Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 11:06 TS 6 Tem., 2000
Askeri Savcı’dan ayrı iddianame
İtalya’nın Türkiye’ye iade ettiği Mehmet Ali Ağca hakkında, Abdi İpekçi cinayetinden mahkum olmasından sonra, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca ayrı bir iddianame hazırlandı.
İstanbul
AA
16 Haziran— İddianamede, Abdi İpekçi’nin öldürülmesi ve Papa 2. Jean Paul’un öldürülmeye teşebbüs edilmesi eylemlerinin de aralarında bulunduğu 9 ayrı suç sayılıyor. Dönemin Sıkıyönetim Askeri Savcısı Hakim Kıdemli Albay Hanefi Öncül ve Yardımcı Savcı Tevfik Tunç Onat tarafından “Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve bu teşekküle üye olmak”, “cezaevinden firari sağlamak”, “cürüm işleyeni saklamak”, “adam öldürmeye teşvik ve tahrik”, “rüşvet almak”, “görevi kötüye kullanmak”, “6136 sayılı Ateşli Silahlar hakkındaki Kanun’a muhalefet” suçlarına ilişkin soruşturma yürütüldü.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Soruşturma sonucunda, 16 Ocak 1984 tarihinde bazı suçlara ilişkin 53 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede, soruşturma sonucu bazı olaylara ilişkin verilen görevsizlik ve kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına da yer verildi.
İstanbul 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı’nın, bir kısım gazetelerde çıkan haberler ve Ağca’ya atfen yapılan açıklamaları ihbar kabul ederek aradan geçen süre içerisinde yeni gelişmeler olabileceği ve yeni deliller ortaya çıkacağı düşüncesiyle 9 konuda soruşturma yapılmasını istediği ifade edildi

       İddianamede, sanıklar bölümünde birinci sırada yer alan Mehmet Ali Ağca’nın “Adam öldürmek” suçundan idam cezası ile hükümlü ve Roma Rebibiya Cezaevi’nde müebbet ağır hapse hükümlü olduğu ifade ediliyor. İddianamede Ağca’nın yanı sıra, Zülfikar Yasan, Yılma Durak, Hasan Hüseyin Şener, Abuzer Uğurlu, Selçuk Atar, Yusuf Hududi, Mehmet Gürbüz, Mehmet Tanaydın, Eyüp Şanlıoğlu, Yusuf Ayaydın, Mustafa Kemal Derinkök, Doğan Yıldırım, Osman Alasu, Mehmet Metiner, Yılmaz Salman, Recep Öztürk, Oral Çelik, Yalçın Özbey, Mehmet Şener, Hasan Murat Pala, Güngör Uygur, İhsan Bayram ve Yüksel Yılmaz, sanık olarak gösteriliyor.
       
SANIKLARIN HUKUKİ DURUMLARI
       Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve başyazarı Abdi İpekçi’nin 1 Şubat 1979 tarihinde öldürülmesinden sonra olayın failleri olarak Mehmet Ali Ağca ve Yavuz Çaylan’ın yakalandığı, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce 11 Temmuz 1979 tarihinde tutuklandıkları ve Mehmet Şener hakkında da gıyabi tutuklama kararı verildiği belirtilen iddianamede, Ağca’nın 28 Nisan 1980 tarihinde ölüm cezasına mahkum edildiği ve hükmün Askeri Yargıtay 1. Dairesi’nce 20 Ağustos 1980 tarihinde onanarak kesinleştiği ifade ediliyor. Ölüm cezasının infazıyla ilgili kanunun, Resmi Gazete’nin 12 Mart 1982 tarihli mükerrer sayılı nüshasında yayınlanarak yürürlüğe girdiği kaydedilen iddianamede, Yavuz Çaylan’a TCK’nın 296. maddesi gereğince verilen 3 yıl hapis cezasının bozulduğu, yeniden yapılan yargılama sonucu da İstanbul 1 No’lu Sıkıyönetim Askeri Zahkemesi’nin 27 Ocak 1981 gününde verdiği kararla 10 yıl ağır hapse mahkum edildiği bildiriliyor. Ağca’nın, 7 Kasım 1979 tarihinde muayene için sevk edildiği Adli Tıp Kurumu binasından kaçırılmak istendiği kaydedilen iddianamede, bu eylemden olayı Atilla Serpil ile Nurettin Çiçek’in 1 No’lu Askeri Mahkeme’nin 23 Aralık 1980 tarihli kararı ile mahkum olduğu, Bayram Sarıtaş, Muzaffer İnan, Yusuf Hududi, Adnan Atmaca, Yusuf Kayabaş, Ali Çam ve Osman Alasu’nun ise beraat ettiği vurgulanıyor. Yine Mehmet Ali Ağca’nın 23 Kasım 1979 tarihinde tutuklu bulunduğu Kartal-Maltepe Cezaevi’nden firar ettiği ifade edilen iddianamede, bu eyleme karıştıkları belirlenen Bünyamin Azeryılmaz, Mehmet Tanaydın, Rasim Gürbüz ve Ramazan Gürbüz’ün Sıkıyönetim 2 No’lu Askeri Mahkemesi’nin 16 Haziran 1981 günlü kararı ile çeşitli cezalara mahkum edildikleri belirtiliyor.
       
