|
Türk, Parlamentoda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin, Anayasada yapılan son değişikliğin ardından ilk kez bir kanunun bir bölümünü yeniden görüşülmesi isteğiyle TBMMye geri gönderdiğini hatırlattı. DGM Kanununda neden değişiklik yapılması gerektiğinin ayrıntılarıyla açıklandığını kaydeden Türk, Türkiyenin bir süre önce Anayasada temel hak ve özgürlükleri genişleten bir değişiklik yaptığını kaydetti. Türk, DGM Yasasında da daha demokratik, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı toplum düzeninin gerçekleştirilmesi doğrultusunda değişiklik yapıldığını söyledi. Bu yapılırken, Türkiyede yolsuzluklarla mücadeleden ve temel toplum özleminden vazgeçilmesi sözkonusu değlidir diyen Türk, şunları kaydetti: Sayın Cumhurbaşkanının gerekçeleri, TBMMde değerlendirilecektir. Ancak şunu ifade etmek isterim ki, DGMlerin TCKnın 313. ve 314. maddelerine bakması, aslında Anayasanın 143. maddesinde DGMlerin görev alanı olarak belirlenen sınırların ötesine taşan bir uygulamadır. Bu madde kapsamındaki bazı suçların da 313 ve 314. madde kapsamında işleniyor olması, bu temel olgunun görülmesini engellemeye yol açmamalıdır. Burada yapılan, TCK 313 ve 314. maddeye giren suçlara ağır ceza mahkemelerin bakmasıdır. DGM ile ilgili kanunda, bu mahkemelerin ağır ceza mahkemesi derecesinde olduğu ifade edilir. Demek ki, aynı derecede olan mahkekemeler arasında yeniden iş bölümü düzenlemesi sözkonusudur. Sadece 8 ilde DGM var, oysa ağır ceza mahkemeleri tüm illerde ve pekçok ilçede vardır. Bu bakımdan TCK 313 ve 314. maddeleri kapsamındaki suçlarla etkili mücadele için de olaya en kısa zamanda el koyabilecek ve davalara bakabilecek mahkemelerde bu suçların görülmesinde yarar vardır. 10 YIL ÖNCEKİ GEREKÇEYE DAYANDIRILDI Türk, DGMlerin halen CMUKun 104. maddesinde 1992 yılında yapılan değişiklikten önce yürürlükte olan bir metne göre tutuklama kararı verdiğini belirterek; ancak CMUKta yapılan değişikliklerden bir bölümünün DGMlerde uygulanmamasına ilişkin hükümün zaman içinde tümüyle kaldırılması gerektiğini söyledi. Son kanunda bunun bir örneği verilmiş, kişi hak ve özgürlükleri bakımından güvence olmak üzere DGMlerde tutuklama kararı, ancak yürürlükte olan CMUKun 104. maddesine göre verilmesinin hükme bağladığını belirten Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü: Sayın Cumhurbaşkanı, 10 yıl önce o dönemin cumhurbaşkanı tarafından Meclise geri gönderilen bir gerekçeye dayanarak ve 10 yıl önceki Adalet Komisyonu gerekçesini öne sürerek bu düzenlemenin sakıncalı olacağını ifade ediyor. Biz şüphesiz, terörle yıllardan beri mücadele veren ve birikimi olan bir ülkeyiz. 11 Eylül olayları da, TBMMnin Anayasada yaptığı değişikliklerden önce oldu. Ama buna rağmen TBMM, Anayasada temel hak ve özgürlükleri genişleten değişiklikleri yapmıştır. Çünkü, Türkiye çağdaş anlayışa uygun demokratik hukuk devletini kurma kararındadır. CMUK 104. maddesinin DGM bakmından da uygulama alanı bulmasını sağlayan değişiklik de bu yönde atılan önemli bir adımdır. Bunun geri çevrilmesi, üstelik 10 yıl önceki gerekçelerle çevrilmesi, bu ileri adımlara ters düşen görüşü yansıtmaktadır. GEREKÇE KENDİ İÇİNDE ÇELİŞKİLİ Türk, DGMlerin görev alanına giren suçlar arasında Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununun da bulunduğunu belirterek, kanunun 1. maddesinde bir değişiklik yapılarak mafya tipi suç örgütü tanımının yeniden ele alınıp uygulamada tereddütlere yol açan bazı ifadelerin çıkarıldığını söyledi. Türk, konuyla ilgili görüşlerini şöyle ifade etti: Sayın Cumhurbaşkanı, bu tür örgütlerde her zaman baskı ve şiddet olmayabileceğini, önemli olanın çıkar birliği bulunması olduğunu ifade ediyor. Aynı gerekçede, bu kanun kapsamındaki suçlarla 313 ve 314. maddeleri arasındaki farkın, çıkar amaçlı suç örgütlerinde yıldırma, incinme ve korkutma yöntemlerinin uygulandığı belirtilmektedir. Bu, gerekçenin kendi içinde çelişkisidir. Çıkar amaçlı suç örgütlerinin özellikleri arasında yıldırma, korkutma, sindirme vardır. Buysa, cebir, şidet ve baskı kullanıldığında ortaya çıkan bir durumdur. Kanun hakkında kamuoyonda bazı görüşler ve kaygılar dile getirildiğini anlatan Türk, kaygıya gerek olmadığını savundu. Türk, kamuoyunda doğabilecek izlenimlerin de ne derece doğru olduğunun tartışılabileceğini ifade ederek, Kamuoyunda bazı yazarlar haklı veya haksız çeşitli eleştiriler yapmıştır. Ama Cumhurbaşkanının değer ölçüleri hukuk ve Anayasaır, kamuoyunda doğan izlenimlere göre değerlendirme yapılmamalı görüşünü savundu. Türk, Sayın Kanadoğlu da benzer bir uyarı yapmıştı diyen gazeteciye, Böyle bir uyarı sözkonusu değil. Sadece bir milletvekili Kanadoğlundan görüş almıştır dedi. Türk, yasanın aynen geri gönderilip gönderilmeyeceğini sorulması üzerine, Konu, TBMMnin yetkisindedir. TBMM, Sayın Cumhurbaşkanının gerekçelerini değerlendirecek ve en uygun kararı verecektir diye konuştu. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||