Güncelleme: 15:04 TS 22 Eki., 2001
|
|
Ankara NTV |
Bankalar destek verme aşamasında
|
|
Devlet Bakanı Kemal Dervişle NTV ve CNBC-Ede yapılan söyleşinin tam metni.
|
|
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, NTV ve CNBC-Enin sorularını yanıtladı. Murat Akgün ve Ümit Sezginin yaptığı söyleşinin tam metni şöyle:
Kemal Derviş: Bir kaç haftadır Bankalar Birliği, TOBB, TÜSİAD, KOBİlerin temsilcileri, reel sektör ve finans sektörü bizim de katkımızla, BDDKnın da katkısıyla çok önemli çalışmalar yapıyorlar. Bu çalışmalar belli bir noktaya geldi. Bugün bu çalışmaları toparlayan, derleyen ve bazı somut çözümlere doğru götüren bir toplantı yapacağız. Bayağı sevinçliyim. Çünkü çok sorunlu, devletin de imkanlarını, sınırlarını gözönünde tutan yapan bir çalışma yaptılar birlikte. TOBBla Bankalar Birliği... Bu çalışmanın ışığında çözümleri tartışacağız hep birlikte.
NTV: Bugüne kadar gelinen noktada üzerinde net olarak tüm tarafların uzlaşmaya vardığı noktalar nelerdir?
Kemal Derviş: En önemlisi sanıyorum sağlıklı, fakat krizden çok etkilenen ve likitte sorunu olan üreticilere imkan tanınması. Ve bu üreticinin ayakta tutulması. Yapısı sağlıklı olmayan, yaşayamayacak bir takım şirketleri kurtarmak, ne o şirketlere, ne de Türk ekonomisine bir yarar getirir. Ancak yapısı sağlam, ihracat yapabilen veya içeride yarışabilir biçimde üretim yapanlara bir yardım elini uzatmak gerekiyor. Tabi, bunu kamunun sınırları içinde ve bankaların da bilançolarının sınırları yapmak gerekiyor. Bu konuda en önemlisi, bankaların birlikte hareket etmesi ve birbirine karşı olumsuz yarış içinde olmamaları.
Derviş: Şirket kurtarmada seçici olunacak
NTV: Reel sektördeki sorunların aşılması için bir zaman vermek mümkün mü? Çünkü Türkiye, zaten çok büyük sıkıntılar içinde, bir program uyguluyordu. Dış etkenler oldu, Amerikaya saldırılar oldu. İş iyice zorlaştı. Bu şartlar altında kafanızdan geçen en ufak bir tarih var mı, şu zamana aşabiliriz dediğiniz?
Kemal Derviş: Bir tarihte bitecek demek zor. Fakat çok önemli bir şey oldu Türkiyede... Kamu bankalarındaki düzelme. Bu düzelme tabi kolay olmadı. Biraz sancılı oldu. Çok büyük zarar birikmişti kamu bankalarında. Kamu bankaları, herkesin müdahale ettiği, sınırsız bir takım harcamaların bir ortamda çalışıyordu. Kendi kabahatleri de değildi. Yani, sürekli müdahale olunca veya sürekli onların esas görevi olmayan işleri yapmak durumunda kaldıkları zaman, bizim bu krize gelmemizde de en önemli bir etken olmuştu bu. Şimdi kamu bankaları temizlendi. Daha bir güçlü hale geldi. Ve şu anda artık reel sektöre yeniden kredi verme, destek verme aşamasına geldiler. Bu çok önemli bir şey. Tabi, bunun etkisini, bunun sonuçlarını iki gün içinde, iki hafta içinde göremeyeceğiz.
Ama bu, bugünden itibaren başlayacak, devam edecek ve sanıyorum reel sektörde bunun yararını önümüzdeki haftalar ve aylar içinde görecek. Özellikle KOBİler açısından çok önemli.
NTV: Rehabilitasyon çalışmaları nasıl finanse edilecek? Bir ara fon kurma girişimi vardı, o sonra askıya alındı mı? Ve bu varlık yönetim şirketi kurulacak sanıyorum. Onun finansmanı nasıl sağlanacak?