KOMUTANLIĞIN EMRİ
       İstanbul 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı’nın, bir kısım gazetelerde çıkan haberler ve Ağca’ya atfen yapılan açıklamaları ihbar kabul ederek aradan geçen süre içerisinde yeni gelişmeler olabileceği ve yeni deliller ortaya çıkacağı düşüncesiyle 9 konuda soruşturma yapılmasını istediği ifade edilen iddianamede, bu soruşturma konuları şöyle açıklandı:
       “- Mehmet Ali Ağca’nın cezaevinden kaçırılışından sonra Ankara’ya götürülmesinde kullanılan aracın, Abdi İpekçi cinayetinin diğer sanığı Mehmet Şener’in kardeşi Hasan Hüseyin Şener’e ait olduğunun ortaya çıktığı
       -Olay yerinde bulunan boş kovanların sayı ve niteliği itibariyle otopsi raporunun incelenmesinden olaya karışan başka bir kişinin de silah kullandığının ortaya çıktığı,
       -Ağca’nın cezaevi kaçırılması olayının ve kendisinin karıştığı diğer olayların sanıklarının çoğunluğunun Malatyalı veya Pötürgeli oluşunun dikkate alınmadığı,
       -Ağca’nın yakalandığı sırada üzerinde bulunan sahte kimlikte adı yazılı şahsın üzerinde durulmadığı,
       -Cinayetten önce Abdi İpekçi’nin kaybolan ve sonradan kapağı yırtılmış şekilde bulunan özel not defteri ile maktülün öldürülmesinden kısa bir süre önce ilgilendiği olayların üzerinde durulmadığı,
       -Yakalanan Ağca’nın, kısa bir sürede kaçacağını soruşturmanın başında askeri savcıya söylediği, buna rağmen üzerinde durulmadığı,
       -Ağca’nın, kaçakçı örgütleri ve özellikle Abuzer Uğurlu ve Bekir Çelenk ile irtibatının araştırılması gerektiği,
       -Sanık adına yatırılan paraların kaynağının araştırılması gerektiği,
       -Kaçırılma ve kaçırma teşebbüsünde müdahil olan kişilerin ve silahların tam bir araştırmaya konu edilmediği.”
       Bir kısım basın organında, soruşturmanın amacının bu yayın organlarının savundukları siyasal görüşlere göre Ağca’nın cezasının azaltılması veya özellikle sağ ve sol örgütlerdeki kişilerle irtibatının aranması olduğunun öne sürüldüğü belirtilen iddianamede, “Terör eylemlerinin dünya çapındaki geniş kapsamı karşısında kısa bir sürede olayı çözümlemek ve herhangi bir siyasal görüşe bağlamak mümkün görülmediği gibi, kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının değiştirilmesi de mevcut deliller karşısında söz konusu değildir. Aksine, yukarıda belirtilen tüm mahkeme kararlarının yerinde olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır” deniliyor.
       
