasındaki işbirliğinin artması ve bütün Akdenizdeki ortamın değişmesi bir barış denizinin, istikrar büyüme denizinin oluşması, bunu istiyorum, bunun bütün bölgeye katkısı büyük olacaktır. M. B.: Peki şimdi ne olacak? Umutlu musunuz yoksa karamsar mısınız, önce görüşmelerin ardından ve bu geceki akşam yemeğini düşünürsek? Yorgo Vasiliu: Bu akşamki yemek sadece bir nezaket icabı. Televizyonlarda bana sordular, kesinlikle akşam yemeğine katılmayı istiyorum. Uzun yıllardan sonra Sayın Denktaşla görüşeceğiz.... Denktaş: Yeni bir süreç başlıyor M. B.: Sayın Klerides, İmambayıldı yemek istediğini söylemiş, kadayıf yemek istediğini söylemiş. Siz de bunları yemek ister miydiniz? Yorgo Vasiliu: Tabii ki çok isterdim ben de, ben de çok seviyorum bu yemekleri. İstanbulda da gerçekten harika bir manzara var, harika resteurantlarınız var ve muhteşem Türk yemekleri yapılıyor. M. B.: Bu yeni döneme dönecek olursak, bu fırsatları değerlendirecek olursak, iyimser misiniz karamsar mısınız? Yorgo Vasiliu: Tabi ki bu tamamen Ankaranın kararlarına ve Sayın Denktaşın kararlarına bağlı. Şunu anlamaları gereikyor; bütün sorun, geçmişte yaşadığımız bütün sorunlar güven eksikliğinden kaynaklanıyordu. Bu çok önemli bir noktaydı. Bu Avrupa Birliğinin bakış açısı tamamen değiştirdi. Şüphesiz sorunlar ve Rauf Denktaşın öne sürdüğü konular, mesela para konusu, kendisi Kıbrıs parasından bahsediyordu, Merkez Bankalarından bahsediyorsunuz. İki merkez bankasının olduğu yerde tek bir para biriminin olması imkansızdır. Ancak Euro varken mesela Fransadaki merkez bankası varken bu sorunların tamamı çözümlenecektir. Bütün standartlar, kontroller, bütün bu sorun yapılan konular Brükselde karar verilecek ve bu nedenle de her türlü endişeler, özellikle de Türk kesiminin endişeleri ve korkuları, mesela kendilerine Rum kesimi tarafından uygulanacak baskılar, kontroller ortadan kaldırılır. Çünkü Avrupa Birliği söz konusu olduğu durumda artık Avrupa Birliği söz konusu, yeni fırsatlar söz konusu gelişim açısından. Türk kesiminin Avrupada hiçbir şekilde para ödemeden eğitime ulaşmalarını sağlayacak, bütün ortamı değiştirecek. Bu nedenle hepimiz şuna inanıyoruz ki bunu anlayacaklar ve artık sorunun çözülme vaktinin geldiğini herkes anlayacak. M. B.: Biraz açmamız gerekirse olayları, şimdi ne oldu, ne değişti ki şimdi böylesi bir süreç başladı? Klerides ve Denktaş yüz yüze görüşmeye başladı? Geçmişte bu imkansız bir olay olarak görünüyordu? Yeni olan ne? Yorgo Vasiliu: Yeni olan şey burada şudur; eğer çözüm yoksa Kıbrıs olduğu gibi üyeliğe, Avrupa Birliğine üye olacaktır ve bunun ardından da Türkiye, siz de Sayın Ecevitin söylediklerini duydunuz, ilhak edeceklerini söylediler Kuzey Kıbrısı, bütün bunlar Türkiyenin çıkarlarına karşıdır. Adada yaşayan Türklerin çıkarlarına karşıdır ve kimseye yardımı olmaz bütün bunların. Bütün bunların anlaşılması gerekiyor. Baskı uygulamak yerine, şiddet uygulamak yerine çözüm bulmamız gerekiyor ve bir üyelik oluşturulması gerekiyor. Bu sayede Türklerin ve adada yaşayan Türklerin endişelerinin hiçbir gereği olmadığını anlayacaktır. Çünkü herkes şunu biliyor, Birlikteki herkes, herkesin eşit olduğunu, kimsenin diğerine baskı uygulamayacağını herkes çok iyi biliyor ve bence bütün bunlar bu çözümün bulunması için önemli bir adım oldu. Atina: Kıbrısta bir yol açıldı M. B.: Siz Avrupa Birliği müzakerelerine katıldınız, Brüksele gittiğinizde, tepkileri ne oluyor? Mesela adanın bir bölümünün Avrupa Birliğine üye olmasına nasıl bakılıyordu? Hava neydi? Nasıl bir mesaj aldınız Brükselden? Yorgo Vasiliu: Çok açık bir mesaj vardı. Bütün Kıbrısın üye olmasını istiyoruz, eğer çözüm bulunamazsa Kıbrısın tamamı çözümlenecek ancak bu Avrupa müktesebatına göre sadece belirli bir hükümetin yönetimi altındaki bölgelere müktesebat uygulanacaktır. Bütün adanın üye olması isteniyor. Ancak bu onlara bağlı değil. Eğer bu sağlanamazsa ki bunu da zorla Türkiyeye empoze edemezler, bununla yetinmek zorundalar. Bu nedenle