|
Reel sektöre destek son aşamada Niyet mektubunda reel sektöre ilgi vaad ediliyor Derviş: Ekonominin düzeldiğine dair olumlu işaretler var IMF heyeti haftasonu geliyor IMF ile yeni bir stand-by'a doğru IMF ile 3 yıllık yeni anlaşma IMF, faiz dışı bütçede ısrarlı IMF, kaynak için rapor hazırlıyor IMF'den 10 milyar dolar ek kaynak Reel sektöre desteğe yeni düzenleme |
|||
Önümüzdeki yıl para politikası uygulamasını daha da güçlü kılacak unsurlardan birinin saydamlık olduğunu diye getiren Serdengeçti, özel bankaların güçlendirilmesi için başlatılan çalışmaların önümüzdeki dönem hızla ve başarıyla sonuçlandırılması gerektiğini söyledi. TARTIŞMALARDAN KAÇINILMASI GEREK İç borçlanmanın sürdürülebilirliği için faiz dışı bütçe fazlası, ek dış kaynak ve programla ilgili tartışmalardan kaçınılması gerekiyor diye konuşan Serdengeçti, reform sürecinin aksamadan sürmesi gerektiğinin altını çizdi. 4 TEMEL KOŞUL Basına dağıtılan konuşma metnine göre, sürdürülebilirlik için dört temel koşulun sağlanması gerektiğini belirten Serdengeçti, bunları mali disiplinin sürdürülmesi, 2002 yılında çok önemli miktarda faiz dışı bütçe fazlası verilmesi, gerekli ek dış kaynakla programın desteklenmesi, politik gelişmelerin programın inandırıcılığına zarar vermemesi, bugüne kadar gerçekleştirilen yapısal reformların iktisadi temelleri nasıl düzelttiğinin kamuoyuna daha iyi anlatılması ve reform sürecine devam edilmesi olarak sıraladı. Bu dört koşulun sağlanmasıyla birlikte faiz oranlarında düşüş ve döviz kurlarında istikrarlı bir seyir gözlenebileceğini belirten Serdengeçti, böylelikle enflasyon oranının giderek azalacağı ve yıl sonu için hedeflenen yüzde 35 düzeyine ulaşabileceğinin tahmin edildiğini kaydetti. Bu istikrarın yurtiçi talebi uyaracağını düşündüklerini ifade eden Serdengeçti, ancak uyarılan yurtiçi talebin üretime dönüşebilmesi için mali sektörün tekrar krizi açabilir bir bünyeye kavuşturulması gerektiğini bildirdi. Özel sermayeli bankaların güçlendirilmesiyle, ekonomik büyüme için gerekli olan fonların reel sektöre daha rahat aktarılabileceği bir ortamın oluşacağını belirten Serdengeçti, Merkez Bankasının diğer ilgili kurumlarla birlikte döviz kuru döviz piyasalarının işleyişinin etkinleştirilmesi için bir dizi idari düzenlemeler yaptığını söyledi. ENFLASYON HEDEFLEMESİ SON AŞAMADA Serdengeçti, Merkez Bankasının enflasyon hedeflemesine 2002de geçmek için hazırlıklarını tamamlama aşamasında olduğunu belirtti. Basına dağıtılan konuşma metnine göre, enflasyon hedeflemesi rejimine geçmek amacıyla teknik hazırlıkların yapıldığına işaret eden Serdengeçti, bu bağlamda Merkez Bankası tarafından yapılan iktisadi yönelim anketine ilave şekilde, ağırlıklı olarak finans kesiminin enflasyon kur ve faiz beklentilerini ayda iki kez elde etmeyi amaçlayan enflasyon beklenti anket verilerinin toplanmasına başlandığını söyledi. Serdengeçti, şöyle dedi: Enflasyon hedeflemesi rejimi, gerek enflasyon hedefinin nominal çapa olması yoluyla para politikası üzerindeki belirsizliklerin azaltılması, gerek bağımsız para politikası uygulamasının getireceği dış şoklara karşı esneklik, gerekse kamuoyu ile iletişimi artan ve kamuoyuna neyi, ne amaçla yapacağını anlatacak şeffaf bir para politikası çerçevesi oluşturulması açısından ülkemize