Home page
Haber Menüsü


Untitled Document

Konu: İdrar Yolları Enfeksiyonu
Konuk: İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halit Özsüt

Sonay Dikkaya: Sağlık Raporu'ndan merhaba... Programımızda halk sağlığını olumsuz etkileyen sağlık sorunlarının tanı ve tedavisini uzmanlarla değerlendirmeye devam ediyoruz. Sağlık raporu'nda bugün ele alacağımız konu sistit ve tedavisi. Şimdi söz sağlık editörümüz sibel güneş'te.

Sibel Güneş: Merhaba... Her üç kadından birinin yaşamı boyunca karşılaştığı sistit bir idrar yolları enfeksiyonu. Zamanında tanı ve tedavisi yapılmadığında böbreklerde enfeksiyona neden olabiliyor. Bugün sistite yol açan etkenleri, gelişimini kolaylaştıran faktörleri İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halit Özsüt'le konuşacağız.

Sonay Dikkaya: Program süresince sistit enfeksiyonu ve tedavisiyle ilgili merak ettiğiniz konuları, telefonla, ya da saglik@ntv.com.tr elektronik posta adresimize iletebilirsiniz. Telefon numaramız 0212 335 42 60. Sayın Özsüt, sistit nedir, hangi organın hastalığıdır?

Halit Özsüt: Sistit kadınların hastalığı... Özellikle doğurdan çağdaki kadınları, bir baş belası diyebiliriz, çok sık görülür. Ülkemizde, yılda yaklaşık 5.5 milyon sistit atağı görüldüğünü tahmin ediyoruz aşağı yukarı. Özellikle doğurgan çağdaki kadınların 3'te 1'i sık tekrarlayan sistitlerle karşı karşıya. Ve tabi çok da uygun uygulamalar yapıldığını söyleyemeyiz. Bazen de hatta eczane tedavileri veya bayanların birbirine tavsiyeleri olmakta. Ama bunların önemli sonuçları da söz konusu... Özellikle tekrarlanma kesinlikle önlenebilir.

Sibel Güneş: Sistite yolaçan ve kolaylaştırıcı başlıca faktörler neler?

Halit Özsüt: Bir kere ülkemizde herşeyden önce çok su içme alışkanlığı yok. Bol su içilmesi, kadınların idrarını tutmaya çalışmaması çok önemli faktörler. Ama hiç bir şey olmasa da kadınlarda alt idrar yoluyla makatın birbirine yakın olması bu bakterinin çok kolaylıkla mesaneye ulaşmasını sağlıyor. Bunlar hareketli bakteriler. Çünkü bizi normalde, ister kadın ister erkek olsun idrar yolu infeksiyonlardan koruyan en önemli faktör idrar akımıdır. İdrar akımı oldukça bu infeksiyonun gelişmesi zordur. Ama bu hareketli bakteriler tek bir bakteri bile mesaneye girse 20 dakikada bir ikiye bölünerek çok kolaylıkla bir gün yaklaşık belirti ve bulguların ortaya çıkmasına yolaçıyor.

Sibel Güneş: Sistitteki etken bakteri nasıl saptanıyor?

Halit Özsüt: Etken bakteri kültürle saptanıyor. Ama ilk basit sistit deriz ona, basit sistit geçiren bayana kültür yapmaya gerek yoktur. İdrarda akyuvarların saptanması ve sistite benzer şikayetlere yolaçan, tıpta dölyolu iltihabı dediğimiz veya altidrar yolu iltihabı, üretit, diyoruz. Cinsel temasla bulaşıyor. Veya yine belirttiğimiz bir takım alerjik reaksiyonlar, kullanılan sabunlara veya deodarantlara bağlı aynı şikayetler ortaya çıkabiliyor. Bakteriyi de kültürle ilk basit sistitten sonra, bakterinin saptanması gerekir, idrar kültürü yapmak gerekir.

Sonay Dikkaya: Elektronik posta adresimize gelen bir soruyu size okumak istiyorum. Canan Emre isimli izleyicimiz, "sık aralıklarla tekrarlayan sistit problemim var. Tedavi için antibiyotik ilaçlar kullanıyorum. Ancak her defasında tekrarlıyor. Bunu önlemek için ne yapmalıyım?" diye konuşuyor.

