|
Management Center Türkiye ve DHL Worldwide Express işbirliğiyle düzenlenen Export 2001 zirvesinin açılış konuşmasını yapan Tanrıkulu, 2000 yılını başarılı bir performans ile geride bırakan dünya ekonomisi ve ticaretinde 2001de görülen ani daralma ile birlikte özellikle ulaştırma, turizm ve sigorta sektörlerine ağır bir darbe indiren 11 Eylül saldırısından bu yana, boyutu giderek artan belirsizlik ve savaş ortamının sanayi, üretim ve ihracata etkilerinin de olumsuz olduğuna dikkat çekti. Yılbaşında yapılan tahminlerde yüzde 7 dolaylarında büyümesi tahmin edilen global ticaret ile ilgili projeksiyonların birçok defa revize edilmek durumunda kaldığını ve yüzde 2ler seviyesine indirildiğini belirten Tanrıkulu, şöyle devam etti: Yapılan tahminlerin doğru çıkması durumunda bu durum, petrol fiyatları ile ilgili ikinci şokun yaşandığı 1982 yılının ardından en kötü yıl olacaktır. Dünya ekonomisi ile ilgili 2001 yılı tahmini ise yüzde 1.4tür. Türkiye ekonomisi de bu gelişmelerden kendi payını almakta, ülke sanayii büyüme hızı ve ihracat artış hızı gibi önemli makro ekonomik göstergelerin olumsuz etkilenmesi engellenememektedir. TÜRKİYE İHRACATTA 41. SIRADA 2000 yılı dünya ihracat sıralamasına göre 100 milyar dolar ve üstü ihracat gerçekleştiren ülke sayısınn 17, 50 milyar dolar ve üstü ihracat gerçekleştiren ülke sayısının 28, 25 milyar dolar ve üstü ihracat gerçekleştiren ülke sayısının ise 42 olduğunu anlatan Tanrıkulu, Türkiyenin bu sıralamada 26.6 milyar dolar ihracat ile 41. sırada bulunduğunu söyledi. Tanrıkulu, Türkiyemizin en fazla stratejik öneme haiz sektörlerden bir tanesi olan ihracat sektörünün ve mikro bazda her sektörden ihracatçımızın reel olarak bir devlet politikası şeklinde hükümetler üstü bir tarzda desteklenmesi, ekonomimizin ülkemizin ve Türk insanının bugünü ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır dedi. Bakan Tanrıkulu, bunun için başarılı bir özel sektör şirketini yönetircesine, ticaretteki global trendler ve projeksiyonların çok yakından izlenmesi, ulusal üretim ile sanayi ve ihracat politikasının sözkonusu trendlere uygun bir tarzda dinamik bir şekilde oluşturulması gerektiğini belirtti. Sağlıklı bir üretim yapısı oluşturulmadan sağlıklı ve sürekli gelişen bir ticaretin mümkün olmayacağını vurgulayan Tanrıkulu, Türkiyede de böyle bir üretim ve sanayi altyapısının işler hale getirilmesi ve teşvikinin ülke ihracatı için şart olduğunu, dolayısıyla Türkiye olarak ayakları yere basan, sağlam bir ihracat desteğinin öncelikle üretimi gerçek anlamda desteklemek ve artırmakla mümkün olacağını kaydetti. Tanrıkulu, Üretim ile ihracatın birbirinden bağımsız parçalar halinde analiz edilmeye çalışılması sağlıklı sonuçlar doğurmaz dedi. EXİMBANKIN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ Bugün ülke ihracatına en önemli desteklerden bir tanesinin de Türk Eximbank tarafından verildiğine işaret eden Tanrıkulu, Türk bankacılık sektörünün zorlu şartları içerisinde böylesine bir misyonu neredeyse tek başına yürütmeye çalışması gerçekten de kolay değildir ve övgüye layıktır. Eximbankın daha üst seviyelere taşınması için bankanın uzun yıllardır süregelen sermaye sorunu ivedilikle ele alınmalı ve böylece en azından Türk Lirası kaynak kullandırımının önü açılmalıdır diye konuştu. Bakanlığının yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi veren Ahmet Kenan Tanrıkulu, üretici kesimleri önemli ölçüde rahatlatması ve ana sanayi-yan sanayi ilişkilerini geliştirmesi amaçlanan yan sanayi kanunu ile ilgili hazırlık çalışmalarının yıl içinde sonuçlanmasını beklediklerini kaydetti. REEL SEKTÖR İÇİN ÖNERİLER Sanayi Bakanı Tanrıkulu, KDV indirimiyle ilgili bundan sonra benzeri bir düzenlemenin kısa dönemde yapılacağını zannetmediğini söylerken, reel kesime yönelik başka tedbirlerin geliştirilmekte olduğunu kaydetti. Tanrıkulu, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, KDV indirimini geçici bir düzenleme olduğunu ve indiriminin sektörler arası haksız rekabete dikkat edilerek yapıldığını bildirdi. Bundan sonraki vergisel uygulamaların, ancak önümüzdeki dönemlerde ele alınabileceğini ifade eden Tanrıkulu, Çünkü, kamu kesimi finansman dengesiyle ilgili yapılmış hesaplamalar kesinleştiği için bundan sonra benzeri bir düzenlemenin kısa dönemde yapılacağını zannetmiyorum dedi. Ahmet Kenan Tanrıkulu, devamla şöyle konuştu: Ama reel kesime yönelik olarak başka tedbirler geliştirilmektedir. Bu tedbirlerin önemli bir ayağını finansman kesimiyle ilgili düzenlemeler oluşturmaktadır. Diğeri de yatırımların önündeki engellerin tedricen azaltılmasına yöneliktir. Bu tedbirler dedeğişik kurum ve kuruluşlar TOBB ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığının tespit ve katılımlarıyla üretilen politikalar doğrultusunda düzenlenecektir. Belirli bir görüş birliği temelinde atılan somut adımlar sonucunda etap etap gidilecektir. Önümüzdeki hafta tekrar bir toplantı yapılacak ve o toplantıdan sonra yeni bir aşamaya geleceğiz. Reel kesim KDV indiriminin kapsamını yetersiz buluyor. Genişletilmesi isteniyor. Bu yönde bir çalışma var mı? sorusuna da Tanrıkulu, geçen haftaki Bakanlar Kurulunda tebliği görüştüklerini hatırlatarak, Belki yarınki Bakanlar Kurulunda farklı görüşler getirilebilir ama bu konu bugünkü gündemimizde yok diye yanıtladı. Bakan Tanrıkulu, IMF çalışmaları çerçevesinde tasarruf tedbirlerinden bahsediliyor emekliliği gelmiş personelin emekli edilmesi ve Köy Hizmetleri bölümlerinin kapatılması gündemde. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? şeklindeki bir soruyu da şöyle yanıtladı: Bu çalışmalar henüz kurumsal düzenlemeler çerçevesinden öteye geçmedi. Tahmin ediyorum yarınki Bakanlar Kurulunda en azından bir kısmı görüşülebilir. O zaman görüşler ne doğrultuda gerçekleştirilecek onu beklemek gerekir. Hepsi ayrı ayrı paketlerdir. Paketleri birbirine karıştırmamak gerekir. EKONOMİNİN ANAPA BAĞLANMASI Tanrıkulu, ANAPın ekonomik paket açıklaması ve ekonominin ANAPa bağlanması çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna ise şu cevabı verdi: Sorunuzun ikinci kısmına cevabı ben veremeyeceğim, onun cevabı oyetkililer tarafından verilir. Diğer kısmını da inceliyoruz. 11 Eylül olaylarından sonra Türkiyenin ihracatının nasıl etkileneceğinin sorulması üzerine de Tanrıkulu, yıl sonu projeksiyonlarının, dünyada beklenenin üzerinde bir ticari daralma ilekarşı karşıya bulunulduğunu gösterdiğini ama Türk dış ticaret politikasının sadece belli ülkeler ve belli coğrafya alanları üzerine kurulmadığı için pazardaki daralmanın çok kötü olacağını tahmin etmediğini söyledi. ABDnin Iraka saldırması durumunda Türk ekonomisinin bundan nasıl etkileneceğinin sorulması üzere de Tanrıkulu, bunun bir varsayım olduğunu, daha ciddi pozisyona gelince en üst organların gerekli çalışmaları yapacağını vurguladı. Daha sonra Tanrıkulu, Türkiye İhracatçılar Meclisinin ekonomiyle ilgili önerilerine ilişkin olarak da, Daha üstüne gidilecek, tedbir alacak duruma gelmedi. Ama tahmin ediyorum biraz daha olgunlaşınca sayın Satıcının ortaya koyduğu tedbirlerin üzerine gidilebilir. Ama şu an için kısa vadede o tedbirlere yönelik bir çalışma yapılmıyor dedi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||