| | | | Çakmakoğlu, burada yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yıllardır savunduğu terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin gerekli olduğunu belirterek, ABD’deki son olayın Türkiye’nin bu konudaki görüşlerinde haklılığını ve uluslararası mücadelenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu bildirdi.
NATO’nun “bir ülkeye yapılan saldırıyı bütününe yapıldığını” esası üzerine kurulmuş bir kolektif savunma paktı olduğuna işaret eden Çakmakoğlu, “NATO şimdiye kadar terörle dıştan kaynaklı yapılmış saldırının diğer üyelere de yapılmış sayılacağına dair ilk defa karar almış ve 5. maddeyi yürürlüğe koymuştur. Türkiye de NATO’ya üye olarak bu kararın içindedir” dedi.
Çakmakoğlu, Afganistan ile Türkiye’nin tarihi ilişkileri bulunduğunu belirterek, Afganistan’ın kuzeyinin Türkistan’a dahil bir Türk yurdu olduğuna işaret etti.
SİYASİ İSLAM
Çakmakoğlu, şöyle dedi:
“Birçok ülkeler bunu bilmeyebilir. Türk soydaşlarımızın yaşadığı bir kısım bölgelere Afganistan da dahildir. Bu bölgede Taliban gibi İslam’ı siyasete alet etmek isteyen, yani siyasi İslam veya siyaseti iktidarının payandası yapmak isteyen güçler, bu terör hareketinin tabanını oluşturmaktadırlar. El Kaide örgütü, onun örgüt lideri durumunda olan Usame Bin Ladin ve benzerinin getirdiği bu noktada, oraya yönelik hareketler, başta ABD ve İngiltere’nin hava hareketi devam ediyor.”
“BARIŞ GÜCÜNDE GÖREV ALABİLİRİZ”
Çakmakoğlu, Afganistan’a yönelik operasyonun genişleyeceği ve orada ‘İslam Barış Gücü’ kurulacağı yönündeki soruları şöyle yanıtladı:
“Başka bölgelerde irtibatları, teşkilatların uzantıları, orada eğitimi ve yetiştirilmesi gibi yeni birtakım bilgiler, bulgular ortaya çıkarsa söylediğiniz gündeme gelebilir. Barış tesis edildikten sonra oluşacak barış gücünde görev alabiliriz. Barışı koruyabilmek için, tesis edebilmek için askeri eğitim ve istihbaratı paylaşabiliriz.
İstenen bir şey yok. Bizim de (verelim) diyebileceğimiz bir teklifimiz yok. İslam barış gücü diye bir isimlendirmeyi bilmiyoruz. Ama barış gücüne Türkiye her sıcak çatışmanın olduğu yerde katkıda bulunmuştur.”
| |