Halit Özsüt: Bir kere öncelikle durum saptaması yapmak gerekir. Hastamız, gerçekten sistit mi geçiriyor yoksa bu şikayetler başka bir nedene mi bağlı? Ayırıcı tanı yapılması gerekir. Sistite bağlı ise bir soru sormamız gerekir. Cinsel temas sonrası mı ortaya çıkıyor, yoksa cinsel temastan bağımsız bir sistit atağı mı? Herhalükarda iki durumda da düzenli olarak bir antibiyotiği her gece yatarken bir hekim tavsiyesiyle olmak kaydıyla düşük doz antibiyotiği altı ay kullanırsa, sorunlarından büyük ölçüde kurtulur. Ama ara vermeksizin, yani her sistit atağında antibiyotik yerine altı ay sürekli özellikle yılda 3'ten fazla sistit geçiriyorsa, sürekli 6 ay antibiyotik kullanması lazım. Ve büyük ölçüde yüzde 90'ların üzerinde bu problemi çözülür.

Sibel Güneş: Sistit ve diğer idrar yolu enfeksiyonlarının belirtileri nelerdir? Diğer enfeksiyonlardan ayıran en belirgin tarafları neler?

Halit Özsüt: Sistit, tabi özellikle idrarı yaparken yanması sendromu diye de geçer tıpta. İdrar yaparken olması çok önemli. Çünkü dölyolu iltihabında idrar ritmine doğru özellikle ağrı sızı olur. İkinci bir sorulması gereken soru tabi kadınlarda vaginusle karıştığı için bayanlarda genital akıntı olup olmadığı... Çünkü onların etkenleri farklıdır. Jinekoli değildir asla ve jinekoliye karşı yapılacak tedavi, mesela vaginitin belirti ve bulguların artışına yolaçar. Bu da hastayı oldukça rahatsız eder. Alt idrar yolunun ağzında özellikle sabahları bir akıntı olur. Bir de tabi çok önemil. Ateş yoktur sistitte. Sistit belirtileri olan bir bayanda ateş varsa, mutlaka böbrek infeksiyonu dikkate alınmalı, değerlendirilmeli. Ve olmadığına kanaat getirilmeli. Çünkü çok önemli. Ölüme kadar giden sonuca yolaçabilir böbrek iltihapları...

Sonay Dikkaya: Şerife Kayalı isimli izleyicimiz, "sistit enfeksiyonu üşütmeyle olabilecek bir sorun mu, sık yakalanıyorum, üreme organlarına zarar verme ihtimali var mı" diye soruyor.

Halit Özsüt: Üşütmenin etkisi yoktur. Zaten soğukalgınlığında da öyledir. Yani, direk soğuğa maruz kalmayla bir infeksiyonu başlatma söz konusu değildir. Çünkü, gripte de mesela grip virüsü varsa burnumuzda veya solunum yolumuza girmişse, soğuğa maruz kalmışsak, dışarıya atamayız. Aynı şekilde sistitte de özellikle soğuk banyolar ve denize girme vs. mesanenin temizlenmesini geciktirebilir. Ama mesaneye bir bakteri girmemişse, bir kişi sistit olmaz. Üreme organlarında herhangi bir zarar söz konusu değildir.

Sibel Güneş: Bu kadar sık görülmesine rağmen yeterince ciddiye alınıp, hekime başvurulabilen bir problem mi?

Halit Özsüt: Kesinlikle değil. Hatta çeşitli anketler yaptık hekimler arasında da. Bunun çok dikkate alınan, değerlendirilen bir konu olmadığı ortaya çıktı. Halk tarafından da bayanlar çeşitli nedenlerle bir takım tahmin edebileceğiniz doktora bile başvuramıyorlar. Utanıyorlar. Bu nedenle genellikle de sistit geçiren bayan diğer bir arkadaşına tedavi önerisinde bulunuyor. Tabi yanlış ise, mesela döl yolu iltihapları, üreme organlarına zarar verebilir, kısırlığa kadar gidebilir. Çok ciddi problemdir. Yani, bir ayırıcı tanı yapılması gerekir.

