| | | “Kriz, devletin zamanında gereğini yerine getirmemesinden çıktı” diyen Ergür, program çerçevesinde alınan olumlu sonuçların, hükümeti rehavete yönelttiğini ve ekonomik altyapıya ilişkin düzenlemeler ile kamusal alandaki küçülme projelerinin sürekli ertelendiğini kaydetti.
Ergür, bu süreçte geçmiş programa ilişkin olumlu beklentilerin yerini endişeye sevkettiğini, yükselişe geçen faizlerle birlikte döviz kurlarının da dizginlenemeyeceğinin ortaya çıkması üzerine, kasım ve şubat krizlerinin kaçınılmaz hale geldiğini anlattı.
“ÖNLEMLER GEÇMİŞTE ALINMALIYDI”
Açık pozisyonları nedeniyle kriz sürecinde borç stoğu altında kalan finans kesiminin vade ve faiz riski altında ezildiğini ve açık pozisyonlarını kapatmakta güçlük çektiğini ifade eden Ergür, “Bugün alınan bazı yapısal önlemler geçmişte alınsaydı, bu krizlerin hiçbirini yaşamazdık” diye konuştu.
Ergür, bankacılık sektörünün bir numaralı sorununun öz kaynak yetersizliği olduğuna işaret ederek, içerden taze kaynak sağlama imkanı bulunmaması nedeniyle, sorunun çözümü için yabancı ortaklıkların ciddi şekilde düşünülmesi gerektiğini, sürecin de bu yönde işlediğini kaydetti.
IMF İPLERİ SIKI TUTMALI
Türkiye’de, reel sektörden finans sektörüne kadar hemen her alanda krizin etkilerinin görüldüğüne değinen Ergür, şöyle konuştu:
“Türkiye’de krizi yaşamayan tek sektör var. O da devlet. Finans sektöründe, birçok banka el değiştirdi. Küçüldü, birleşti. İstihdamda daralmaya gitti. Şu anda 100 bin dolayında bankacı işsiz dolaşıyor. Reel sektörde de kapasite düştü. Fabrikalar bir bir kapandı. Yine binlerce işsiz sokakta. Devlete baktığımızda ne yaptı? Hiçbir şey yapmadı. (Küçüleceğiz) deniliyor, ancak ortada somut birşey yok. Krizin müsebbibi olanlar, faturayı üstlenmedikçe bu krizden çıkamayız. Bütçe konusundaki uygulamalar son derece önemli. IMF (o da yetmez bunu nasıl yapacaksın) diye soruyor. Otomobillerini mi, lojmanlarını mı satacaksın?. IMF açıklama bekliyor. Benim en büyük umudum IMF. IMF’nin desteği parça parça kullandırması önemli. Bu iş devlete bırakılırsa krizden çıkamayız.”
Halil Ergür, IMF yardımlarının şartlı verilmesi durumunda, 2002’den umutlu olduğunu belirterek, “O zaman devlet istemeye istemeye de olsa küçülecek” dedi. | |