|
|
30 Kasım İngilterede yayınlanan haftalık siyaset ve ekonomi dergisi The Economistte yer alan Kıbrıstaki durumun incelendiği Neden Federasyonu Seçmeli ve Neden Şantaja Karşı Çıkılmalı? başlıklı yazıda, Adayı dört seçeneğin beklediği öne sürüldü. |
Yazıda, Kıbrısta yaşayan Türk ve Rum toplumlarının önündeki dört seçeneğin birincisinin Rumlar ve Türklerin gevşek bir federal devletin çatısı altında toplanması, ikincisinin Adanın resmen sınırları belirlenmiş bir bölünmeye gitmesi, üçüncüsünün şu andaki bıçak sırtı dengenin korunması ve sonuncusunun da Rum kesiminin AB üyeliğine kabulü ve Türk tarafının kenarda bekletilmesi olduğu kaydedildi. KONFEDERASYON AKLA YAKIN AMA ZOR Her iki tarafın da kabul edeceği bir paylaşımın söz konusu olması, tazminatların uluslararası anlamda belirlenmesi ve yeni sınırların her iki tarafı da tatmin edecek şekilde çizilmesi halinde, Adadaki iki toplumu kendi kendilerine ve mutlu yaşamaya terketmemek için bir sebep olmadığı belirtilen yazıda, bütün bunlar ilke olarak gayet iyi, ama bunu başarmak uzun süredir gündemde olan gevşek bir federal çözümü başarmaktan da zor denildi. İlk seçeneğin en az zararlı seçenek gibi göründüğü, diğer üç seçeneğin ilkinden daha az tatmin edici olduğu belirtilen yazıda, şu andaki durumun korunmasındaki güçlüğe işaret edildi. Yazıda, bunun dışında AB üyeliği çerçevesinde gelişmesi muhtemel olumsuzluklar, Yunanistanın Rum kesiminin üyeliğinin gerçekleşmemesi halinde ortaya koyacağı veto şantajı ve Türkiyenin Kuzey Kıbrıs ile entegrasyona gitmesi ihtimalleri hatırlatıldı. TÜRKLERİ MEMNUN EDECEK ADIMLAR ATILMALI The Economistin yazısında, Adada iki ayrı devlet seçeneğinin ise başarılması zor bir çözüm gerektirdiği için, bütün olumlu görüntüsüne rağmen kenarda kaldığı bildirildi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın herhangi bir federal yönetim biçiminde Rumların Türkleri baskı altına alacağı görüşünü savunduğu ve bu düşüncesine Türkiyedeki generallerden de destek bulduğu kaydedilen yazıda, TÜSİADın adımı ise ender görülen umut verici bir adım olarak nitelendirildi. Bu bölüme daha çok teşvik lütfen başlığı da atılan yazıda, gerek ABnin gerekse BMnin Türk tarafını memnun edecek adımlar atması gereğine işaret edildi. RUMLAR ÇÖZÜM ARAYIŞINDAN UZAK Bu arada, Adadaki Rumların da çözüm arayışı adına son birkaç yılda biraz daha umut verici adımlar attığı, hatta neredeyse 1974 öncesinde Kıbrıslı Türklere karşı yapılan kötü muameleyi kamuoyu önünde kabul bile etme ihtimalleri bulunduğu belirtilen yazıda, şöyle denildi: Ancak ABye de Yunanistan tarafından Kıbrısın üyeliği noktasında şantaja uğratılmayı reddetmek görevi düşüyor. Aynı şekilde BMnin de yalnızca Rauf Denktaşın yasallığını kabul etmekle kalmayıp, Kıbrısta kurduğu devletçiğin sadece Türkiyenin bir parçası olmadığını ve kendi başına bir gerçek oluşturduğunu da Rumlara kabul ettirmesi gerekir TAVİZ TÜRKİYENİN YARARINA The Economistte yer alan yazının son bölümünde ise Denktaşın uzun süredir sürdürdüğü tutumu bir yana bırakıp Adanın ayrılmasından ziyade paylaşılmasına yönelik bir çözümü kabulü halinde, BMnin de ambargoları kaldırıp AB üyeliğinin ön habercisi olacak olumlu değişimin yolunu açması gerektiği vurgulandı. Yazıda, ne de olsa tavizde bulunmak sadece Kıbrısın değil, Türkiyenin de yararına olacaktır iddiasında bulunuldu. | ||||
İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||