Sibel Güneş: Zamanında tanı konulmaması olayın kronikleşmesi için zemin hazırlıyor mu?

Halit Özsüt: Kronikleşmesi için değil ama tekrarlaması için böbreğe zarar vermesi açısından çok önemli problemler yaratabilir. Kronikleşmez...

Sibel Güneş: Atak başladığında neler yapılmasını öneriyorsunuz?

Halit Özsüt: Atak başlayınca, şiddetli yanma sızı, sürekli tuvalete gitme ihtiyacı... Sıkışma ise tuvalete gittiğinde çok az miktarda idrar yapması. Bir kere istirahate çekilecek. O gün, mesela çalışan bir bayansa, işe gitmemesi gerekir. 20 dakikada bir aşağı yukarı bir bardak su, yani ilk 3 saatte 3 litreye yakın su içmesi gerekir. Basit ağrı kesici alması gerekir. Mesane üstünde ve bele değil ama belin alt kısmına su sıcak torbaları konulması çok fayda sağlar. İlk üç saat içinde şikayetler büyük ölçüde azalır. Ama uzarsa, o zaman problemler başlıyor demektir.

Sonay Dikkaya: Sistit hastaları ne zaman doktora başvurmalılar?

Halit Özsüt: İlk 24 saat içinde şikayetleri tamamen geçmediyse, bu bayanın idrarda yanma, sızı, ağrı, sıkışma hissi olan bayanın mutlaka hekime başvurması gerekir. Ve bu üç hastalıkta özellikle ayırıcı tanıya gidilmesi gerekir. Bunun için idrar tahlili gerekir. Tabi idrar tahlilinde de bayanın genital organ temizliği yapması gerekir. Bu çok önemli. Vaginit dediğimiz döl yolu iltihabı, akıntı eğer idrara karışırsa yanlış sonuç verebilir. Bunun için üç tane bez veririz bayanlara. Birisi ıslaktır, birisi sabunlu, birisi kurudur. Önden arkaya doğru, önce sabunluyla, sonra ıslakla, sonra kuruya temizlenmesi gerekir. Sonra idrarın ilk kısmını dışarı yapması gerekir. Sonra idrar örneği vermesi gerekir. Bu maalesef ki uyulan bir kural değildir. Ve yanlış sonuçlara yolaçıyor. Biraz evvel de söyledim. Mesela dölyolu iltihabıysa, yanlışlıkla sistit diye teşhis edilirse, antibiyotik verilirse, şikayet artar. Dolayısıyla mantarlar veya bazı parazitler dölyolu iltihabına yolaçan. Kadının mevcut akıntısı şiddeti bir şekilde artar. Ve genital organlarda aşağıdan yukarıya doğru infeksiyon ilerlemeye başlar. Bu da çok önemli bir problemdir. Çünkü tanıyı geciktirir. Antiboyitiklerde biliyorsunuz, oradaki normalde bulunan bakterileri ortadan kaldırdığı için normalde kadınların döl yolunda da bakteriler vardır. Bunlar ortadan kalktığı için tamamen mantarlara açık bir ortam haline gelir ve şikayetler çok artar. Bunun dışında mutlaka eğer böbrek iltihabı düşünülüyorsa hekime başvurduğunda, lokosite bakılması lazım. Sedimantasyon denilen ve crp dediğimiz bir özellikle böbrek infeksiyonlarının ayırıcı kanısını kolaylaştıran faktöre bakmak gerekir.

Sibel Güneş: Sistitin oluşumunda yıkanma alışkanlıklarımızın rolü nedir?

Halit Özsüt: Bir parça katkısı var. Mesela sık tekrarlayan sistit geçiren bayanların, küvette yıkanmamasını tavsiye ediyoruz. Çünkü orada ortama karışan bakteriler kolaylıkla alt idrar yoluna ulaşabiliyorlar. Tabi taharet alışkanlığı çok önemli. İster suyla ister tuvalet kağıdıyla olsun bayanların asla arkadan öne değil, önden arkaya doğru taharet alması gerekir. Çünkü bakterilerin makat çevresinde otomatik bulunması söz konusu, dışkılama sonrası. Ve biz alt idrar yolu etrafına bu bakterileri getirirsek, sistit etkenleri de hareketli bakterilerdir. Yani, tutunarak yürüyebilirler, idrar akımına ters yönde. Bu nedenle önemli problem olabilir.