iyi haberler.. Türkiye artık çözüm bulmak istediğini gösteriyor. M. B.: Peki bu akşamki yemeğe dönecek olursak, yemek isimlerini bir tarafa bırakacak olursak, Rum kesiminde birçok gazetede Kleridese eleştiriler olduğunu, Kuzeye gittiği için eleştirildiği görüldü. Siz de Kleridesi eleştiriyor musunuz? Yorgo Vasiliu: Tam tersine ben eleştirmiyorum. Sayın Kleridesin doğru bir şey yaptığını düşünüyorum, daha doğrusu Denktaşın davetini kabul ederek.. Tek bir nokta var, Sayın Denktaş bugün Kleridesi akşam yemeğine davet etti. Ancak Sayın Denktaş Türk tarafındaki düzenlenen bir kongreye gitmeme izin vermedi. Yani bugüne kadar Sayın Denktaş, her türlü iletişimi engellemeye çalışıyordu. Öyle umuyorum ki bu akşamki yemekten sonra Türk kesimindekilerin ve Rum kesimindekilerin bir araya gelmesine izin verilecektir. Çünkü insanların birbirini tanımasının en iyi yolu budur. Birlikte omuz omuza hareket etmesinin en iyi yolu budur. Ve tabii ki tek çözüm de bu. M. B.: Çok önemli bir nokta var. Türk ve Yunan ilişkilerine baktığımız zaman, ilişkilerdeki gelişimlere baktığımız zaman, politikacılar öncelikle yeni bir yol açtılar, kapıyı biraz araladılar ve ardından bütün toplumda, iki toplumda aynı şeyi yapmaya başladılar. Sizce Kıbrısta da aynı şey olacak mı? Yorgo Vasiliu: Tabii ki Sayın Denktaşın bütün bunları bugüne kadar reddetmesinin sebebi de buydu. Çünkü Rum kesimiyle Türk kesimi arasındaki toplantılar engellenmişti, spor karşılaşmaları engellenmişti. İlk olarak devletinin tanınmasını istiyordu. Ancak önemli olan bir nokta var; insanların bir araya gelmesidir. Bence yeni bir dönem başlayacaktır. Çünkü birbirlerini tanımıyor halklarımız.. M. B.: Siz de aynı şeyi yapar mıydınız, siz devlet başkanı olsaydınız? Yorgo Vasiliu: Kesinlikle ben de aynı şeyi yapardım. Tekrarlıyorum, çok mutluluk duyuyorum bu gelişmelerden dolayı. Bu akşam yemeği beni çok mutlu ediyor. Eğer bir değişimin göstergesiyse ki öyle umalım, bunlar gösterge olsun, çok önemli olan bir nokta var, bu Klerides ve Sayın Denktaş için yeni bir şey olur.. Bizim Kıbrısta ihtiyaç duyduğumuz şey insanların bir araya gelmesi. M. B.: Peki ne yapılması gerekiyor? Sizin beklentileriniz neler? Mesela Rum kesiminden neler bekliyorsunuz, Rum hükümetinden, Türk kesimindeki yönetimden neler bekliyorsunuz? Yorgo Vasiliu: Yapılması gereken şudur; iki toplumun liderleri oturmalı ve bütün konuları ele almalı ve Birleşmiş Milletlerin gözetiminde bütün bunları tek tek tartışmalıdır. Bölgeler, anayasalar tartışılmalıdır ve belirli organlar üzerinde karar verilmelidir ve bu sayede Adanın birleşmesi mümkün olabilir. Mesela askerler bu sayede gider adadan ve güvenlik garantisi sağlanır ve bu sayede sorun çözümlenir. Rum ve Yunan basınında Kıbrıs zirvesi M. B.: Son olarak şunu sormak istiyorum, sizin özellikle Türkiye mesajınız ne olacak? Biraz Türkçe de konuştuğunuzu biliyoruz.. Yorgo Vasiliu: Evet, küçükken biraz Türkçe öğrenmiştim. Ama Sayın Denktaşla müzakereler sırasında Türkçe konuşuyordum. İsterseniz Kıbrıs sorununu çözümlemeye çalışalım, o zaman Türkçe öğrenirim. Ancak bu sorunun çözümüne yönelik eğer şimdi ilerleme kaydedersek Türkçe öğrenmek için bir gayret göstereceğim. Benim mesajım ne diye soracak olursanız, enerji, zaman, para harcamak, hiçbir şey için harcamak bunları, gerçekten büyük bir kayıp olur. Bu sorunun çözümlenmesi gerekiyor. Herkes için en iyi olan şey adanın birleşmesidir. Yeni bir işbirliği döneminin başlaması, Türklerle Rumlar arasında başlaması gerekiyor, turizmin gelişmesi ve sanayinin gelişmesi son derece önemli. Bu bölgenin Doğu Akdeniz herkes için bir cennet haline de gelebilir. Türkler ve Rumlar, adada yaşayan Rumlar, herkes çok daha iyi bir yaşam sürecekler, çok daha güvenli bir ortam yaşayacaklardır. Bütün dünyanın istediği de zaten budur. Herkesten bunu istiyorum. Mithat Bereket: Sayın Vasiliu çok teşekkür ederiz... Yorgo Vasiliu: Ben çok teşekkür ederim... | |||||||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||