Home page
Haber Menüsü


OECD, TL’de ılımlı artış bekliyor
OECD’nin son raporuna göre, bu yıl önemli ölçüde değer yitiren Türk Lirası’nı önümüzdeki 2 yıl “ılımlı” bir yerel değerlenme bekliyor. OECD, 2002’de enflasyonun yüzde 37’ye düşeceğini, büyümenin yavaş da olsa başlayacağını bildirdi.
İstanbul
NTV
20 Kasım— Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD), hazırladığı son ekonomik raporda yeralan projeksiyonlara göre, bu yıl önemli ölçüde değer yitiren Türk Lirası’nı önümüzdeki 2 yıl “ılımlı” bir yerel değerlenme bekliyor.

   
 
       
   
MSNBC News OECD: Memur sayısı fazla değil
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  OECD, bugün yayımladığı raporda, Türk Lirası’nda bu yıl yaşanan yüksek oranlı devalüasyona dikkat çekti ve bu durumun ihracata dayalı büyümeye hız kazandıracağını vurguladı.
       ABD’deki terör saldırısının turizm gelirlerini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekilen raporda, bu durumun iç talebin toparlanmasını geciktirebileceği belirtildi.
       OECD’ye göre, reel faiz oranları en azından 2002 yılının ilk yarısında yüksek düzeyde kalmaya devam edecek. Ancak daha sonra uygulanan programın kredibilitesi piyasanın güvenini sağladıktan sonra, faizler de gerileme yaşanacak.
       
ENFLASYON TAHMİNİ % 37
       Raporda, ortaya çıkan talep zayıflamasının, tüketici fiyat endeksini 2002 sonuna kadar yüzde 37’ye ve 2003 sonuna kadar yüzde 22’ye indirebileceği belirtildi.
       Kuruluşun tahminlerine göre ise, ihracatın bu yıl yüzde 5, 2002’de yüzde 7 ve 2003’te yüzde 12 artacağı, ithalatın ise bu yıl yüzde 19 daraldıktan sonra 2002’de yüzde 9 ve 2003’te yüzde 13 artacağı öngörüldü.
       
CANLANMA, BORCA DAYANIYOR
       OECD, Türkiye’nin ikiz krizlerin sebep olduğu ekonomik daralmadan ancak yavaş canlanma beklenebileceğini, bunun da borca dayandığını bildirdi.
       OECD’nin Türkiye hakkındaki yarıyıl raporunda, hükümetin, maliyetleri kısıp ağır borç yükünün idare etme becerisine olan güveni tesis etmek zorunda olduğu vurgulandı.
       ABD’de 11 Eylül’de girişilen terörist saldırıların Türkiye’nin turizm gelirlerini etkileyeceği öne sürülen raporda, Uluslararası Para Fonu (IMF) kredilerinin bu çerçevede çok önemli olacağı belirtildi.
       
SERT KARARLAR ALINACAK
       Raporda, bununla birlikte, “Türkiye’deki üçlü koalisyon hükümetinin ekonomik durgunlukta harcamaları kısmak için sert, sıkı kararlar almak zorunda kalacağına” dikkat çekildi.
       OECD, Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYİH) bu yıl yüzde 7.3 azalacağını, gayrisafi milli hasıla (GSMH) oranını 2002 yılı için yüzde 2.6, 2003 yılı için de yüzde 5.4 düzeyinde tahmin ediyor. Türk hükümeti ise gayrisafi milli hasılanın (GSMH) bu yıl yüzde 8.5 azalmasını bekliyor.
       Türkiye’nin Kasım ve Şubat krizleriyle şişen borç yükünün hallini, Avrupa Birliği (AB) üyeliğini yeniden ekonomik rayına oturtma çabalarının merkezine koyan OECD’nin raporuna göre, Türkiye’nin iç borçlarının GSMY’ye oranını (2001’de yüzde 65 civarına ulaşması bekleniyor) istikrara kavuşturma becerisine güvenin tesisi, programın başarısı için en kritik (önemli) unsur özelliğini koruyor.
       
HARCAMA KESİNTİLERİ GEREKİYOR
       Raporda, Türk hükümetinin, piyasaları borçların kontrol altında olduğuna ikna etmek için borç ödemelerini kapsamayan faiz dışı bütçede artış sağlamak zorunda olduğu belirtildi.
       OECD’ye göre, bunun Başbakan Bülent Ecevit hükümetinin geçen hafta ilan ettiği türden harcama kesintilerini kapsaması gerekiyor.
       