AĞCA’NIN KİŞİSEL EYLEMLERİ
       Aynı iddianamede, Mehmet Ali Ağca’nın kişisel eylemleri 9 maddede toplanıyor. Bunlar, “Üniversite seçme sınavlarında sahte giriş belgesi düzenleyerek yerine bir başka kimseyi sınava sokması ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne girmeye hak kazanması”, “İstanbul’da Beyazıt ve Laleli bölgelerinde karıştığı kaçakçılık eylemleri”, “Abdi İpekçi’nin öldürülmesi”, “5 Kasım 1979’da muayene için sevk edildiği Adli Tıp’tan kaçmaya teşebbüs etmesi”, “Kartal-Maltepe Cezaevi’nden 23 Kasım 1979 tarihinde firar etmesi”, “Yakalanmadan önce 22 Mart 1979 tarihinde İstanbul Kızıltoprak Bağdat Caddesi 204 numarada kuyumcu Hamza Yıldırım’a ait dükkandan, 3 Nisan 1979 tarihinde de Koşuyolu’nda Fruko deposundan silahlı gasp”, “Kendisini ihbar edip yakalanmasına neden olduğu gerekçesiyle Şubat 1980 tarihinde Ramazan Gündüz’ün öldürülmesi eylemine karışması”, “Firar sonrası çeşitli yer ve tarihlerde sahte pasaport ve nüfus cüzdanlarının temin edilip kullanılması” ve “Roma’da Mayıs 1981 tarihinde Papa 2. Jean Paul’un öldürülmeye teşebbüs edilmesi” olarak sıralandı.
       
“İPEKÇİ’Yİ ÖLDÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ”
“Oral Çelik ve Yalçın Özbey’le Uğurlu’nun Efes’teki Oteli’nde birkaç defa buluştuk ve plan yaptık. Ben, İpekçi’yi takip ederek davranışları hakkında bilgi topladım. İpekçi’yi, Oral Çelik ve Yalçın Özbey öldürecekti. Yalçın Özbey, şoförlük yapacaktı.”
MEHMET ALI AĞCA
Terörist
       Ağca’nın 3 ayrı belgede Abdi İpekçi’yi kendisinin öldürdüğünü söylediği, İtalya’daki ifadesinde ise reddettiği belirtiliyor. Dönemin Sıkıyönetim Askeri Savcısı Hakim Kıdemli Albay Hanefi Öncül ve Yardımcı Savcı Tevfik Tunç Onat’ın hazırladığı 53 sayfalık iddianamede, Ağca’nın, İtalya’daki ifadesinde Abdi İpekçi’nin öldürülmesi olayını özetle şöyle anlattığı kaydediliyor:
       “Kemal Derinkök, gazetenin satışına engel olduğu için Abuzer Uğurlu’ya İpekçi’nin ortadan kaldırılmasını söylemiş. Uğurlu da, Türk mafyası aleyhine başlatılan basın kampanyası nedeniyle İpekçi’ye düşman olduğundan kabul etmiş. Oral Çelik ve Yalçın Özbey’le Uğurlu’nun Efes’teki Oteli’nde birkaç defa buluştuk ve plan yaptık. Ben, İpekçi’yi takip ederek davranışları hakkında bilgi topladım. İpekçi’yi, Oral Çelik ve Yalçın Özbey öldürecekti. Yalçın Özbey, şoförlük yapacaktı. Ateş edenler ve öldürenler Oral Çelik ve Yalçın Özbey idi. Ben otelde idim.” İddianamede, Ağca’nın, 11 Ekim 1979 tarihinde olaya ilişkin yargılandığı dava sırasında verdiği ifadesinde ise “Benim Abdi İpekçi’yi öldürdüğüm doğrudur” dediği vurgulanıyor. Aynı iddianamede, Ağca’nın, itiraf niteliği taşıyan 30 Haziran 1979 ve 6 Temmuz 1979 tarihlerindeki ayrı ayrı günlük notlarında ise Abdi İpekçi’yi kendisinin öldürdüğünü belirttiği kaydediliyor.
       
ÜNİVERSİTE SINAVLARINDA SAHTECİLİK
       İddianamede yer alan anlatımlara göre Ağca, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde okuduğu 1977-78 yıllarında, bu fakülteyi beğenmediğinden ve ekonomiye yakınlık duyduğundan 1978 üniversite sınavlarına girebilmek için kimliği tespit edilemeyen bir arkadaşı ile başvuru belgesi düzenledi. Sınav sonucu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne girmeye hak kazanarak okula kayıt yaptıran Ağca’nın, sınava giriş için sahte belge tanzim ettiği yıllar sonra ortaya çıktı. Bu olaya ilişkin hakkında soruşturma başlatılan Ağca, İtalya’da alınan ifadesinde bu olayda kendisinin yerine imtihana giren arkadaşının ismini vermekten kaçındı.
       
