| | | | Alptürk, 7’incisi düzenlenen “Türkiye’de Internet Konferansı”nda yaptığı konuşmada Türk Telekom’un bilgi teknolojisinde altyapıyı yaparken sadece kendi karlılığını düşünmediğini, sektördeki her kuruluşu sırtında taşımayı vazife edindiğini belirtti.
Türk Telekom’un şu ana kadar yasalarla kendine tanınan tekel olma yetkisini kullandığını ifade eden Alptürk bu tekel durumun ne getirip götürdüğünün sorgulanabilir olduğunu belirterek, “Bu kadar çok sıkıntısı olan, ekonomik olsun siyasi olsun istikrarsızlık içinde olan bu ülkede Türk Telekom vazifesini bugüne kadar yapmaya çalışmıştır. Türk Telekom tekel olma durumunu kötüye kullanmamıştır” dedi.
Türkiye’de yoksulluk ile zenginlik arasındaki farkın internet kullanımında da ortaya çıktığını anlatan Alptürk, 13 milyon hanenin, 1 milyon işyerinin, 76 bin okulun bulunduğu ülkede internet kullanımının yüzde 3-3.5 seviyesinde olduğuna dikkat çekti.
TELEKOMÜNİKASYON KRİZİ
Dünyadaki telekomünikasyon sektöründeki krize de değinen Alptürk, dünyadaki telekomünikasyon şirketlerinin sadece lisanstan kaynaklanan 700 milyar dolarlık borcu olduğunu, 2000 yılında telekomünikasyona yapılan yatırımların tutarının 900 milyar dolara çıktığını bildirdi.
Alptürk, “Bu kadar para pompalanan sektörde aşırı rekabetin getirdiği, çok yüksek lisans ücretleri ve çok düşük tarifelerdir. Bu ise sonuçta zarar getirdi” diye konuştu. Alptürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz ne durumdayız? Hem dünyadaki global telekomünikasyon krizinden hem de ülkemizdeki iç krizden etkileniyoruz. Yılbaşında bütçe yapıyoruz, yatırım programlarımız var. Yatırımları gerçekleştiremezsek ne olur? Ülkemizde en büyük müşterimiz Türk Telekom diyecek çok sayıda tedarikçi firmalar var. Türk Telekom bu alıcılığını yapmazsa bu firmalar kapılarına kısa sürede kilit vurmak zorunda kalır ama bizim görevimiz firmaları ayakta tutmak. Yapmamız gereken yatırımlar var. Bedava hizmet sunamıyoruz. Aldığımız teçhizatın parasını döviz bazında ödüyoruz. Tarifelerimiz ise şu anda yaşanan krizle doğru orantılı artırılmadı. Dolar 680 bin liradan bugün 1 milyon 600 binlere çıktı. Tarifelerimizdeki artış yüzde 30-35’lerde kaldı. Bu kurumu ileri doğru götürmemiz, kar eder hale getirmemiz gerekiyor.”
İbrahim Alptürk, internet kullanımını kolaylaştırmanın yolunun iyi ve kaliteli bir erişimi uygun fiyatlarla sağlamak olduğunu vurgulayarak, bu konuda Türk Telekom’un elinden geleni yaptığını belirtti.
OYUN DAHA TAM BAŞLAMADI
Daha sonra soruları yanıtlayan Alptürk, bir soru üzerine dövizdeki artışın kendilerini bir miktar sıkıntıya soktuğunu ve bu yıl yapacakları yatırımlarda önceliği ikinci planda olan yatırımları önümüzdeki yıla aktardıklarını belirtti. Alptürk, “Önümüzdeki yıl ilk planlama olarak 650 trilyon liralık yatırım yapmayı öngörüyoruz” dedi.
Alptürk başka bir soru üzerine Aycell’in bu ay içinde işyerlerinde ve bayilerde satışına başlanacağını bildirdi.
“Türk Telekom’u rekabet eden bir şirket olarak görüyor musunuz?” şeklindeki soruyu yanıtlarken Alptürk, sektörün henüz daha yeni liberal hale geldiğini, kurallar henüz daha konulmadığı için oyunun tam olarak başlamadığını belirtti.
Alptürk, “Biz şu anda sahnede güçlü bir oyuncuyuz. 3 GSM firması ile kendi dalımızda rekabete gitmeye çalışıyoruz. Elimizi kolumuzu serbest bıraktıklarınca...Onun dışında çok ciddi bir rekabet başladığını görmüyorum. Şu anda ortam liberal, kurallar konduktan sonra asıl rekabeti herkes görecek” dedi. İbrahim Alptürk, başka bir soru üzerine de, dövizdeki gelişmelerden dolayı uydu kiralarının pahalı hale geldiğini, uyduda en büyük müşterileri olan TV’lerin yıllık kiralarını ödemede sıkıntı yaşadıklarını kaydetti.
Alptürk, “Bu sıralar bununla ilgili bir çalışmamız var, bir operasyon düşünüyoruz” dedi. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Üyesi Çağatay Özdoğru da konuşmasında TÜSİAD’ın Haziran ayında açıkladığı e-Türkiye raporundan alıntılara yer vererek, günümüzde katma değeri artırmanın, daha verimli ve sağlıklı ekonomiye sahip olmanın, zenginleşmenin yolunun bilgiye dayalı ekonomiden geçtiğini vurguladı. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
