|
|
Türkiyenin 2002 içindeki finans açığının 13 ile 15 milyar dolar arasında olacağını varsayarsak, bu ek kaynak bizi rahatlatacaktır. Ancak dertlerimize sihirli çözüm de olmayacaktır. Ek kaynağa ulaşabileceğimiz kanısının yayılmasıyla piyasalarımızda oluşan iyimserlik şaşırtıcı değil. Hafta sonu açıklanan Ekim enflasyon rakamları da bu iyimserliği gölgelemedi fakat gelişmelerin o yönü pek iç açıcı değil. 6.1yüzde lik TÜFE ve 6.7yüzde lik TEFE aylık oranları, 12 aylık enflasyon rakamlarını yüzde 66.5e ve yüzde 81.4e itti. ÇEKİRDEK ENFLASYON YÜKSELDİ Bunlardan daha da önemlisi aylık çekirdek enflasyon rakamının (özel imalat sektörüne dair) yüzde 7.6ya ulaşması. 12 aylık çekirdek enflasyon oranı şu anda yüzde 88.7. Önümüzdeki aylarda çekirdek enflasyon yüzde 5-yüzde 5.5 gibi biraz daha ılımlı düzeylere gerilese dahi, bu yıl sonunda üç haneli bir rakama ulaşmamız içten değil. TÜFE daha oralardan uzakta olsa da, TEFEnin de gelecek senenin Ocak ya da Şubatı üçlü hanelere ulaşması beklenebilir. Peki neden bu patlama? Eylül ve Ekimde ortaya çıkan enflasyon sürprizlerinin ana nedeni talepte oluşan bir patlama değil. Tersine ana sebep, liranın geçirdiği keskin devalüasyon ve yerel enerji fiyatlarında gerçekleşen zamların masraflara yansıması. Etkinin geç görülmesinin sebebi de kriz sonrası talepte görülen büyük düşüş. Üretici ve ithalatçılar bugünlerde ürün fiyatlarına çok daha büyük üretim ve ithalat fiyatı bindirmek zorunda kalıyorlar. ENFLASYON REEL GETİRİ BIRAKMIYOR Enflasyondaki bu olumsuz gelişmenin çeşitli yansımaları olacak. Öncelikle bu enflasyon oranları, şu anki faiz düzeyleri içinde neredeyse hiç pozitif reel getiri bırakmıyor. Dolayısıyla, Hazinenin borçlanma yükünün hala yüksek olduğunu söylemek de artık pek mümkün olamayacak. Dahası, bu enflasyon oranlarından sonra Merkez Bankasının yakın vadede faiz indirimine gitmesi de hiç kolay olmayacak. Belki en önemlisi enflasyonun üçlü hanelere vurabileceği bir ortamda, Türk lirasının aşırı değer kaybettiğimden bahsetmek de kolay olmayacak. Ek kaynak coşkusu içinde şu anda göz ardı edilen başka soru işaretleri de var. Afganistana asker gönderdik göndermesine ama insanlarımızın akibetleri zayıf temennilere bırakılmış gibi. Kıbrıs konusu yıl sonuna dek ve kışın tekrar önümüze sürülecek ve elimiz zorlanacak. Amerikanın Safire gibi etkin yazarları kalemlerini Türkiyeyı Irakta yeni maceralara sokmak talebi için kullanmaktan vazgeçmiş değiller. Bakanlık sayısının azaltılmasından, partiler kanunun reformdan geçmesi gibi konulara başta koalisyon partileri arasında yeni sürtüşmelere gebeyiz. İhale yasası çıktı cıkacak ama ne zaman yürürlüğe geçeceği hala önemli bir muamma. BORÇ YÜKÜ VE BATIK KREDİLER Ek kaynak kuşkusuz bir nefes almamızı sağlayacak, miktara göre elimizi rahatlatacak. Ama unutmamalıyız ki iki büyük derdimiz büyük borç yükümüz ve bankaların vermiş olduğu batık krediler hala karşımızda duracak. Faiz dışı fazla gibi tutturmamız şart koşulan oranlar öyle rakam olarak kalmıyorlar. Başta hepimizin geleceği sağlık, eğitim gibi konularda hareket sahamızı daha da daraltıyorlar. Ek kaynak alacağız almasına ama karşılığında hayati bedeller ödemeyi sürdüreceğiz. Daha radikal tedbirler, tavırlar alabilmek içinse ne şu anki gücümüz müsait, (Gerçi ağızlara sakız jeopolitik önemimiz bir koz olabilir-di) ne de yeterince kararlı siyasi kadrolara sahibiz. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||