| |
|
|
Çakan, Türkiye’de gaz ve enerji konulu konferansta gazetecilerin, savaş rüzgarlarının Türkiye’nin enerji politikalarına etkisine ilişkin sorularını yanıtladı. Çakan, “Bakü Tiflis Ceyhan Boru Hattı, Mavi Akım ve İran doğal gazı mevcut programda kesinlikle olumsuz etkilenmeyecektir. Bakü Ceyhan’da teknik çalışmalar tamamlandı. Planlandığı gibi 2005’te üretime geçilecek” dedi.
TÜRKİYE KİLİT ROL OYNAYACAK
Çakan, dünya enerji talebinin 20 yıl içinde yüzde 50 oranında artacağına da dikat çekti. Çakan’a göre bu talebin büyük bölümü Avrasya tarafından karşılanacak ve Türkiye de bu süreçte kilit dol oynayacak.
Çakan, şöyle konuştu: “Türkiye, Hazar havzasını ve Ortadoğu’yu Akdeniz’e bağlayan güzergahların kesiş noktasında yer almaktadır bu özelliğiyle Türkiye 21. yüzyılda yeni enerji kaynaklarının batı pazarlarına ulaştırılması görevini üstlenmiştir. Bununla beraber Türkiye 20 yıl sonra enerjisinin ancak yüzde 22’sini kendisi üretebilecek.”
YENİ YATIRIMLAR ŞART
Enerji Bakanı Çakan, bu durumda enerji kapasitesini artıran yeni yatırımlara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Çakan, “2000 yılı sonu itibariyle 27.264 megawatt olan elektrik enerjisi kurulu gücümüzün, bu talebi karşılamak üzere 2010 yılına kadar iki katın üzerinde artması 58.800 megawatta, 2020 yılında ise 116000 megawatta çıkması gerekmektedir” derken, yaklaşık 100 milyar dolar finansman ihtiyacının ortaya çıktığını da belirtti.
DEMİREL, ENERJİ KONUSUNDA KARAMSAR
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de, enerji konusunda hazin bir tablonun hakim olduğunu söyledi. Demirel, Türkiye’nin krizden çıkar çıkmaz ‘karanlığın’ içinde olacağını söyledi.
Demirel’in bir endişesi de uzun süredir enerji sektörüne sıkıntı yaşatan dağıtım tesislerinin işletme hakkı devirleri ve yap işlet devret projelerine dair yaşanan sıkıntılardı.
Aslında bu konuya dikkat çeken kişi dünya Enerji Konseyi Başkan Yardımcısı Hüseyin Arıbul oldu. Arıbul, Enerji Bakanlığı’nın bu konulardaki sıkıntıları hala gideremediğini savunarak çalışmaların hızlandırılmasını istedi.
BORU HATTINDAN BÜYÜK ZARAR EDİLDİ
ABD’nin Afganistan’daki operasyonunun, Ortadoğu’ya sıçrama olasılığına ilişkin endişeler, enerji sektöründe de tedirginliğe neden oldu. Körfez Savaşı döneminde, Türkiye en fazla zararı gören ülkelerden biri olurken, zararın büyük bölümü Kerkük-Yumurtalık hattının kapatılmasıyla Botaş’tan kaynaklandı.
Birleşmiş Milletler’e bağlı, Körfez Savaşı Tazminatları Komisyonu, üç gün süren toplantıların ardından, Irak’ın 1990’da Kuveyt’i işgaliyle zarara uğradığını kanıtlayan 20 ülkedeki çeşitli şirketlere, ödeyeceği tazminat miktarını 365.3 milyon dolar olarak belirledi.
Bu şirketler arasında Botaş, alacağı tazminat miktarıyla birinci sırada yer aldı, ancak buna rağmen zararını karşılayamadı. Komisyondan, zararının tazmini için 1 milyar 52 milyon dolar talep eden Botaş, bunun ancak beşte biri kadarını alabildi. Komisyon Botaş’a körfez savaşı sırasındaki kayıplarına karşılık 176.3 milyon dolar tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
Komisyon, Botaş’ın ardından en yüksek miktar ödemenin 174 milyon dolar olarak Kuveyt’teki 239 şirkete verilmesini kabul etti. tazminatlar, ırak‘ın, bm ile olan gıda karşılığı petrol programı çerçevesinde elde ettiği petrol gelirlerinden kesilerek hak sahiplerine ödeniyor.
BM Güvenlik Konseyi‘nin 15 üyesinin temsilcilerinden oluşan komisyon, bugüne kadar 35.8 milyar dolar tazminat ödenmesini kabul etti, şimdiye kadar da düzenli aralıklarla 12.7 milyar dolarını ödedi. |
|
Enerji Üst Kurulu'nda atama çıkmazı
Bankaların kara tahtaları siliniyor
