|
|
Medyada yer almayan enflasyonun beklenenden gerçekleşmesi ve milli gelir üretiminin beklenenden az gerçekleşmesi durumunda faiz dışı fazlanın reel değerininin (örneğin dolar cinsinden değerininin) ne olacağının sorgulanmaması. BORCUN NE KADARI ÖDENİR? Özetle analiz yapan yorumcunun enflasyon ve kur artışı bu kadar olur, bu bütçe harcama sınırlarına göre de, çıkan faiz dışı fazla şu kadar dolar olur veya toplam ödenecek borcun şu kadarı olur diyebilmesi lazım. Tabii yazarların milli gelirin ne kadar TL olacağını (ve vergi gelirlerinin ne kadar TL olacağını) veya toplam borcu 2002de ne kadar Türk Lirası olacağını hesaplamaları kolay olmayabilir. Faiz dışı fazla büyüme ve enflasyondan etkilenirken, borç artışı da faiz ve vadede ki değişikliklerden etkilenecektir. Tabii ki faiz ve vade de enflasyon oranındaki değişmelerden etkilenecektir. Şu an için en önemli analiz borç ödeme analizi ise herkesin faiz dışı fazla tahminin / 2002 İç borç+Dış borç ödemeleri oranını hesaplamaları lazım. İkincil olarak da bu sene ne kadar toplam dış borç alınacak / İç borç+ Dış borç rakamı hesaplanmalı. Bu iki rakamın toplamının 1den çıkarılmış halide 2002de iç borcun yüzde kaçının 2002de muhakkak yeniden borçlanılması gerektiğini verecektir. Ardından bu yüzde muhakkak borçlanma gereğinin takas vb yöntemlerle ne kadarının garanti altına alabileceği hesaplanacaktır. Geriye kalan kısım ise piyasanın gidişatına bırakılmış olacaktır. 67 KATRİLYON 2002ye düşen iç borç itfaları toplamının ne kadar olduğu çok teknik bir konu ama yakında herkesi ilgilendirecek. Bu konuda sadece bir kere Reuters de resmi bir kaynağa dayalı 67 katrilyon telafuz edildi. Daha öncede bir 144 katrilyon rakamı telafuz edilmişti. Bu rakamlar hesaplarken temel olarak iç borç kağıtlarının vadeleri ve faizi hakkında varsayım yapmak zorundasınız. (Tabii yapılan varsayımlar bütün ekonomiyi bütün ekonomide varsayımlarınızı etkiler). Bizim yaptığımız hesaplara göre 67 katrilyon rakamı 2002 yılında faizlerin yüzde 70 civarı faiz oranı ve 9 ay vadeye göre yapılmış bir tahmin (Vadeyi uzatırsanız faizi ve toplam itfa miktarını düşürürsünüz). Bu rakam içinde kamunun kamu bankalarına olan borcunun anaparası yok. Eğer bu anaparayı da katarsanız 144 katrilyon gibi bir rakam gelebilirisiniz (ama devlet kamu bankalarından anapara borcunu tahsil etmeyeceğine göre bunu dahil etmeye gerek yok). 67 katrilyon 2002de ortalama kur 2 milyon alınsa 34 milyar dolar yapar. Dış borçta 16 milyar dolar. 2002 dış borç servisi, toplam kabaca 50 milyar dolar. Şimdi faiz dışı fazla 8 milyar dolar olsa, dış yardım miktarı da 12 milyar dolar olsa (bu sene ki IMF ödemeleri dahil, yani ek 6 ila 6.5 milyar dolar civarı) 2002de toplam kaynak 20 milyar dolar eder. 50 - 20 = 30 milyar dolar iç borç geriye kalır. 2002de toplam iç borç 34 milyar dolar demiştik. 30/34 = yüzde 88, oranı iç borcun muhakkak yeniden borçlanılması gereken oranıdır. Kamunun kamuya olan faiz borçlarının yeniden borçlanılmasına kesin gözüyle bakarsak. Özel sektörden alınan iç borcun yeniden borçlanması gerektiği miktar yüzde 88den, yüzde 85lere iner. Şimdi eğer faiz dışı fazla 8 milyar dolardan ne kadar eksik ne kadar fazla olur? IMF ek kredisi 6.5 milyar dolardan ne kadar eksik ne kadar fazla olur? Bunların toplamının hepsi iç piyasada özel sektörden borçlanma oranının ne kadar olacağını belirleyecektir. Devlet de bu zorunluluğu kimseyi incitmeden garanti altına almaya çalışacaktır. Tabii ki, bu borç büyüklükleri faiz oranı yüzde 70 (veya + %5 ) civarı (ortalama enflasyon artışı yüzde 50 (veay +%5) ve kur artışı enflasyona paralel varsayımıyla yapılmıştır. Ve özel sektöre olan borcun yeniden çevrilmesinde ortalama vade 8.5 ay kabul edilmiştir. Burada ortalama reel faiz yüzde 10 ila 13 arasında oluşmaktadır. Faiz oranı daha yüksek seyreder ve vade hemen kısalmaz ise reel faiz ve borcun dolar değeri artacaktır. Bu durumda reel faizi düşürmek için hemen kur ve enflasyonu artırmak gerekecektir. Aksi takdirde borcun yüzde 100ünden fazlasının çevrilmesi gibi bir durum ortaya çıkar ki bu doğal olarak mümkün değildir. Şimdi tasaruf sahipleri eğer 2002de milli gelirin ne kadar olacağını tahmin eder (örneğin 2001de 150 milyar dolar civarı olacak tahmini güçlü) ve buradan faiz dışı fazlayı tahmin edebilerler. IMFnin ne kadar ek kredi vereceği ise IMF görüşmelerine bağlı ama bazı tahminler geliştirmek mümkün. 3 MİLYAR DOLAR Bu rakam bu ay gelmesi beklenen, hak kazandığımıza inandığımız 2001 IMFprogramının son dilimi. Ama biz yine Reuters aracılığıyla basına yansıyan bir ekonomi yetkilisinin verdiği başka bir rakamdan söz edeceğiz. Hazine 2002de 3 milyar dolarlık bir Euro Bond ihracı planlıyor İçinde bulunan zor durumda böyle bir planı yapmak bir hesap mecburiyetinden kaynaklanıyor diye düşünürsek. IMF bizim ihtiyacımız olan dış kaynaktan 3 milyar dolar daha az verecek diye düşünebiliriz. Bizim ihtiyacımız olan dış kaynak nasıl hesaplanabilir 1) İç borcun çevrilme yüzdesini düşürmek amacıyla hesaplanabilir. 2) Dış sermaye hesabında açık vermemek amacıyla hesaplanabilir (Cari dış denge tam dengede olduğu varsayımında döviz rezervimizin hiç değişmeden aynı kalması için gerekli miktar olarak). (2)den yola çıkarsak, 16 milyar dolar kamunun dış borç ödemesi var, dış sermaye hesabı özel sektör dış borç ödemeleri hariç 16 milyar dolar çıkış verecek demektir. 3 milyar dolar Hazine kendi borçlanacaksa 13 milyar dolar açık olacak demektir. IMF eğer 2002deki 6 milyar dolar civarı kendine yapılacak ödemeyi düşerse, 7 milyar dolar civarı yeni dış kredi verecek demektir. Şimdi 2002 için bu rakamı taahhüt ederse özel sektöre iç borç tarafında yüzde çevirme yüzdesi yüzde 85in altına düşecektir. Eğer, IMF kendi iç borç çevirme yüzdesini yüzde 100e getirin benden istediğiniz krediyi azaltın veya daha fazla faiz dışı fazla verin, benden istediğiniz krediyi azaltın derse, ben size 7 milyar dolardan daha az ek kredi vermek istiyorum demek olacaktır. Fakat akıl ve izan bu miktarı 5 milyar doların altına indirebilecek ikna edici bir formül olmadığını söylüyor. 5 MİLYAR DOLAR AZ BULUNABİLİR Özet ve bir iyimserlik koşulu 2002 için 5 Milyar dolarlık ilave IMF kredisi miktar piyasalar tarafından az bulunabilir. Ama iyimser bir yorum getirilmek istenirse şöyle bir yaklaşım olabilir. Tamam minimum miktarı verin ama bütün seneye 2002ye yaymayın, toplam rakamı ilk 4-5 ay içinde verin. Bu durumda, ilk 6 ayda bir sorun olmaz ve genellikle kolay geçen yaz aylarından sonra da 2002inin son çeyreğinde de kendi başımıza bir çare buluruz diye düşünebiliriz. Çünkü o zamana dünya koşullarıda iyileşebilir, Türkiye yeniden büyüme dönemine birazda önden yüklemeli IMF kredisi sayesinde de girmiş olabilir, mali reformlarda daha da yol almış daha güven verici döneme girmiş olabilir. Özetle IMF kredisi beklenenden az olsa da tamamının ilk 4-5 ayda verilmesi halinde iyimser olmak için yeterli olacaktır. - Altuğ Karamenderes, Ata Yatırım Başkekonomisti | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||