ADLİ TIP’TAN FİRARA TEŞEBBÜS
       Yine aynı iddianameye göre, gasptan tutuklu Atilla Serpil, bir süre önce tahliye edilen arkadaşı Mehmet Metiner’e Adli Tıp Kurumu’ndan kaçma fikri için bir mektup yazarak, tabanca ve para göndermesini istedi. Serpil, tabancayı cezaevinde teslim aldıktan sonra Ağca da, cezaevi yönetimine müşahade altında 7 gün kalacakları Atilla Serpil’le birlikte gitmek için başvuruda bulundu. İpekçi’nin öldürülmesine ilişkin yargılandığı davada cezai ehliyetinin tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumu’na müşahade altına alınması kararının çıkması üzerine Ağca, Atilla Serpil’le 5 Kasım 1979 tarihinde cezaevinden alınarak kuruma götürüldü. Ağca ve Serpil, Adli Tıp binasına geldikten sonra Atilla Serpil’in müşahade altına alınacağı sırada ellerindeki kelepçeler çözülü olduğu için üzerindeki tabancaları çekip, kaçmak için bir hemşireyi rehin aldı. Ancak Astsubay Yusuf Hududi’nin müdahale etmesi üzerine tabancalarını teslim etmek zorunda kalan Mehmet Ali Ağca ve Atilla Serpil’in firar girişimi, başarısızlıkla sonuçlandı.
       
MALTEPE ASKERİ CEZAEVİ’NDEN FİRAR
       Ağca, 23 Kasım 1979 tarihinde Maltepe Askeri Cezaevi’nden er Bünyamin Azeryılmaz’ın temin ettiği asker elbisesini giyerek kaçtı. Firar olayıyla ilgili İtalya’daki sorgulamasında Ağca, ziyaretçileri geldiğinde 2 astsubayın onlarla görüşmesinde kolaylık sağladığını belirterek, böylece sahte kimlikle ziyaretine gelen Oral Çelik’in kendisine para verdiğini anlattı. Cezaevinden firar etmek için karar verdiğini belirten Mehmet Ali Ağca, Oral Çelik’in gerekli parayı bulabilmek için aynı cezaevinde tutuklu Abuzer Uğurlu’ya başvurduğunu söyleyerek, kaçışını şöyle anlattı:
       “Astsubay Yusuf Hududi ve er Bünyamin Azeryılmaz’la, kaçışından bir gün önce anlaşmaya vardım. Kaçışım, 1979 yılının Kasım ayının 24. gecesini 25’ine bağlayan gece kesinleşti. Ben Azeryılmaz’ın temin ettiği bir er üniforması giyerek çıktım. Bu üniformayla birlikte astsubay Hududi, bana bir çift asker postalı bulmuştu. Kaçtığım sırada Hududi, nöbetçiydi. Azeryılmaz benimle geldi. Azeryılmaz’a 260 bin lira para vererek, 2 tabanca hediye ettim. Oral Çelik’ten öğrendiğim gibi, kaçışım için Hududi’ye 400 bin, yine Azeryılmaz’a 300 bin, soyadını hatırlamadığım astsubay Yüksel’e de 30 bin lira verdim.”
       
PASAPORT TEMİNİ VE İRAN’A KAÇIŞ
       İddianamede, Ağca’nın İtalya’da Papa 2. Jean Paul’a suikast girişiminden sonra sahte pasaportla yakalanması olayına ilişkin verdiği ifadede de, “Faruk Özgün” adına düzenlenmiş bu pasaportu kendisine Oral Çelik’in temin ettiğini belirttiği vurgulanıyor. Aynı iddianamede, bu konuyla ilgili Konya Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın soruşturma yürüttüğü, pasaportta ismi bulunan Faruk Özgün’ün hüviyetini Halil İbrahim Kurt’a, Kurt’un da Abdullah Çatlı’nın kardeşi Zeki Çatlı’ya verdiği, Zeki Çatlı’nın da ağabeyinin talimatıyla pasaportun tanzimi için Ağca’nın fotoğraflarıyla birlikte Hasan Dağaslan’a verdiğinin tespit edildiği anlatılıyor. İddianamede, Ağca’nın, temin edilen pasaportla Oral Çelik ile Erzurum’a, oradan da Iğdır üzerinden İran’a kaçtığı bildiriliyor.
       
SUÇLAMALARIN SONUCU
       İddianamede, soruşturmaya konu yapılması istenen suçlamaların sonuçları irdeleniyor. Buna göre, “Papa 2. Jean Paul’un öldürülmesine teşebbüs” suçundan Mehmet Ali Ağca hakkında 1 No’lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde kayıtlı bir dava bulunduğu için savcılığın bu suçu soruşturma konusu yapmadığı belirtiliyor. Ağca’nın Erzurum’da saklanması ve İran’a geçişiyle ilgili Timur Selçuk ve Muammer Cindilli haklarında Erzurum Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca kamu davası açıldığı anlatılan iddianamede, Ağca’nın Adli Tıp Kurumu’ndan kaçırılmaya teşebbüs eylemine ilişkin de Atilla Serpil ve Nurettin Çiçek haklarında İstanbul 1 No’lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde mahkumiyet kararı verildiği ifade ediliyor. Yine Ağca’nın Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçışına ilişkin de, Bünyamin Azeryılmaz, Ramazan Gürbüz, Rasim Gürbüz ile Mehmet Tanaydın haklarında İstanbul 2 No’lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından mahkumiyet kararı verildiği kaydedilen iddianamede, Ağca’nın Ankara’da saklandığı yerlerle ilgili de, Hasan Murat Pala, Mustafa Dikici ve Mehmet Kurşun haklarında Ankara 2 No’lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nce mahkumiyet kararları verildiği bildiriliyor. Ağca’nın, Abdi İpekçi’nin öldürülmesi olayına ilişkin yargılandığı davada da ölüm cezasına çarptırıldığı hatırlatılan iddianamede, Yavuz Çaylan’ın da 27 Ocak 1981 tarihinde 10 yıl ağır hapis cezası aldığı kaydediliyor.
       
NETİCE VE TALEP
       İddianamenin netice ve talep bölümünde, Yalçın Özbey, Oral Çelik, Mehmet Şener, İhsan Bayram, Recep Öztürk ve Mehmet Malkan hakkında o dönemde firarda oluşlarından dolayı savunmaları alınamadığı için dosyalarının ayrılmasına karar verildiği belirtiliyor. Kaçakçılık ve buna bağlı olarak Mehmet Ali Ağca adına banka şubelerine yatırılan paralar arasındaki ilişkiler konusunda Askeri Savcılıkça görevsizlik kararı verildiği, soruşturma evrakının Ankara Sıkıyönetim Askeri Savcılığı’na gönderildiği ifade edilen iddianamede, Ağca hakkında “Üniversite seçme sınavlarında sahtecilik”, “Sahte kimlik ve pasaport temin etmek ve kullanmak” ve “Cürüm işlemek için teşekkül kurmak” suçlarından dava açılması halinde yargılamanın sonunda verilecek cezanın, kesinleşmiş idam cezasına hükümlü oluşu ve bu cezayı yeni suçlarından dolayı verilecek cezanın bir etkisi olmayacağından 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kanunu’nun Kuruluşu ve Yargılama Usulü hakkındaki kanunun 113. maddesi gereğince geçici olarak tatiline karar verildiği bildiriliyor. Ağca hakkında, Adli Tıp Kurumu’ndan kaçmaya teşebbüsünde bilgi sahibi olması dışında suç oluşturacak herhangi bir eylemi olmadığından suç unsurları oluşmakla yine 353 sayılı kanuna göre kovuşturmaya yer olmadığına hükmedildiği belirtilen iddianamede, Papa 2. Jean Paul’un öldürülmesine teşebbüs ile Koşuyolu’ndaki Fruko deposundan silahlı gasp suçları hakkında da kamu davaları açılmış olduğundan bu suçlar hakkında yeniden dava açılmasına gerek olmadığına karar verildiği anlatılıyor. İşadamı Kemal Derinkök’ün “Taammüden adam öldürmeye tahrik ve teşvik ettiği” iddiası hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği vurgulanan iddianamede, yine Eyüp Şanlıoğlu, Yusuf Ayaydın, Hasan Murat Pala ve Güngör Uygur hakkında kamu davası açılmaya yeterli delil bulunmadığından “takipsizlik kararı” verildiği ifade ediliyor. İddianamede, Zülfikar Yasan, Yılma Durak, Hasan Hüseyin Şener, Selçuk Atar, Yusuf Hududi, Abuzer Uğurlu, Mehmet Tanaydın, Doğan Yıldırım, Osman Alasu, Mehmet Metiner ve Mehmet Gürbüz hakkında ise çeşitli suçlardan yargılanmaları amacıyla İstanbul 1 No’lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde kamu davası açılmasının gerekli görüldüğü vurgulanıyor.
       
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları