Home page
Haber Menüsü


 
Şarbonlu paketlere dikkat
 
Piyasaların Arjantin’e rağmen büyük bir sükunetle 2002 ek yardımını beklediği böyle günlerde oyun bozanlık yapmak istemem. Zaten, bana sorarsanız, önümüzdeki aylarda borsa ve bono çok iyi olacak.
 
Atilla Yeşilada
CNBC-E
 
31 Ekim—  Siz şarbonlu paket modası Usame bin Ladin veya yandaşları tarafından 11 Eylül sonrası başladığını düşünürsünüz, ama şarbonlu paketlerin ilk mucidi T.C. hükümetleridir. Bugüne kadar açılan her paketten Noel hediyesi bekleyen bu biçare millet, bir süre sonra kaşınmaya, öksürmeye, ve de 1994’le 2001’de olduğu gibi at başı kadar şarbon çıbanı çıkartmaya başlamıştır.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Hele, hele bu paketlerde bir “IMF tarafından kalite kontrolü yapılmıştır”, damgası varsa, açmadan sıkı bir antibiyotik tedavisine girmekte ciddi fayda var. Son yıllarda kendi hükümetleri ve IMF tarafından “paket manyağı” yapılan Arjantin’in bir kısım borcunda konkordato ilan edecek hale gelmesi düşünülecek bir olaydır.
       IMF Türkiye Masası Şefi Kahkonen, Üç Bilge Adam ve 2002 yılı için “yüklü hediye paketleri” taşıyan bir uçağın semalarımızda arz-ı endam etmek üzere olduğu bu günlerde bu konuda istişareye yatmanın tam zamanadır.
       
BORSA VE BONO ÇOK İYİ OLACAK
       Piyasaların Arjantin’e rağmen büyük bir sükunetle 2002 ek yardımını beklediği böyle günlerde oyun bozanlık yapmak istemem. Zaten, bana sorarsanız, önümüzdeki aylarda borsa ve bono çok iyi olacak. Ne de olsa, IMF 2002 yılı bütçe açığını garanti ediyor. Ekonomide mevsimsel bir açılma Allahın emri-tam anlamıyla. Ne kadar darda olursak olalım, Ramazan-Bayram-Noel, biraz harcayacağız. Tüm korku masallarına karşın, görüştüğüm ihracatçı ve turizmcilerde talep düşeceği yönünde ciddi bir endişe yok. Bu ortamda bir de geçici Katma Değer Vergisi indirimi gibi gerçekten cinlik dolu bir fikri devreye sokarsanız, ekonomiden gelen veriler düzelmeye başlar. Kur duruldu. Enerji fiyatlarının çok artmadığı bir ortamda durağan kur, enflasyonun da yavaşlaması anlamına geliyor.
       Ben, Ekim enflasyon verileri çok korku verici çıkmazsa, Merkez Bankası’nın bir faiz indirimi ile zaten hafiften fokurdamaya başlayan piyasaların üstüne biraz daha benzin dökeceğini ümit ederim. Bonolarda yüzde 70’ler denenebilir. Borsa da 80-90 cente kadar yol görünüyor. Ama, bu noktalarda kar realizasyonuna giderim. Çünkü, tünelden çıktık mı derseniz, ben pek emin değilim.
       
GÜNDEMLER TAMAMIYLA FARKLI
       Kafamdaki endişelerin başlıca sebebi, IMF ve Türkiye’nin gündeminin tamamen birbirinden ayrı olması. Ek kredi paketinin detaylarını görünce, bu fikrimi değiştirebilirim, ama, Fon’un kafasındaki tek konu, borcun sürdürülebilmesi gibi geliyor bana Buna karşın, halkın ve Ankara’nın gündemi ekonomiyi canlandırmak.
       Biraz, kasap ve koyun hikayesi bu. Biraz da, ekonomi kışı da nakavt geçirir, üstüne bir de geniş boyutta emeklilik uygulamaları gündeme gelirse, Ankara’nın başına gelecekleri IMF’den daha net görmesi. Gelecek yıl sonunda IMF, Türkiye’ye 30 milyar dolar civarında para vermiş olacak, ve bunun tek kuruşunun bile halkın gırtlağına gitmemesi ihtimali var. İnsan değil, manda olsa çatlar bu durumda. Sanırım, IMF, bir kez borç olayını sağlama alırsak, güven geri gelir, yabancı ve yerli sermaye sisteme geri döner, faizler düşer, Türk Lirası değer kazanır, ekonomi yoluna koyulur diye düşünüyor. Bu gerçekçi bir senaryo, ve hükümetin 2000 yılı için ciddi tasarruf tedbirleri alması durumunda da olası.
       
FAİZLER NE KADAR GERİLEYEBİLİR?
       Ama, bir de paranın öteki yüzü var. Böyle olmayabilir de. Daraltıcı bir bütçe, ve bankacılığın artan batık kredi sorunları, ekonominin kalıcı bir büyüme temposuna ulaşmasına engel olabilir. Zaten, enflasyon sorunuyla da kura müdahale desteği olmadan savaşmak zorunda olan Merkez Bankası, faizleri ne kadar kesebilir? En önemlisi, Türkiye’nin içinde bulunduğu büyük değişim hamlesinden duyduğumuz sabırsızlığı veya hoşnutsuzluğun hıncını hükümetten çıkartmaya devam edersek, güven geri gelmezse? Dikkat edin, kurda 1.600.000 civarında bir denge oluştu, ama hiç döviz satan yok. Merkez Bankası rezervleri düşmeye devam ediyor. Ek kredi Türkiye’yi yutan derin likidite tuzağını aşmaya yetmeyebilir. Bu tuzağın kendinden aşıldığını görmedikçe, ya da ek kredinin yanında özellikle kur tarafında yeni tedbirler alınmadıkça, benim içim rahat olmayacak.
       Bir soru: 2001 yılının kalan ayları için KDV’yi indirmek tüketime ve vergi gelirlerine nasıl bir etki yapar? Her ikisini de misket bombası gibi patlatır. Evet, evet, yanlış okumadınız. Bu sene için KDV’yi düşürürsek, KDV gelirleri artış kaydeder. Peki, öyleyse niye yapmıyoruz hemen? Çünkü millet, gelecek senenin tüketimini bu seneye kaydırıyor, Beyler. Gelecek senenin vergisini yiyoruz afiyetle.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları