|
Çok değil, bir kaç ay önce bir çoğumuz, büyümenin hızlanması, enflasyonun düşmeye devam etmesi, kredi notlarımızın arttırılması, yapısal reformlara ve özelleştirme proramına devam edilmesiyle birlikte giderek artan miktarda yabancı para girişinin gerçekleşeceğini tahmin ediyorduk. BORSA TEK ADRES OLAMADI Bu da likiditeyi rahatlatacak, faizlerin daha da düşmesini sağlayacak ve borsayı paranın tek adresi yapacaktı. Beklentilerimizin ilk bölümü büyük ölçüde gerçekleşti. Eksikler ve hedeflerden küçük sapmalara karşın ekonomik program büyük ölçüde hedeflerine ulaştı ve bundan sonrası için de beklentiler olumlu. Sorun beklentilerimizin ikinci bölümünde, yani yabancı para girişiyle ilgili bölümde. Yabancı para girişini sağlayacak birkaç yol var. En önemlileri arasında Hazinenin ve Türk bankalarının yapacağı dış borçlanmalar ile yabancı yatırımcıların Türkiyede yapacakları portföy ve doğrudan yatırımlar. Hazine yılbaşından bu yana 5 milyar ABD doların üzerinde dış borçlanma gerçekleştirdi. Bankalar ise 1999 yılının aksine geri ödemelerinden daha yüksek miktarlarda borçlanma gerçekleştirdiler. Ancak son aylarda FED ve ECB tarafından yapılan faiz arttırımları nedeniyle artan borçlanma maliyeti ve risk duyarlılığı dış borçlanmayı bir miktar zorlaştırdı. Yılbaşından beri yapılan borçlanma performansı oldukça iyiydi. Ancak, dış borçlanmalar büyük ölçüde artan cari açığı finanse etmekte kullanıldı ve be nedenle likiditeyi arttırıcı etkisi sınırlı kaldı. Yabancı para girişini engelleyen nedenler arasında Türkiye ile ilgili nedenler de var. Bunların başında kuşkusuz politika gelmekte. Önce Cumhurbaşkanlığı seçimi, şimdi de ANAP ve MHP arasında Mesut Yılmaz hakkında alınan komisyon kararları nedeniyle yaşanan gerginlik. Geçmişte yaşadıkları acı tecrübeler nedeniyle yabancı yatırımcıların Türkiye sözkosunu olduğunda en çok tedirginlik duydukları konuların başında politik krizler gelmekte. Haksızda sayılmazlar! Böylesine önemli bir ekonomik programın uygulanmasında koalisyon partilerinin bu kadar kayıtsız davranması çok kolay anlaşılır değil. GSM İPTALİNDEN KORKULUYOR Bunların dışında ayrıca Isbankası/Telecom Italia konsorsiyumu ile bakanlık arasında GSM-1800 satış sözleşmesinin imzalanmasında yaşanan gecikme de çeşitli spekülasyonlara neden oluyor. Dedikodulara göre bakanlık, konsorsiyumun satış sözleşmesini imzalamak için öne sürdüğü bazı koşulları kabul etmek istemiyor. Her iki taraf da görünürde olumlu gözükse de gecikmenin nedenini kimse açıklamıyor. Piyasa ise, satışın iptal edilmesinden kaygı duyuyor. TURKCELLİN HALKA ARZI ETKİLİ OLACAK Piyasalarla ilgili diğer bir önemli gelişme ise Turkcellin Temmuz ayında planlanan halka arzı. Bu, İMKB tarihindeki en büyük halka arz olacak. Kuşkusuz, bu arz piyasanın derinliğinin artması ve yeni yerli/yabancı yatırımcı çekmek açısından önemli. Ancak arzın büyüklüğü, piyasalarda devam eden tedirgin havayla birleştiğinde, bu arza katılmak isteyen yatırımcıların yeni para koymak yerine varolan portföylerinde bir azaltmaya gidip, arza bu şekilde katılmak isteyebilirler. Bu da halka arza kadar olan süre içinde piyasada genel olarak satış baskısının devam edebileceğini gösteriyor. | ||||
Emine Uşaklıgil Atilla Yeşilada Celal Pir Bayram Başaran Oğuz Büktel Mahmut Kaya Murat Yeşildere Yarkın Cebeci |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||