Sibel Güneş: Peki, giyilen iç çamaşırlarının, kıyafetlerin bir etkisi söz konusu mu?

Halit Özsüt: Sadece dar pantolon giymemesini öneriyoruz, sistit geçiren bayanlara. Onun dışında alerjik reaksiyonlar yaratan bazı maddeler var. Bilimsel olarak onların hepsini incelemek söz konusu değil tabi. Dar pantolonun sitrit atağının tekrarlamasını sıklaştırdığını biliyoruz.

Sonay Dikkaya: Elektronik posta adresimize gelen bir soruyu iletmek istiyorum. Tülin Sarı isimli izleyicimizin sorusu şöyle: "Ben sık sistit geçiriyorum. Her seferinde de bol su tüketiyorum. Ancak tekrarlıyor, bana ne önerirsiniz?"

Halit Özsüt: Mutlaka su içmeye devam etmesini istiyorum. Çünkü su gerçekten çok önemli. Bakterileri dışarıya atıyor. Hatta, antibiyotik çağından önce de, yani yüzyılın başında da veya daha önce de sistit verdi. Herkes antibiyotik almıyordu o zaman tabi ki. İdrar akımı varsa, bir kere bu çok önemli. İdrar tutmaması gerekiyor. Ama buna bir çözüm. Yani, bu gerçekten izleyicimizin geçirdiği sistit mi değil mi, sistitse koruyucu antibiyotik alması gerekir, bir hekime başvurup. Sistit atağında antibiyotik kullanmak bir çözüm değildir.

Sibel Güneş: Peki, bu dönemde antibiyotik dışında yanma ve sızı söz konusu olduğunda da insanlar antibiyotiğin yanısıra ağrı kesiciler de kullanılar. Bunların tedaviye olumsuz bir katkısı var mı?

Halit Özsüt: Hayır, olumsuz katkısı yok. Bilakis ilk 36 saatte, mesela 8 saatte veya 12 saatte bir, hastanın durumuna göre ağrı kesici alması faydalıdır.

Sonay Dikkaya: Sistitin seyrini kötüleştiren faktörler neler?

Halit Özsüt: Sistinin seyrini, bir defa tedavinin gecikmesi veya yanlış tanı koyulması en önemli sorunlardır. Çünkü bu bakteriler mesaneye ulaşan bu bakteriler kolaylıkla üst idrar yoluna, oradan da böbreğe ulaşırlar. Ve böbrekte iltihap olması gerçekten çok ciddi bir olaydır. Mutlaka acilen hekime başvurulması gereken bir olaydır. Önemli sonuçları var. Bütün infeksiyonların en kötü sonucunu görürüz. Burada da en sık pioranefit sonrası septis gelişir. Nasıl anlayacağız. Çok yüksek ateş olur, 39-40 derece. Üşüme, titremeyle bu ateş çıkar. Saatler sürebilir, zaman zaman düşebilir. Şiddetli bel ağrısı, böğür ağrısı ve daha az oranda da karın ağrısı görülür bu hastalarda. Bunlara sistit belirtileri, bulguları da eşlik edebilir. Örneğin idrarda yanma sızı, şiddetli ağrı. Fakat bunlar hasta bize geldiğinde, birkaç gün olduğunda bize söyleyebilir. Tedavisi tıkanmıştır veya yanlış tedavi görmüşse hasta bu çok ciddi bir sorundur. Hastanın mutlaka hastaneye başvurması gerekir. Hemen acil antibiyotiğe başlanması gerekiyor bu hastaya.. Gerekirse, özellikle hastanın bulantı, kusması varsa, genel durumu kötüyse, hastaneye yatırılıp, damardan antibiyotik verilmesi lazım. Ama erkenden kontrol altına alınırsa, bu sonuç hiçbir zaman ortaya çıkmayacaktır. Bu en önemli ve ciddi sonuçtur.

Sibel Güneş: Hekim hastaya nasıl yaklaşmalı, hastaneye ulaştıktan sonra?

