|
|
Bu sene yatırımcıların kara listesinde bulunan Arjantin ve Türkiye gelişmekte olan piyasalar içinde çok riskli kabul ediliyordu. Son gelişmenin ardından yatırımcıların Arjantinin önereceği yeni borçlanma planına sıcak bakmadıkları tahmin ediliyor. IMF temkinli yaklaşıyor. ARJANTİN AŞIRI BORCA DAYANAMADI 8 ay aradan sonra ilk defa ihraç ettiğimiz 500 milyon euro tutarında bonoların Arjantin kazasının arkasından gelmesi şans olarak kabul edilebilir. Fakat 2002 yılı kamu finansman ihtiyacı için IMF ile ek kaynak pazarlıkları öncesinde meydana gelmiş olması Türkiyenin bir handikapı. Her ne kadar 11 Eylül saldırılarının arkasından Türkiye ile Arjantinin yolları ayrıldıysa da gelişmekte olan piyasalar içinde kamu maliyesi disiplinsizliği açısından iki ülkede benzer bir aşırı borçlanma sorunu yaşıyor. IMFnin Arjantin için her parasal desteği son dönemde suni tenefüs olarak kaldı. PESO DEĞER KAYBEDEBİLİR 1991 yılında Arjantin para kurulu ile pesonun istikrarını dolara denkleyerek sağlamıştı. Bu yeni para rejimi ile enflasyon kontrol altına alınmış ve ülke 1991-96 yılları arasında ortalama yüzde 6 büyüme hızına ulaşmıştı. Ama 2000li yıllarda bozuk kamu mali yapısı yani yüklü borçları ile duvara çarptı. Şimdi ABD dolarına bağlı pesonun aşırı değerli kaldığı düşünülüyor. Parasal önlemlerin mali yapının bozukluğuna çare olamayacağı anlaşıldı. İşte Arjantinin öne çıkaracağı nokta, mali disiplinsizlik içindeki ülkelerin suni tenefüslerle ayağa kaldırılamayacağı olacak. Türkiyenin kamu finansmanı ve borç yapılanması daha fazla tartışılacak. BORÇLANMAK ÇARE Mİ? Değirmenin çarklarının borçlanarak dönmeyeceği iyice anlaşılmasına rağmen, 2002 yılı içinde kamu finansman ihtiyacı bir kere daha IMF ve diğer uluslararası kreditörler tarafından sağlanacak dış kaynak ile karşılanacak. Bu kaynağın miktarı ve şartları henüz belli değil. Piyasalarda 2002 yılı kamu bütçesi gözetilerek hesaplanmış finansman ihtiyacına yönelik tahminler yapılıyor. 11 Eylül sürecinde Batının desteğinin bu finansman ihtiyacını karşılamaya yönelik olacağı beklentisi hakim. BEKLENTİ SATIN ALINIYOR Bu beklenti borsada ve bonolarda Ekim ayı boyunca satın alındı. İMKB-100 endeksinin Ekim ayı getirisi yüzde 29 olurken 6 Mart 2002 vadeli bononun değer artışı yüzde 8 olarak gerçekleşti. Liranın hızlı değer kaybı ve daralan ekonominin etkisi ile borsa ve bono piyasaları uzun süredir satış baskısındaydı. Ekim ayı içerisinde doların lira karşısında değer artışının hız kesmesi ve dış yardım beklentisi bu baskıyı şimdilik ortadan kaldırdı. Risk-sever yatırımcıların borsada ısrarlı alışları ile IMKB-100 endeksi 10,000 puan sınırına dayandı. DİKKAT Piyasalarda Ekim ayı etkisinin kalıcı olabilmesi sadece dış desteğin temin edilmesiyle mümkün değil. Dış destek, 2002 yılının finansmanı için gerekli bir itici güç. Türkiye bu gücü etkin kullanabilirse ve üreten, verimli ve büyüyen bir ekonomiye geçiş yapabilirse piyasalar vites yükseltir, alıcılar artar, yabancı sermaye geri döner. Sanırım kısa vadede bu iyileşmenin ilk kıstası hükümet ve devlet yönetiminde yapılacak tasarruflar ve artan verimlilik olacak. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||