|
Bu senaryonun güzelliği şurada: Şu anda Ankarada yaşanan Yüce Divan krizinin ömrü dolmak üzere. Muhtemelen Haziranda bir gün TBMM toplanıp oylayacak suçlamaları ve politik belirsizlik bitecek. Halbuki, bu seçim korkusu Anayasa Mahkemesi karar alıncaya değin hergün semalarımızda; hem ekonomiyi, hem piyasaları ve en önemlisi dünya finans çevrelerini ürkütür. Böylece bütün yaz aylak aylak oturmaktan kurtuluruz. DİĞER GELİŞMELERİN ETKİSİ GÖRÜLMÜYOR Tabii, Ankara kendini böyle gündemde tutunca öteki gelişmeler bir türlü piyasalarda fiyatlandırılmıyor. Mesela gelelim şu Türkcell olayına. Evde kalmış kızı gelin olan anne gibi seviniyorum. Neredeyse bir yılı aşkın bir süre, ha satıldı, ha satılacak diye hop oturup hop kalktık. Tabii, satış haberi gelince Borsaya satış geldi. Bu gayet makul. Turkcell halka arzına girecek yatırımcının en az yarısı, yeni hisse senedi almayacak, portföyündeki kağıtları satıp Turkcelle geçecek. Ayrıca, Turkcellin piyasaya gelmesi ile birlikte tüm endekslerin, yani hem İMKB-endekslerinin hem de IFC, Morgan Stanley International gibi endekslerin yapısı kökten değişecek. Endekslerde halen payı yüksek şirketlerin payı düşecek Turkcelle yer açmak için. Bu beklenti de portföy dağılımını endekse göre düzenleyen yatırımcıları tedbiri satışlara zorluyor. Buna karşın, Turkcellin satılması Türkiyeye dışardan yüklü miktarda fon girmesi demek. Ben şahsen Turkcellin değeri nedir, o konuda yorum yapmam, ama bahsedilen 20 milyar doğruysa, Türkiyeye 1.5 milyar dolar girecek demektir. Yabancı ortağım halka arzdan kendine düşen payı Türkiyeye sokmayacağını varsayıyorum. ANLAŞMA HAFTAYA Gelelim GSMe: Muhtemelen bir hafta içinde İş Bankası konsorsiyumu anlaşmayı imzalayacak, ve lisans bedelini ödemeye başlayacak. Bu arada, yarın akşam Türk Telekoma ayrılan lisans bedelinin nasıl ödeneceği konusu da muhtemelen açıklık kazanacak. Anlaşılan, bir kısmı TTnin Hazinedeki alacaklarından mahsup edilecek, ama gerisi Hazineye taze gelir. Bunlar iç piyasadaki olumlu gelişmeler. YURTDIŞI DURGUN Dışarda da hava süratle duruluyor. Mayıs enflasyon verileri, ABD ekonomisinin yavaşladığı tezini destekledi. FEDin Haziran toplantısında yeni bir faiz artırımının gündeme gelmesi ihtimali düştü. Avrupa Merkez Bankasının da yeni bir faiz artırımına gitmeden önce bir süre bekleyeceği düşünülüyor. Faizlerde artış beklentisinin kırılması, global borsalar için çok olumlu. Faizlerin tepe yapması, global portföylerde paranın payının düşmesi ve bono-hisse senedine yeni alım demek. Ve en son gelişme: Rus ekonomisi son bir yılda yüzde 7 büyümüş. Sermaye kaçışında yavaşlama var. Tüketim canlanıyor. Zaten, ilk üç aya ait bavul verileri bu canlanmayı teyid ediyor, Lalelide yüzler gülmese bile, o somurtma kalmadı. Cari açığın endişe verici hale gelmesi olasılığına karşın Rus ticareti güzel bir sigorta poliçesi. Özetle, Ankaradan yükselen toz-duman semaları kapladı, başka gelişmeleri göremiyoruz. Halbuki, bu fiyatlardan hem bono da hem de hisse senedinde alıcı olmak isterim. Ama, ufukta seçim korkusu varken kim bütün yaz sırtında mal taşıyacak? | ||||
Emine Uşaklıgil Atilla Yeşilada Celal Pir Bayram Başaran Oğuz Büktel Mahmut Kaya Murat Yeşildere Yarkın Cebeci |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||