Halit Özsüt: Bir kere hekim, hastasıyla iyi bir konuşma yapmalıdır, muayeneden önce... Bu sistitte çok önemli. Çünkü, hastanın vaginitim var, sistitim var veya ürettit dediğimiz cinsel temasla oluşan eneksiyonum var. Veya hiçbir enfeksiyon olmaksızın, alerjik nedenlere bağlı ortaya çıkan tablo. Bunun ayrılması lazım. Bu da konuşmakla mümkündür. Bunun için özel bir yöntem yoktur, pahalı bir yöntem yoktur. Ne soracağız: Bir kere yanma sızı ne zaman, yani idrar yaparken mi, yaptıktan sonra mı? En basitinden çok çarpıcı bir örnektir. Sistitte kadın tuvaletten çıkmak istemez adeta. Bir cinsel eş öyküsü vardır veya eşiyle cinsel temasla bulaşan enfeksiyon var mı? Bu çok önemli. Yeni, bir cinsel eş oyküsü var, cinsel temasla bulaşan enfeksiyon, üretit olması. Halk arasında ise bel soğukluğu dediği hastalık. Vaginitti de en önemli şey, ağrılı cinsel temastır. Bir kadın, idrar yaparken yanma şikayeti var, aynı zamanda ağrılı cinsel temas söz konusuysa, ilk planda vagin düşünülmelidir. İkinci bir bulgu, genital akıntıdır. Normalde de bir genital akıntı olur. Ama bunun pis kokulu olması ve miktarının artması çok önemli. Bir de genital bölgede şiddetli kaşıntı olur. Hekim, bunları detaylı olarak hastasından öğrenmelidir. Muayenede çok önemli bir bulgu yoktur, sistitte. Sadece mesane üzerinde. O da vakaların ancak üçte birinde, yaklaşık.. Biraz hassasiyet olur. Bir, idrar tahlili yapılması, düzgün idrar alarak... Tanıyı kordurur. Ama tekrarlayan atakları varsa, mutlaka idrara kültürü yapılması gerekir. Ama idrar kültürü sonucuna kadar, tedavi beklemez. 48 saat sonra çıkar yaklaşık.

Sonay Dikkaya: Şimdi telefon hattımızda bir izleyicimiz var. Ayşe Gönül'un sorusunu dinliyoruz.

Ayşe Gönül: Ben 4.5 aylık hamileyim. Sistitim azdı. Bebeğime bir zararı olur mu diye soracağım. Tedavi olursam, bir zararı olur mu? Bir de sıcak su koyduğum zaman ayaklarıma bir ferahlama oluyor. O, düşük tehlikesi meydana getirir mi?

Halit Özsüt: Bizim üzerinde durmadığımız bir konuydu, şu ana kadar, programda. Gerçekten gebelikte çok önemlidir. Gebelikte, diğer normal gebe olmayan kadınlara göre böbrek iltihabı gelişme riski çok daha fazladır. Karın içindeki basınç değişikliğinden dolayı... Tedavi edilmezse bebeğe zarar verebilir. Bebek erken doğabilir. Düşük doğum tartılı doğabilir. Veya annenin doğum kanalından geçerken, yenidoğan sepsis dediğimiz, çok ciddi bir tabloya yolaçabilir. İzleyicimizin tedavisi kesinlikle mümkündür. Hamilelerde, bebeğe zarar vermeyen antiyotikler vardır. Çok rahatlıkla kullanılabilir. Bir tavsiyem de bu tedavisi yapıldıktan sonra her ay mutlaka idrar tahlili yaptırılması, idrar kültürü yapılması. Çünkü bazen bu sistit atağı tamamen geçer gebelerde ama idrarda bakteri kalmaya devam eder. Bu da aynı şekilde bebeğe zarar verebilir. Yani her ay hem idrar tahlili, hem idrar kültürüyle bu gebe hastamızın izlenmesi lazım. İdrarında bakteri sözkonusuysa herhangi bir ayda yine bunun tedavisi gerekir, hastanın hiçbir şikayeti olmasa da. Çünkü yine bebeğe zarar verilmesi söz konusu. Yani, erken doğması... Bu da çok önemli. Organlar tam tamamlanamıyor. Düşük doğum tartısı ve yenidoğan sepsisi...