KISINTI ACI VERİCİ OLABİLİR
       OECD, kamu sektörü ve devlet bünyesindeki personel harcamalarındaki kısıntıların acı verici olabileceğini bildirdi. Raporda, “harcama kısıntılarıyla iddialı mali hedeflere erişme (ve dolayısıyla, programın kredibilitesine (güvenilirliğine) kabiliyeti, programlanandan daha yavaş büyüme şartlarında da belirsizdir” denildi.
       OECD, krizleri müteakiben faiz oranlarının yükselmesi ve Türk lirasının değer kaybetmesinin yüksek enflasyonu sürekli beslediğini, bunun da, ancak yavaşca dizginlenebileceğini bildirdi.
       
Saldırılar dünyayı vurdu
       OECD, ABD’yi vuran 11 Eylül saldırılarının ardından, dünya ekonomisinin 20 yıldan beri ilk olarak resesyona (durgunluk) girdiğini bildirdi.
       OECD’nin bugün yayımlanan altı aylık raporunda “11 Eylül terör saldırılarının dünya ekonomisinde ağır bir şok yarattığı” vurgulanırken, bununla birlikte dünya ekonomisinin gelecek yılın ikinci yarısından itibaren toparlanma umudunun bulunduğu belirtildi.
       Raporda, OECD üyesi 30 ülkenin toplam üretimlerinin bu yılın ikinci yarısından itibaren hafifçe daralmasının beklendiği, bu daralmanın gelecek yılın ilk yarısı boyunca da süreceğinin tahmin edildiği ifade edildi.
       Raporda, OECD ekonomilerinin ve genel olarak dünya ekonomisinin daralmasında dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’nin büyüme hızının düşmesinin etkili olduğu kaydedildi.
       OECD raporunda, ABD ekonomisinin gelecek yılın ilk yarısında yüzde 0.1 oranında küçülmesinin, ikinci yarıda ise yüzde 3.8 oranında büyüme yakalamasının beklendiği bildirildi. OECD’ye göre, ABD ekonomisi gelecek yılın bütününde ise yüzde 0.7’lik büyüme kaydedecek. ABD ekonomisinin 2003 yılında ise yüzde 3.8’lik büyüme hızı yakalaması bekleniyor. Pek çok iktisatçı, yıllık yüzde 2.5’un altındaki büyüme hızını resesyon işareti sayıyor.
       OECD, euro kuşağı için bu yıl yüzde 1.6, gelecek yıl yüzde 1.4, 2003 yılı içinse yüzde 3 oranında büyüme bekliyor. Lider ekonomiler arasında en kötü beklentiler ise Japonya ile ilgili. OECD, Japon ekonomisinin gelecek üç yıl içinde de resesyondan kurtulamayacağını düşünüyor. Japon ekonomisinin bu yıl yüzde 0.7, gelecek yıl yüzde 1’lik bir küçülme göstermesi, 2003 yılında ise ancak yüzde 0.8’lik mütevazı bir büyüme yakalaması bekleniyor.
       OECD’nin dünya ekonomisiyle ilgili tahminleri IMF’nin tahminleriyle büyük ölçüde çakışıyor.
       OECD raporunda, bu yıl içinde 10 kez faiz indirimi yaparak faiz hadlerini 1961’den bu yana en düşük düzeye indiren ABD Merkez Bankası’nın ekonomiyi canlandırmak için yeni indirimlere gidebileceği belirtildi.
       OECD uzmanları, bununla birlikte, ABD Merkez Bankası’nın şu an için mevcut faiz oranlarını koruması gerektiği görüşünü savundu. Raporda,euro kuşağında enflasyonun düşük seyretmesi nedeniyle Avrupa Merkez Bankası’nın da faizlerde yeni bir indirime gitmesinin beklendiğine dikkat çekildi.
       Sorunları 11 Eylül saldırılarından çok önce başlayan Japonya’nın ise faiz ve kredi politikalarıyla fazla bir şey başarma şansı bulunmadığı belirtiliyor. Fiilen zaten sıfır faiz uygulayan Japonya Merkez Bankası’nın ekonomiyi döviz piyasalarına müdahalelerle yönlendirmekten başka fazla seçeneği bulunmuyor.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları