|
|
G-14ün takımları şöyle sıralanıyor: Juventus, Milan, Inter, Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, Borussia Dortmund, Manchester United, Liverpool, Marseille, Paris Saint Germain, Ajax, PSV Eindhoven, Porto... (Bir ara Galatasarayın da adı bu gurupla birlikte anılıyordu; ancak o zaman 14 değil 18 takım söz konusuydu. Sayı 14e düşünce Galatasaray gurubun dışına itildi.) G-14lüler, 1998 yılında Brüksel merkezli derneklerini kurduklarında ilk büyük transferlerini(!) de gerçekleştirdiler. UEFAnın Kulüplerarası Rekabet adlı departmanından sorumlu Thomar Kurtu Genel Direktör olarak derneğin tepesine oturttular. G-14 kulüplerinin Şampiyonlar Ligine katılımları ile ilgili olarak UEFA ile yaptıkları anlaşma 2003 yılında sona eriyor. Bütün çabaları o tarihe kadar gelir musluklarını en geniş oluklu şekilde tesis etmek ve UEFAdan koparak kendi liglerini Avrupa Süper Ligini kurmak. Daha şimdiden çeşitli Avrupa medya devleri G-14 gurubunun süper lig organizasyonuna talip ve öyle bir organizasyon sonunda şampiyon olacak takıma garanti ediyoruz dedikleri para şu anda Şampiyonlar Liginde Şampiyon olan takımın kazanabildiği paranın 5 katı. (Yani 40 milyon İsviçre Frangına karşılık 200 milyon Frank öneriyorlar) Futbolda rekabetin, kulüpler arasından, organizatörler arasına kaydığının somut örneği olarak bir hatırlatma yapalım: UEFA bu oluşumdan o kadar tedirgin oldu ki, organizasyonu başkalarına kaptırmamak için ŞL katılımcılarının kazandığı parayı hemen katbekat artırdı. Örneğin, geçen sezon şampiyonaya çeyrek finalde veda etmesine rağmen Manchester Unitedın kasasına UEFA yoluyla giren para 1999 yılında şampiyon olduğu sezonda kazandığının tam 4 katı oldu. UEFAnın son yıllarda Şampiyonlar Ligi formatını sürekli değiştirerek katılımcı sayısını, sponsorluk hizmetlerini vs. artırması işte bu sebepten. Bu işi, UEFAya bağlı çalışarak organize eden ve 1991 yılında kurulan bir pazarlama şirketi var; adı da : TEAM. Maçların başlama saatlerini dahi TEAM belirliyor ve hep Orta Avrupa saatiyle (CET) 20:45te başlaması, sanmayın ki olası şike durumlarına duyulan kaygıdan dolayı. Asıl dert, TV karşısındaki Avrupalının prime timeına hükmetmek. (Bu konuda Bayern Münih kulübü yetkilileri boş bulunup genç taraftarlarımız uykusuz kaldığından maçlarımıza gelmiyor, Olimpiyat Stadımız dolmuyor diye itiraz bile etmişti. Ne de olsa Avrupada 200 milyon, Avrupa dışında 400 milyon insana canlı yayın söz konusu olduğundan TEAM bu itirazı kabul etmemişti.) SPONSOR YARIŞINDA WORLD CUPLAR GÖLGEDE KALDI TEAM şirketi elde ettiği sponsorluk gelirlerinin sürekli artıyor olması dolayısıyla kendinden o kadar emindi ki 3 sezon önce, başta 8 adet olan sponsor kuruluşun sayısını 4e indirderek kalanların (Amstel, Eurocard, Ford ve Sony Playstation) katılım paylarını artırdı. Bugün, her sene yapılan ŞL için bir sponsor kuruluşun ödediği bedel yılda 60 milyon pounddur. Yine bir çarpıcı karşılaştırma size : Dünya futbolunun kalbinin attığı, o renkli World Cup 4 yılda bir düzenlenmesine rağmen bir sponsor kuruluşun Dünya Kupasına katılım payı da en fazla 60 milyon pound civarındadır. UEFAnın son zamanlarda canını sıkan işte böylesine büyük bir para akımının yön değiştirme riskidir. Transfer sistemindeki son gelişmelere gösterilen tepkiler falan ikincil sorundur. G-14ÜN İSTATİKSEL BAŞARISI G-14e dönelim : Listeye dikkat ederseniz İtalyanlar, liglerine verdikleri Serie A fiyakasıyla en fazla takımla, futbolun ve endüstri devriminin beşiği İngiltereden bile daha fazla sayıyla bu guruba girmeyi başarmışlar. Ayrıca, G-14e giren kulüplerin 9u şu anda dünya futbolunda zengin kulüpler sıralamasında Top 20 olarak bilinen Zenginler Kulübünün içinde yer almaktadırlar. Henüz o kadar zengin olmayan, yani Top 20 listesine giremeyen G-14 üyeleri ise : Ajax, PSV, Paris St.G., Marseille ve Portodur. Ayrıca bu 14 takım Şampiyon Kulüpler Kupası adıyla başlayıp Şampiyonlar Ligi olarak devam eden organizasyonda 45 sezonda 35 kez, yani neredeyse yarım asırlık mücadelede %78 oranında bir başarı göstererek şampiyon olmuştur. İşte, biraz da o cakayla giriştikleri güç bende; para da bende olsun mücadelesindeki dayanak noktalarını şöyle özetliyorlar (inanmak size kalmış!): Biz, yani G-14 üyeleri hemen her sene ŞLne mutlaka katılıyoruz. Futbolcularımız fiziksel ve psikolojik olarak çok baskı altındalar, buna karşılık formatı gereği bu organizasyona, 3-5 senede bir katılan takımlarla aynı parasal karşılığı alıyoruz, bu da bizim büyüklüğümüze haksızlık oluyor diyorlar. SONUÇ Bize göre G-14 eninde sonunda istediğini yapacaktır. Birkaç ay evvel meşhur G-8 zirvesi için Genova kentini birbirine katan globalleşme karşıtı insanlara bakıp dünya futbolseverleri de bir gün G-14 için ayaklanırlar mı bilemeyiz ama G-14ün süper ligi kurulursa ardından gelecek oluşumlar da az çok belli gibi... Dışarda kalanlar kendi aralarında Akdeniz Ligi, Balkan Ligi, İskandinav Ligi ya da Doğu Avrupa Ligi gibi organizasyonlara kalkışacaklardır çok geçmeden. Eğer bunun adı globalleşme ise biz meczup futbolseverlerin de bu oluşuma bir önerisi olsun bari: Dolarların üzerinde yazan In God We Trust (Tanrıya inanıyoruz) yazısı değişsin In Football, We Trust olsun mesela... Ya da en azından yeşil yeşil dolarlardan bakan George Washingtonun yanına bir de futbol topu çizsinler, olsun bitsin ! | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||