Sibel Güneş: Bu tedavide kullanılacak antibiyotiklerin gebelik açısından bir riski söz konusu mu?

Halit Özsüt: Hayır, kesinlikle değil. Ama tabi, üzerinde durmamız gereken bir konu var. Normalde gebe olmayan kadınlarda kullandığımız ilk seçenek, antibiyotikler en azından bebeğe zarar verir. Bu nedenle antibiyotik seçerken bayanın gebe olup olmadığı mutlaka öğrenilmelidir. Bazen tam farkedilmeyebilir. Şüphe varsa gebelik testi yapılması gerekir. Sıcak su koyabilir. Yani, bunun düşükle bir ilgisi yoktur. Çünkü anladığım kadarıyla bacaklarına, ayaklarına koyması söz konusu, hayır yoktur...

Sibel Güneş: Sistit nasıl tedavi edilir?

Halit Özsüt: Tekrarlayan atak söz konusuysa idrar kültürü yapılırken, biz antibiyotiğe başlarız. Yani, riske atamayız hastayı. Böbreğe ilerlemesini engellemek lazım. Gebe olmayan bayanlarda üç günlük tedavi kesinlikle yeter. Ama hastanın şikayetleri uzamışsa, beş günden fazlaysa, gebeyse özellikle, şeker hastalığı varsa, tedavinin yedi gün sürdürülmesi gerekir. Çünkü gizli bir böbrek iltihabı söz konusu olabilir. Bu da hastalığın nüksetmesine yolaçar. Gebe olan bayanlarda basit penisilin grubu antibiyotikler son derece etkilir ve bebeğe de hiçbir zarar vermez. Ama yedi gün tedavi gerekir.

Sibel Güneş: Telefon hattımızda bir izleyicimiz daha var. Fazıl Kaya'nın sorusunu dinliyoruz.

Fazıl Kaya: Van'dan arıyorum. Eşim yaklaşık 9 yıldır sistit. İlk başta götürmediğim doktor kalmadı. Antibiyotiklerle başladık. Ondan sonra Ankara'ya, İstanbul'a bütün doktorlara gittim. Maalesef bir tedavisini bulamadım. Halen devam ediyor. Sürekli yanması var. Ne yapmam gerekiyor?

Halit Özsüt: Bu belirttiğiniz klinik tablo içinde pek çok bayan var, ne yazık ki ülkemizde... Kesinlikle eşinizin bu idrardaki yanma, sızı şikayetlerinin neye bağlı olduğunu ortaya çıkarmak gerekir öncelikle. İleri derecede pahalı tetkiklere asla gerek yoktur, bunu ortaya çıkarmak için. Hekimlerin, eşinizle çok iyi konuşup, biraz evvel saydığım özellikleri saptamaya çalışması gerekir. Eğer eşiniz sistitse, altı ay süreyle her gece düşük doz antibiyotik kullanması, yüzde 90'ın üzerinde fayda sağlar. Eğer, 6 ay bitiminden sonra tekrar olursa, bir seneye kadar uzatılabilir. Bu konuda bütün dünyada oldukça iyi yayınlar var. Ve eşiniz bu dertten yüzde 99 kurtulabilir.

Sibel Güneş: 9 sene sürebilir mi?

Halit Özsüt: Sık sık tekrarlıyordur. Yani, bir senede 10 kere, yaklaşık sistit geçiren bayan hastam var. Öyel hastalar geliyor ki, bir tomar tetkik yapılmış ama sonuç yok. Bunun çözümü hastanın şikayetleri olunca antibiyotik kullanması değildir. Senede üçten fazla sistit tablosu geçiriyorsa bayan mutlaka 6 ay düzenli antibiyotik kullanması. Hastalar, büyük ölçüde yararlanıyor. Bütün dünyada çok güzel çalışma ve raporlar var.

Sonay Dikkaya: Bu 6 ay kullanılacak antibiyotiğin herhangi bir zararı var mı? Ne dozda antibiyotik kullanıyor hastalar?