Kemal Derviş: Varlık Yönetim Şirketini kurmakta büyük yarar var. Özellikle çok kötü durumda olan alacaklılar açısından böyle bir şirketin kurulması, bu şirketin bunları kendine alması, kendinin yüklenmesi ve bankaları bundan kurtarması iyi bir şey. Ama bu işin ancak bir boyutu. Diğer boyutu bankaların, bir takım olarak çalışıp, hayatta kalabilecek ve ekonomiye yararlı olabilecek şirketlere ortak bir girişimde bulunarak, finans vermesi, likidite vermesi. Ama bunda kendi bilançolarını gözeterek tabi. Ve burada BDDK ve kamunun birlikte bunu yapabilmeleri için bazı düzenlemeleri, yasadaki bazı değişiklikleri ve bazı kredi imkanlarının tanınması gerekiyor.
NTV: Bu fonun büyüklüğü ne olabilir?
Kemal Derviş: Tek bir fonu yok. Bu bir yaklaşımdır. Bankalara yönelik bir yaklaşımdır. Ve özellikle Türkiyedeki ulusal banka sistemimizi ayakta tutacak ve yeniden güçlü kılacak bir yaklaşımdır. Ama kamunun yaratacağı bir fon ve o fondan şirket kurtarma operasyonu değildir.
NTV: Peki, bugünkü toplantının ardından bir açıklamanız olacak mı? Çünkü başka bakanlar da katılıyor. Hükümet tarafından bir açıklama gelecek mi?
Kemal Derviş: Sanıyorum bir açıklama olacak. Fakat bugünkü toplantıda bakanlar, reel sektör temsilcileri, finnas sektörü temsilcileri birarada çalışacağız. Bakalım hangi noktaya kadar ilerleyebileceğiz. Sanıyorum bugün olmasa bile çok yakın bir zamanda, birkaç gün içinde toplu bir şekilde bir açıklama yapmak istiyorum. Ve bu açıklama sanıyorum gerçekten reel sektöre umut verecektir, güç verecektir.
Tabi mucize beklememek lazım, zor durumdayız. Sınırlarımız belli... Yani, bütçe durumu zor. Dolayısıyla büyük kaynaklar aktaramayacağız. Ama bazı önemli reel sektörün yeniden canlanmasına yönelik bazı tedbirler almak ta mümkün.
NTV: TOBB ile TÜSİAD arasında bu konuda bir görüş ayrılığı belirmişti... Yardım edilecek, rehabilite edilecek şirketlerin büyüklükleri konusunda, TÜSİAD daha büyük ölçekli şirketler, TOBB, KOBİler konusunda ısrarlıydı. Bu konuda bir sonuca varabildiniz mi?
Kemal Derviş: Sanıyorum uyum içindeler. Tabi, TOBB, özellikle KOBİler üzerinde duruyor haklı olarak. Ama ben TÜSİAD ile TOBB arasında bu konuda bir fikir ayrılığı görmedim, dinlemedim. Hem büyük şirketler, çünkü büyük şirketler için de önemli sorunlar var. Ve bu büyük şirketler, sadece kendileri değil, o şirketlerle birlikte çalışan daha küçük şirketler için de önemli. Büyük şirketlere yönelik ve KOBİlere yönelik bir takım tedbirlerin bir bütün içinde alınması gerekiyor. Ama TÜSİAD ile TOBB bence büyük bir uyum içinde çalıştılar. Ve tekrarlıyorum, arkadaşları da gerçekten kutluyorum. Çok sorumlu bir davranış içinde oluştu bu çalışma. Yani, herkes şunu da verin, bunu da verin, bunu da kurtarın, şuradan para aktarın yaklaşımında değil. Sorumlu, Türkiyenin imkanları nedir, neler yapılabilir.. Hatta kaynak gerektirmeyen önlemler nelerdir? Bu konuda çok güzel bir şekilde çalışıldı ve bir fikir birliğine de varıldı.
NTV: Türkiyedeki sıkıntıları biliyoruz ama özellikle TOBBun iki önemli isteği vardı. Bir tanesi KDVlerde indirim konusunda talepleri. bir de enflasyon muhasebesine geçiş. sanıyorum ımften de o yönde talepler var. bu konuda sizin görüşünüz nedir?
