Home page
Haber Menüsü


 
10 milyar dolar bizi şımartmasın
 
IMF’nin, ayrıntılarını vermemiş olmakla birlikte, 2002 yılı için gösterdiği niyet, Türkiye için ‘bıçak sırtı’ bir desteği ifade ediyor. Reformlardaki en ufak bir gerginlik, bu desteğin anlamını sıfırlar.
 
Kerem Alkin
NTV-MSNBC
 
17 Kasım—  Cuma sabahı 3 civarı IMF Başkanı Horst Köhler’den gerçekleştirdiği açıklama, Türkiye’ye 10 milyar dolarlık bir taze kaynağın verilmesine yönelik niyeti resmileştirdi. 10 milyar dolarlık bu ek taze kaynağın ayrıntıları, 11. gözden geçirme için aralık ayında Ankara’ya gelecek olan IMF’in temasları çerçevesinde netleşecek. Aralık ayında gerçekleşecek bu ziyaret esnasında, 2001 yılının son kredi dilimi olan 3.1 milyar dolarlık kredinin akibeti de netleşecek.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Eylül ayı sonunda Türkiye’ye verilmesi gereken 3.1 milyar dolarlık bir önceki kredi dilimi 2 ay gecikince, son kredi diliminin 2002 yılına sarkması ihtimali kuvvetlendi. Eylül ayı sonundaki 3.1 milyar dolarlık kredi dilimi Hazine’ye verilecekti. Bu nedenle, bu kredi diliminin gecikmesi netleşince, 5 Kasım’da yeni yasası yürürlüğe girmezden önce, Merkez Bankası Hazine’ye aralık ayında bırakılacak ilgili kredi dilimi kadar olanak sağladı. Yeni yıla sarkacağı neredeyse kesinleşmiş olan son 3.1 milyar dolarlık kredi dilimi ise Merkez Bankası’na verileceğinden, Hazine’nin IMF ile 2001 yılı için işi kalmamış olacak.
       Dolayısı ile, Hazine’nin esas odaklanacağı konu başlığı, 2002 için verilecek olan 10 milyar dolarlık taze ek kaynak. 2000 yılı başında hayata geçirilmiş ve krizler nedeniyle terkedilmiş olan 3 yıllık enflasyonla mücadele programı çerçevesinde, 2002 yılı için belirlenmiş olan 1.2 milyar dolar civarındaki kredi dilimi dahil, IMF’in aktaracağı toplam kaynak 11.2 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Ancak, 11. gözden geçirme çerçevesinde serbest bırakılması gereken 3.1 milyar dolarlık kredi dilimi gibi, 2002 yılı ödemeleri içerisinde gözüken bu 1.2 milyar dolarlık dilimin de akibetini önümüzdeki günler belirleyecek.
       Ekonomistlerin önemli bir kısmı bu 11.2 milyar dolarlık kaynağın yeterli olduğunu söylemenin zor olduğunu, ancak büyüklüğünden çok IMF’den bu tür bir ek taze kaynak almanın mesajının daha değerli olduğunu vurguluyorlar. Bunun nedenini, İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr. Sadi Uzunoğlu rakamlar ile şu şekilde ortaya koyuyor: ”
       Türkiye’nin 2002 yılı içerisinde gerçekleştireceği iç borç ana para ve faiz ödemesi 79 küsur milyar dolar civarında. Kamuya ait dış borç ana para ödemesi ise 13.4 milyar dolar ki, bunun 5.2 milyar dolarını IMF’e yapılacak geri ödeme oluşturuyor. Ekonomi yönetimi bu 5.2 milyar dolarlık geri ödemenin ertelenmesi taraftarı değil. Çünkü, hem faiz yükü artmış olacak. Hem de dış borcu geri ödemenin psikolojik anlamda prestijinden yararlanılmamış olacak.
       Bu iç ve dış borç geri ödemesine karşılık olarak, IMF’den alınacak kaynak, özelleştirmeden beklenen gelir, faiz dışı fazla hedefi, kamu ve fon bankaları ile özel sektör bankaların ellerindeki kısa vadeli kağıtların uzun vadeli kağıtlarla değiştirilmesini sağlayan takas işlemleri sonucunda, ekonomi yönetimi 2002 yılı için 50 milyar dolarlık bir kaynak yaratmaya çalışacak.
       
TAHVİL İHRAÇLARI HIZLANABİLİR
       Dolayısı ile, bir tarafta 93 milyar dolarlık bir geri ödemeye karşılık, 50 milyar dolarlık kaynak var. Yani, önümüzdeki yıl ekonomi yönetiminin 43 milyar dolarlık farkı bir takım yöntemler ile karşılaması gerekiyor. Yani, bankalara, kurumlara ve halka satılacak Hazine kağıtları ve uluslararası finans piyasalarından Hazine’nin yapacağı dış borçlanma ile bu kalan 43 milyar doların bulunması gerekiyor. Bu da, Türk ekonomisinin itibarının yerinde olması ve beklenen ekonomik reformların ödünsüz bir şekilde uygulanması ile mümkün. Ayrıca, vatandaşın istenen miktarda bono ve tahvil almaya eğilimli olmaması ihtimaline bağlı olarak, önümüzdeki yıl da Hazine’nin en önemli müşterisi yine bankalar olabilir. Bu durumda, 2002 yılında bankaların da Hazine’den kağıt satın alacak ölçüde likit olmaları gerekiyor. Kısacası, arabayı uçurumun kenarında hatasız sürmemiz gerekiyor.”
       Sadi Uzunoğlu’nun ortaya koyduğu tablo, bir ölçüde IMF’in tutumu ile uyuşuyor. G7, IMF ve Dünya Bankası’nda kimi dedikodulara göre, dış politika platformlarında 40 milyar dolar talep eden Türkiye, görünen o ki ilk etapta 10-11 milyar dolar ile yetinmek zorunda. Ve, bu noktada IMF, yeni bir 3 yıllık stand-by anlaşması -ki bu 18. anlaşmanın bitiş süresi 2004 yılı olacak- ve bu 10-11 milyar dolarlık kaynak ile Türkiye’ye ‘itibar’ boyutunda destek verip, ekonomik reformları yakından takip edip, Türkiye’nin içeriden ve dışarıdan piyasadan yeterince borçlanmasını sağlayacak mekanizmayı tercih ettiğini gösteriyor.
       Bu nedenle, kimi piyasa oyuncuları tarafından 20 milyar dolarlara kadar vardırılan ‘uçuçu’ ek taze kaynak desteği beklentileri, bu felsefeye bağlı olarak fos çıktı.
       
AÇIKLAMALAR ŞIMARTMASIN
       Bu nedenle, IMF’in ek finansman açıklamaları bizi havaya sokmasın, şımartmasın. 57. Hükümet’in devletin küçülmesi ve kamuda tasarruf önlemleri dahil, belirli bir takvime bağlanmış olan ekonomik reformlardaki her tereddüdü, uçurumun kenarında sürdüğümüz arabanın iki tekerliğini anında yoldan çıkarır. Bu çerçevede, 1 milyon 500 bin seviyelerine kadar gevşemiş olan dolar kurundaki hareketin perde arkasını da hafta arasına bırakalım.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları