|
Koç Yatırım tarafından düzenlenen basın toplantısında konusan Akçay, Enflasyon hedeflemesi şu anda Türkiye için pek mümkün değil dedi. Akçay, Enflasyon hedeflemesi yapabilmemiz için bazı maddi ön koşullar var. Örneğin, döviz kuru esnek. Fakat öngörülebilirlik olması, yani tahmin edebileceğiniz bir kur olması lazım. Tuhaf dalgalanmalara maruz kalmamış olması lazım diye konuştu. Akçay, konuşmasını şöyle sürdürdü: Reel dövız kurunun nasıl takip edilebileceğini bazı istatistiki modellerle görebilmemiz gerekiyor. Türkiyede bu görülemiyor. Kurun öngörülebilir olması, kurun dalgalanmaması demek değildir. Kur ciddi dalgalanabilir ama ciddi dalgalanmayı öngörebiliyorsanız bir sorun yok. Akçay, enflasyon hedeflemesinin uygulanmasında diğer bir sorunun da güven sorunu olduğunu vurgularak, Enflasyon hedeflemesi için güven bir ön koşul dedi. Enflasyon probleminin çözülmesi için beklentileri iyiye doğru çekebilmek gerektiğini belirten Akçay, şunları söyledi: Türkiyede mali sorunları halletmeden enflasyonu indirmek mümkün değil. Çünkü düşmemekte direnen, yapışkan ve beklentilere dayalı bir enflason var. Toplumdaki beklentılerı bir şekilde iyiye doğru çekebilmek bütçe ve borca dair doğru sinyalleri verebilmek gerekir. Bu sinyaller verilirse, enflasyon konusunda başarıya ulaşılır. Akçay, toplantının sonunda gazetecilerin sorusu üzerine IMFnin Türkiyeye dayattığı programın zorunlu ve iyi niyet içeren bir uygulama olduğunu savunarak, IMF bana göre polis ama iyi polis olarak bakmak durumundayım dedi. Cevdet Akçay, büyümenin 2002 yılında yüzde 2.5, TÜFEnin yüzde 44, TEFEnin yüzde 36 olarak gerçekleşeceği tahminini dile getirdi. KONSOLİDASYON ZORUNLU DEĞİL Türkiyede konsolidasyonun zorunlu olmadığını belirten Akçay, şöyle konuştu: Konsolidasyon olacağına dair ikna edici bir analiz görmüyorum. (Deniz bitmiştir. Artık yapacak bir şey yok) gibi şeylere inanmıyorum. Konsolidasyon olabilir ancak olmasını gerektirecek şartlar yoktur. Zaten şu andaki bankacılık sektörüyle konsolidasyona gitmek zordur. Bunun maliyeti çok yüksek olur. Türkiye bu koşullarda akıllı yönetimle çıkabilir, aksi takdirde denizin bitmesi muhtemeldir. Türkiyenin şu anda ciddi riskler taşıdığını savunan Akçay, Eğer biz anlamsız bazı çekişmelere girmezsek, doğru yönetimle gidersek, bunun ilk emarelerini 2002de görmemiz muhtemel. Gelişmekte olan piyasalara girmeyi bekleyen yatırımcılar var. Eğer bahçemizi düzgün tutarsak, bir şekilde dış sermaye girecektir. Bu da ödeme kapasitesi demek şeklinde konuştu. IMFnin Türkiyede uygulamada ciddi hatalar yaptığı görüşünü dile getiren Akçay, Ancak bize dayatılan program, zorunlu olan ve iyi niyet içeren programlardır. Programa karşı çıkabilirsiniz, ama dayatmaya karşı çıkamazsınız. Finans sektörü ve kamu dönüşümde ciddi şekilde direndi. Finans sektörü bu dönüşümü şimdi acı bir şekilde yapıyor. İngilizcede (iyi polis, kötü polis) tabiri vardır. IMF bana göre polis ama, iyi polis olarak bakmak durumundayım şeklinde konuştu. Türkiyenin IMF programının uygulanması konusunda feci edilgen bir konumda olduğunu ve bunun da politik yaklaşımdan kaynaklandığını savunan Akçay, IMFnin dayattığı programın orta ve uzun vadede bazı sakıncalar içerebileceğinin IMFye anlatılmasının zorunlu olduğunu kaydetti. Cevdet Akçay, Türkiyedeki ekonomik sorunları çözümünde bankacılık sektörünün kilit konumda bulunduğuna işaret ederek, bu sektör ayakları üzerinde duracak hale getirilmeden reel sektörün kendisini toparlamasının mümkün olmadığını söyledi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||