| | | | Mümkün olduğu kadar teknik detayla okuyucunun zihnini karıştırmadan, net mesajlar vermeye çalışacağım. Umarım bunda başarılı olurum.
İlk yazıma başlık olarak “ceterus paribus”u koymayı uygun gördüm. Çoğumuzun lise kimya derslerinden hatırlayacağı bu latin kelimeler “diğer şartlar eşit” anlamına geliyor. Neticede bizler her ne kadar gerek teknik analiz, gerek tahta analizi ve gerekse makro veriler doğrultusunda İMKB’yi anlamaya çalışsak da “portföy dengeleme” mekanizmalarının olmadığı ülkemizde sistematik olmayan risklerin piyasa üzerine yapılacak yorum ve analizleri önemli derecede etkiyebileceği akılardan çıkarılmamalı.
Geçtiğimiz hafta borsa da hem tedirginlik hem de umutların alınıp satıldığı bir hafta izledik.
Haftanın negatif unsurları Arjantin’in içine düştüğü ekonomik kriz ile Telecom Italia’nın yanlış anlaşılan açıklamaları oldu. Olumsuz gelişmeler içine gelen bilançoların hoş olmamasını eklemeyi anlamlı bulmuyorum. Neticede 9 aylık bilançoların yaşanan ekonomik krizin ve bunun getirdiği eksi büyümenin bir yansıması olarak beklenildiği gibi geldiği aşikar.
Olumlu ve piyasaya yön veren olay ise dış kaynak beklentisiyle kabus haline gelen Kasım ayı iç borç ödemelerinin daha kolay yapılabileceği ve 2002 yılında da iç borcun çevrilebilmesi konusunda sorun yaşanmayacağı beklentilerinin satın alınmasıydı.
GÜNDEMDE DIŞ YARDIM VAR
Bu haftaya girerken gündemimizde enflasyon dataları, dış yardım, ve Ankara’da Sayın Derviş bazlı tartışmalar olacak. Bono faizlerinin direnç olarak 80 bileşik seviyesinin altına inip inemeyeceği yukarıda saydığım maddelere bağlı olacak. Ayrıca piyasanın TCMB’nin faiz indirimiyle ilgili beklentilerinin de realize olabileceğini düşünürsek, önümüzdeki haftanın İMKB de ilginç seanslara sahne olabileceğini söyleyebiliriz.
Teknik olarak 6.800 seviyesinde geniş bir ikili dip yapan İMKB’nin bu formasyonu teyit etmesi için 10.500’ün üzerinde haftalık bir kapanış yapmasını beklemek anlamlı olacaktır. Ancak piyasanın kapandığı (10.069) itibarıyle çok kritik bulduğum 10.100 seviyesinin aşılması bile trendin devamı açısından güçlü bir ivme kazanmamızı sağlayacaktır. Öte yandan kısa vadeli göstergelerin aşırı alımda olması da bizi dikkatli düşünmemiz gerektiği konusunda uyarmalı.
Piyasanın yukarı hareketlerinde bu hafta için maksimum 10.800 seviyesini öngörmek sanırım gerçekçi olacaktır. Destek anlamında ise sırasıyla fazla önemsemediğim 9.900 ile önemsediğim 9.500’ü belirtebilirim. Bu durumda gelebilecek olumsuz haberlerde 9.500’ün altında bir kapanış yapmamamız gerekiyor.
Benim düşüncem piyasanın hafta içinde bu seviyelere kadar sarkma gösterse bile, haftalık bazda artı kapanış yapacağıdır. Böylelikle haftalık hareket bandımızın 9.500 ile 10.800 arasında olmasını ve kapanışın 10.000 seviyesinin üzerinde olacağını beklemekteyim. Piyasanın özellikle orta vadeli hareketinin sağlıklı olması açısından bu haftanın 10.000 seviyesinin üzerinde seyreden konsolide bir piyasa olması daha iyi olacaktır.
ORTA VADELİ POZİSYONLAR TUTULMALI
Peki bu durumda ne yapmalıyız? Özellikle yukarıda bahsettiğim ana trend anlamında ikili dibin teyit edilme noktalarında olduğumuzu düşünerek orta vadeli pozisyonlarımızın bir “trend kırılması” görülene kadar tutulması gerekiyor. Kısa vadede ise endeksin özellikle bankacılık sektörünün katılım göstermediği bir yükselişte 10.500 seviyelerinin üzerinde satışla karşılaşabileceği düşünülerek 10000 endeksin üstündeki fiyatlarda kademeli realizasyonunu anlamlı görüyorum.
Endeksin günlük bazda eksi kapanışı, kısa vadeli iş yapanlar için stop-loss sayılabilir. Geçtiğimiz haftanın kapanışını baz alarak 9500 seviyesinin stop-loss noktası olduğunu ve altındaki kapanışların “bilmediğimiz birşey var” mantığı ile her tür pozisyon için zarara satış seviyesi olarak belirlenmesi görüşündeyim.
Sağlıklı ve bol kazançlı bir hafta diliyorum. | |
İMKB'DEN ŞİRKET HABERLERİ
Bankaların kara tahtaları siliniyor
