|
AB İlerleme Raporu:
Anayasa olumlu Kopenhag zayıf |
|||
Komisyonun, bu görevini yerine getirirken, olabildiğince objektif ve gerçekleri yansıtan bir tablo çizmesi gerektiğini vurgulayan Akyol, Komisyonun, ülkemizle ilgili olarak hazırladığı 4. İlerleme Raporu bu açıdan değerlendirildiğinde, incelenen dönemde gerçekleştirdiğimiz reform çalışmalarına özenle yer verildiği gözlenmektedir diye konuştu. Akyol, Raporda, Türkiyenin paylaşmadığı bazı değerlendirmeler de mevcuttur. Ancak rapor, sonuç itibariyle Komisyonun görüşlerini yansıtan bir belge olup, her alanda aynı tahlilleri paylaşmamız beklenmemelidir dedi. ABNİN DESTEĞİNİ SAĞLAMAYA YÖNELİK İlerleme Raporunun ikinci özelliğinin ise ABnin, aday ülkeleri katılım öncesi süreçte teşvik etmek olduğunu anlatan Akyol, Komisyonun, aday ülke yönünden Topluluk müktesebatına kıyasla bir değerlendirme yaptığını ve bu bağlamda tespit ettiği eksikliklerin altını çizerken, bu eksikliklerin giderilmesi için söz konusu raporun ekinde yer alan Strateji Belgesinde, ABnin desteğini sağlamaya yönelik yeni yaklaşımlar önerdiğini söyledi. Akyol, geçen yıl yaşanan gelişmeler değerlendirildiğinde, ilişkilerin, tam üyeliğe hazırlıkların şekillendiği bir yapıya kavuştuğunun görüldüğünü belirtti. Bu açıdan gelişmelerin memnuniyet verici olduğunu kaydeden Akyol, Nitekim AB, ülkemizle ilgili Katılım Ortaklığı Belgesini onaylamış, bunun akabinde Ulusal Programımız sonuçlandırılmış, bu şekilde ülkemizle katılım öncesi dönemde sürdürülen ilişkilerin çatısı oluşturulmuştur dedi. Bu yapılırken, AB Komisyonunun eş zamanlı olarak, Helsinki zirvesinde, Türkiye için Katılım Öncesi Stratejisi olarak tarif edilen temel araçların hayata geçirilmesini sağlayacak önlemleri aldığını hatırlatan Büyükelçi, Diğer bir deyişle, kurulan çatının yasal zeminin oluşturulması için gereken adımları atmıştır. Bu bağlamda, Katılım Ortaklığının hemen akabinde, ortaklığın yasal zeminini oluşturan Çerçeve Yönetmelik onaylanmış, ülkemize yönelik mali yardımların tek çatı altında toplanmalarını öngören mali yönetmelik ise hazırlanarak, Konseyin onayına sunulmuştur diye konuştu. Akyol, Ülkemizin Topluluk programlarından yararlanması için gerekli adımlar da atılmış ve bu programlara katılımımızı sağlayacak çerçeve anlaşması da keza, onaya sunulmuştur. Müktesebat uyumu çerçevesinde ise alt komiteler vasıtasıyla sürdürülen süreç kurumsallaştırılmış, bunun yanı sıra, Türkiyenin, teknik yardım amaçlı TAIEX Ofisi hizmetlerinden büyük ölçüde yararlanmasını sağlayacak önlemler alınmış, Topluluğun 12 yeni teknik komitesine katılımının sağlanmasına yönelik adımlar atılmıştır dedi. YETERSİZLİKLER İÇERMEKTE İlerleme Raporu ve Strateji Belgesinde ülkemizle ilgili olarak önümüzdeki dönem için yapılan öneriler, yukarıdaki tablonun ışığında genel olarak tatminkar sayılabilecek olmakla beraber bazı konularda yetersizlikler içermektedir diyen Büyükelçi Akyol, şöyle devam etti: İlerleme Raporunda Tarama Sürecine geçişe bu aşamada yer verilmemiş olmasını bu duruma örnek vermek mümkündür. Müktesebat uyumu sürecinin temelinde yer alan ihtiyaçlar ve bunun, Topluluğun kendisini resmen mükellefiyet altına soktuğu bir sürece dönüştürülmesi noktasında ortaya çıkan bu eksikliğin bir an önce giderilmesi, ilişkilerimizin sağlıklı gelişmesi açısından zorunlu görülmektedir. Birliğin, Türkiyenin katılım öncesi döneminde ortaya koyacağı yaklaşımların Türkiyeyi teşvik edecek bir işbirliği ve dayanışma anlayışına dayandırılması, bu noktada en anlamlı katkıyı oluşturacaktır. Söz konusu katkı ihtiyacının somut olarak üç planda ortaya çıktığını anlatan Akyol, şöyle devam etti: Ekonomik alanda, mali işbirliğinin karşılıklı ilişkilerimizin hak ettiği bir seviyeye çıkarılması, Gümrük Birliği nedeniyle hassas sektörlerimizin desteklenmesi de dahil, başta ortak ticaret politikası olmak üzere, ihtiyaç duyulan bütün alanlarda işbirliğinin genişletilmesi esas olmalıdır. Siyasi alanda yeni bir stratejik bakışa ihtiyaç duyulmaktadır. Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası çerçevesinde ülkemizin hayati güvenlik çıkarlarının gerektirdiği bütüncül ve katılımcı bir yaklaşım, bu alandaki ilişkilerimizi sorunlu olmaktan çıkaracaktır. Mevcut uluslararası ortamın iki taraflı işbirliğini yoğunlaştırmaya teşvik ettiği diğer bir alan terörle müşterek mücadeledir. Her iki alanda da ihtiyacı duyulan işbirliği ve dayanışma yaklaşımlarının, ilişkilerimizin yeni dönemine hakim olması ümit edilmektedir. Komisyon raporu ve Strateji Belgesinde Türkiye ile ilgili olarak yer verilen önerilerin bir diğer önemi de, Türkiyenin genişleme sürecinin genel çerçevesindeki konumunun pekiştirilerek korunması gereğini en açık bir şekilde ortaya koymasıdır diyen Büyükelçi Akyol, Genişleme takviminin giderek belirginleştiği bu dönemde, genişleme sürecindeki yerimizi koruyabilmemizin, tam üyelik müzakerelerini, bu süreçteki ilk katılımlardan önce açmamıza bağlı olduğunu değerlendiriyorum şeklinde konuştu. Türkiyenin de yer aldığı genişleme sürecinin önemli bir aşamaya çok yaklaştığını söyleyen Akyol, 2002 yılı sonunda Birliğe ilk aşamada girecek adaylarla müzakerelerin tamamlanmış olacağını belirtti. Akyol, Bu nedenle, ülkemizin, ABnin geleceği konusuna eğilecek Konvansiyona diğer adaylarla aynı konumda katılması da dahil olmak üzere, 14-15 Aralık 2001 tarihlerinde yapılacak olan Laeken zirvesinin ülkemizle ilişkiler bağlamında alacağı kararların, bu ilişkilerimizin doğru yönde gelişmesine katkıda bulunacağına, tersi yaklaşımların ise ilişkilerimizi geri götüreceğine şüphe etmiyorum diye konuştu. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||