|
17 Ekim Türkiye, reel sektör ve bankacılar arasında batık krediler sorununun çözümü için ortak bir fon yönetim şirketinin kurulmasını tartışıyor. Daha önce Meksikada da uygulanan bu modelle ilgili olarak Uluslararası Para Fonu Birinci Başkan Yardımcısı Anne Kruegerın 1999 yılında yazdığı bir makale, Türkiye için adeta reçete özelliği taşıyor. |
Eylül ayında göreve gelen Krueger, batık kredilerin, bankalar tarafından oluşturulacak ortak bir fon yönetim şirketine devredilmesini destekliyor. Krueger, bu yolla kredi borcunu ödeme güçlüğü çeken şirketlere borç ödeme imkanı tanınacağını, bankaların ise alacak sıkıntısını aşacağını savunuyor. Daha önce Meksikada sistemin uygulanması sırasında atılan yanlış adımlara da dikkat çeken Kruegerın makalesi, Türkiyede son zamanlarda yapılan birçok icraata ışık tutuyor. Derviş: İstanbul Yaklaşımı Ekim sonu faaliyette Krueger, sistemin uygulanması aşamasında yapılması gerekenleri şöyle özetliyor: Bankaların alacaklarının sermayeye oranındaki sorunların giderilmesi için sermaye artırımına gitmek zorundadır. Hükümetler, bankaların hakim ortaklarına ve hissedarlarını sermaye artırımına zorunlu kılmalıdır. Ancak banka hakim hissedarlarının aktaracağı kaynak bu konuda yeterli olmayabilir. Böyle bir durumda, bilançoları düzeltilebilecek bankalara destek amacıyla hükümetler tarafından uzun vadeli devlet kağıdı verilmelidir. Çünkü özellikle kurtulma imkanı bulunan büyük bankalar açısından tasfiye ya da kamulaştırmanın maliyeti daha büyük olabilir. Kurtulma maliyeti çok yüksek olan bankalar için ise tereddüt edilmeden tasfiye ya da kamulaştırma süreci başlatılmalıdır. bu modeli uygulayan pekçok ülke, sermaye yetersizliği yaşayan bankalara el koymayı göze alamadığı için başarısız olmuştur. Hükümetler, böyle bir fonun kurulmasının ardından artacak borç stoku yükünün giderilmesi için yüksek faizi de göze alıp borç ertelemesine gitmelidir. Her türlü bilançoda şeffaflık sağlanması, bankaların şirketlerin mali durumunu görmesi ve kredi dağılımını düşük riskle yapabilmesi açısından önemlidir. Özen: Çerçeve belirlendi, resmi boyamaya başladık Kurulacak fon şirketlerinin birinci önceliği, kredinin anaparasının alınması olmalıdır. Faizin tahsilatına yönelik risk, borç sahibi ve fon yönetim şirketi tarafından paylaşılmalıdır. Bu sistemin işlemesine olanak sağlayacak tasfiye ve iflas yasalarında mutlaka düzenlemeye gidilmeli, hukuki zemin sağlamlaştırılmalıdır. Oluşturulacak borçlu havuzunun kalitesinin yüksek olmasına dikkat edilmelidir. Birçok ülkede bunun için izlenen yöntem, döviz geliri ve ihracat potansiyeli olan firmalara yönelinmesidir. İthal girdi nedeniyle ihracat avantajını yitiren firmalara öncelik verilmelidir. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||