birçok yarar sağlayacaktır. Ülkemizde enflasyon hedeflemesi rejiminin uygulanmasıyla, enflasyonist bekleyişlerin azalması, döviz kurunda olan değişimlerin fiyatlara yansımasının azalması ve faiz oranlarının düşüş sonucunda borcun sürdürülebilirliğinin kolaylaşması gibi olumlu gelişmeler gözlemlenecektir. HEDEFLEME PROGRAMIN PARÇASI Enflasyon hedeflemesinin, genel ekonomik programın önemli bir parçası olarak düşünülmesi gerektiğini söyleyen Serdengeçti, bu çerçevede bu rejimin uygulanması başarısının, ekonomi politikalarıyla desteklenmesine bağlı olduğunu bildirdi. Serdengeçti şöyle devam etti: Kısaca bu rejimin başarısı, önce ekonomideki bazı olumlu gelişmelere, örneğin dalgalı kur rejiminde kurun istikrar kazanmasına ve enflasyon üzerindeki etkisinin azalmasına, geçmiş enflasyona endeksleme sisteminin terk edilerek ileriye yönelik endekslemeye geçilmesine, ayrıca Hazinenin borç piyasalarındaki hakimiyetinin azalmasına bağlıdır. Bunlara ilave olarak mali disiplinin sağlanması, finansal derinleşme, mal ve hizmet piyasalarının göreli fiyat değişmelerine karşı daha esnek bir yapıya ulaşması da bu rejimin başarısı için son derece önemli faktörlerdir. Serdengeçti, dolaylı vergilerdeki kademeli artışları, enflasyon üzerinde etkili olan kamu fiyatlarındaki artışları dünyada ve petrol ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmaları, tarım üretiminde tarım fiyatlarını etkileyebilecek dalgalanmaları, beklenmeyen doğal afetleri enflasyon hedefinden sapmaları açıklayabilecek faktörler olarak gözönünde bulundurulduğunu kaydetti. ENFLASYON HEDEFLERE YAKLAŞACAK Para programının, para tabanının reel büyüme ve enflasyon hedefine paralel bir artış göstermesinin hedeflendiğini ifade eden Serdengeçti, para tabanının bu çerçevedeki artışı mali disiplin ve yapısal reform önlemleri ile birlikte ekonomik birimlerin enflasyon beklentilerini hükümetin ekonomik programında öngörülen fiyat artışlarına yaklaştıracağını söyledi. Serdengeçti, şöyle devam etti: Merkez Bankası, nominal çapa olan para tabanı için belirlenen hedefe ilave olarak, ücretler, uluslarası ekonomik gelişmeler, enflasyon beklentileri, toplam arz ve talep, döviz kuru, kamu kontrolü altındaki mal ve hizmet fiyatları, ihracat, ithalat ve sermeye hareketlerindeki gelişmeler, genel fiyatlar trendi üzerindeki etkileri değerlendirerek, fiyat istikrarına ulaşma temel amacı doğrultusunda alacağı para politikası kararlarını belirleyecek ve faiz oranlarında gerekli görülen değişiklikleri yapacaktır. CARİ AÇIK 1.9 MİLYAR DOLAR OLACAK Serdengeçti, Türkiye ekonomisinde 2002 yılında özellikle sanayi ve hizmetler sektörlerinin, kaynaklar olarak tekrar büyüme süreci içine gireceğini ve ekonominin yüzde 4 oranında büyüyeceğinin tahmin edildiğini vurgularken, bu çerçevede 2002 yılında cari işlemler dengesinin 1.9 milyar dolar açık vermesi beklenirken, sıkı maliye politikasının sürdürülmesi ile faiz dışı bütçe fazlasının 2001 ve 2002 yıllarında GSMHnin sırasıyla yüzde 5.7 ve yüzde 6.5i olacağı tahmin edilmektedir dedi. Serdengeçti, Merkez Bankası ve hükümetin 2002 yılı için beraberce belirlemiş olduğu hedefler doğrultusunda, TÜFEnin yüzde 35, TEFEnin de yüzde 31 oranında artmasının beklendiğini de hatırlattı. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||