Kemal Derviş: Tabi bunlar, KDV olsun, enflasyon muhasebesi olsun, Maliye Bakanımızın sorumluluk alanı herşeyden önce. Fakat enflasyon muhasebesi özellikle sanıyorum gerçekten Türkiye için önemli. Dış yatırım açısından çok önemli. Ve haklı bir talep. Yani yüksek enflasyonu olan bir ülkede, yüzde 50, 60 hatta yüzde 35e düşürdüğümüz anda bile enflasyon muhasebesinin olmaması vergi düzenini haksız ve saptırıcı bir yapıya götürüyor. Dolayısıyla ben enflasyon muhasebesine kesinlikle taraftarım.
NTV: IMF ile görüşmeler, bu konuda genel olarak da olsa bir şeyler söyleme durumundasınız. O duruma geldiniz acaba?
Kemal Derviş: Bu hafta önemli bir hafta olacak, sanıyorum. Biliyorsunuz hem IMF, hem G7ler bu 11 Eylül şokunu dünya ekonomisi nasıl karşılayacak. Sadece Türkiye değil, diğer gelişmekte olan ülkeler ve gelişmiş ülkeler. Bugün Amerikada bile çok ciddi önlemler alınıyor. Yani, Amerika da sarsıldı. Amerikanın zararı belki de 60 milyar dolarlık oldu. Dolayısıyla bütün ülkeler bu konuyu tartışıyor. Ve nasıl bir yaklaşımda olması gerektiğini tartışıyor. Bu hafta sanıyorum sonuca doğru gidiyoruz. IMF misyonunun da bu hafta içinde üst düzeyde gelmesini bekliyoruz. Bizimle ve bütçeyle ilgili tartışmaları ve müzakereleri artık son şekline getirmemiz lazım. Bu hafta sanıyorum, bugün olmasa bile, bugün olsaydı, çok rahat olurdu, çok güzel şeyler açıklayabilecektik. Ama sanıyorum bu hafta içinde olumlu bir gidiş var. Bunun da sonuçlarını bu hafta içinde alacağız.
NTV: Herkesin küçülmesinin mecbur olduğu bir ortamda herhalde Türkiye de küçülmek zorunda. Özellikle kamu alanında, değil mi? Bu durum onu mu gösteriyor?
Kemal Derviş: Türkiye, küçülmemeli. Türkiye büyümeli tabi. Fakat kamuda yeniden yapılanma, israfın artık kesinlikle önlenmesi ve aynı zamanda etkinliğin artması gerekiyor. Bu sabah Başbakanlıkta turizm işverenleriyle, turizm sektörünün önde gelenleriyle bir toplantı yaptık. Bazı konular kaynak bile gerektirmiyor. Sadece kamudaki birimlerin eşgüdümünü sağlayabilsek, kararların hızlı çıkmasını sağlayabilsek, ki Başbakan da bunun üzerinde duruyor, çok büyük yararı olur reel sektöre. Bu kaynak ta gerektirmiyor. Ama 5 tane bakanlığın eşgüdüm içinde ayrı ayrı çalışmaması gerekiyor.
NTV: Amerikadan bize gelen haberler, bilgiler, bütçeyi IMFnin son derece olumlu karşıladığı, ama gözden geçirmenin bitirilmesi, bütçede önerdiği 7 katrilyonluk tasarrufun nasıl sağlanacağının somut olarak netleşmesini bekledikleri yolunda bilgiler geldi. Doğru mu? Artı bu konuda somutlaştırabildiniz mi?
Kemal Derviş: Bu hafta çalışmalar devam edecek. Şunun altını çizmek istiyorum. Bu bütçe Türkiyenin bütçesi. Bu maliye politikasını Türkiyenin yürütmesi gerekiyor. Bu olumsuz borç yükünün altından kalkabilmek için bu kaynağı yaratmak mecburiyetindeyiz.
Yani kendi ailemizde de aynı durum olur. Fazla ağır bir borç yükü altına girdiğimiz zaman, mutlaka içeriden bir kaynak yaratmamız gerekiyor. Mali politikası budur, IMF isteği değil. Bunu kendimiz için yapmamız lazım. Bunu tabi bize dışarıdan bir ek kaynak sağlayacak olan uluslararası kürsüde anlatmamız lazım. Nasıl yapacağız? Somut olarak anlatmamız lazım. Onun çabası içindeyiz. |
|