Halit Özsüt: Çok düşük dozda kullanıyoruz. Yani, normal bir bayan sistitken verdiğimiz diyelim ki 1 gram antibiyotikten veriyorsak, gece yatarken onun sadece 4'te 1'i, 250 mg veriyoruz. Bu da sadece idrarda sadece bakterilerin üremesi engelleniyor. Tedavi edici bir doz değildir ama hastaya zarar vermez. Düşük doz olduğu için de genital bölgede maya mantarlarının üremesine katkıda bulunmaz. Dolayısıyla bir sorun yaratmıyor. Hergün gece yatarken alması gerekir ki, çünkü tuvalete çıkma aralığı en uzun periyottur gece.. Genellikle hiç kimse tuvalete kalkmaz. İdrar mesanede birikir.

Sibel Güneş: Cinsel temasın da sistitin ortaya çıkmasında bir faktör olduğundan söz ettiniz. Hastalığın tedavisi sırasında, hasta cinsel temastan sonra nelere özen göstermeli?

Halit Özsüt: Cinsel temasla, mekanik olarak sistitin başlaması söz konusu olabilir. Bakterilerin alt idrar yolu ağzına ulaşması kolaylaşır. Bunun dışında önemli bir katkısı yoktur. Ama sık tekrarlayan, sistit geçiren bayanların özellikle hem kendilerinin hem eşlerinin duş almalarında büyük fayda var. Duş sonrası cinsel temas oldukça çok önemli ölçüde sistit ataklarını azaltabiliyor.

Sibel Güneş: Alkol tüketme, çok çay veya kahve tüketmek, sistitin seyrini olumsuz etkiler mi?

Halit Özsüt: Seyir değil ama bazı bayanlarda özellikle biliyoruz ki, çay, kahve ve alkol tüketimi sistit sırasında devam ederse, hastanın şikayetlerinin uzamasına katkıda bulunuyor. Ama hastalığın kötü seyretmesinde değil, sadece yanması, ağrılı idrar yaparken uzayabiliyor.

Sonay Dikkaya: Zerrin Sayar isimli izleyicimiz "ben sistit geçirdiğimde farklı antibiyotikler kullanıyorum. Hekime gitmiyorum. Ancak antibiyotikler artık etkili değil, direnç gelişmiş olabilir mi?" diye sormuş.

Halit Özsüt: Direnç gelişmiş olabilir gerçekten. Bir kere bazı antibiyotikler, zaten sistitte kullanılmamalı. Her antibiyotik hem infeksiyonda kullanılamaz. Çeşitli infeksiyonların çeşitli antibiyotikleri var. Otomatik olarak etkisiz antibiyotik kullanıyor olabilir. Kullanılması söz konusu antibiyotiklerden de bir kısmı gerçekten dirençli olabilir. Bunun için hekime başvurması gerekiyor. Anladığım kadarıyla atakları söz konusu, idrar kültürü şarttır.

Sibel Güneş: Sistit atağı geçiren bir kadın, neler yapmalı ve ne zaman hekime başvurmalı.

Halit Özsüt: Bol su içecek. İlk üç saatte yaklaşık her 20 dakikada bir, bir bardak su içmesi, istirahate çekilmesi, bir ağrı kesici alması ve mesane üzerinde ve de belin alt kısmına, sıcak su torbası koyması çok yararlı olacaktır. Şikayetleri 24 saati aşarsa, mutlaka hekime başvurması gerekir. Tekrarlayan ataklarda da yılda üç kezden fazla sistit geçiriyorsa bir bayan, her sistit atağında değil, hekim gözetiminde olmak kaydıyla 6 ay süreyle düşük doz antibiyotik kullanması son derece yararlı olacaktır.

Sibel Güneş: Katıldığınız ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz. Bugün de programımızın sonuna geldik. Uzman konuğumuz Doç. Dr. Halit Özsüt'le sistitin nedenlerini ve tedavisini konuştuk. Yarınki konumuz göz tansiyonu ve diyabetin göze verdiği zarar. Tekrar görüşmek dileğiyle sağlıkla kalın.

Sonay Dikkaya: Yarınki konumuz olan göz tansiyonu ve diyabetin göze verdiği zararla ilgili merak ettiğiniz sorularınızı saglik@ntv.com.tr elektronik posta adresimize iletebilirsiniz. Güzel bir gün dileğiyle hoşçakalın.

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları