|
Hisarcıklıoğlu, Bursa Ticaret ve Sanayi Odasında (BTSO) düzenlenen toplantıda, yaptığı konuşmada, kasım ve şubat krizlerinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen ekonomik açıdan son derece vahim bir tablonun ortaya çıktığını ifade ederek, enflasyon, faiz ve döviz kurlarının kontrolsüz bir şekilde artış kaydettiğini, buna paralel olarak fabrikaların ardarda kapandığını ve işsizler ordusunun katlanarak büyüdüğünü söyledi. Bu noktada makro ekonomik dengeler ve tüm kesimler için üretim kavramının öne çıktığını ve üretimden başka alternatifin olmadığını anlatan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: Türkiyenin gerçekleri tam olarak dikkate alınmadan hazırlanan bu programdan sapmamak uğruna reel sektör feda edilmiştir. Bu nedenle artık Türkiyenin istikrar politikaları yanında büyüme politikalarını da göz önüne alması kaçınılmaz hale gelmiştir. Açıkça ifade ediyorum ki, artık Türkiye ekonomisinin üretim, yatırım ve istihdamda azalmaya tahammülü kalmamıştır. Her platformda dile getirdiğimiz gibi reel kesimin sorunlarına öncelik verilmesinin ve sorunların çözümüne yönelik tedbirlerin uygulamaya konulmasının zamanı gelmiş ve hatta geçmektedir. İHRACAT VE TURİZM GELİRLERİ TEHLİKEDE Hisarcıklıoğlu, ABDdeki saldırıların ardından tüm istikrar politikalarıyla ekonomik hedeflerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ederek, ihracat ve turizm gelirlerini tehdit eden gelişmelere değindi. İhracat ve turizm sektörlerinin önemli döviz girdisi kapıları olduğunu ancak, dünya konjonktörü dikkate alındığında tek başlarına yeterli olmadığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: Dünya ekonomisindeki durgunluk ve terör sonucunda ortaya çıkan askeri operasyonlar ihracatımızı ve turizm gelirlerimizi de tehdit etmektedir. Bu yüzden Türk ekonomisinde ciddi bir talep yetersizliği vardır. Bu durumun uygulanan ekonomik programda sadece ve ihracatın geliştirilmesiyle aşılması mümkün görülmemektedir. Esasen Türkiyede ihracatın gayri safi milli hasıla içindeki payı yüzde 14 gibi sınırlı bir düzeydedir. Ayrıca, dünya ekonomisinde gözlenen durgunluk belirtileri de ihracatımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Sonuçta iç talebin belli ölçüde genişlemesini sağlayacak rasyonel tedbirler derhal alınmalıdır. Hisarcıklıoğlu, Türkiyedeki ekonomik göstergelerin güvensiz bir ortam yaratması nedeniyle yabancı sermayenin ülkeden kaçtığına işaret ederek, Türkiyenin dünyada gelişmekte olan 91 ülke arasında yabancı yatırımın gayri safi milli hasılaya (GSMH) oranı açısından yüzde 2 ile 81. sırada yer aldığını kaydetti. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||