Home page
Haber Menüsü


Mesut Yılmaz
ANAP lideri Yılmaz, Afganistan operasyonunun geleceği hakkında öngörülerde bulundu.
Yılmaz: Müdahale yayılma eğiliminde
ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Yılmaz, ABD’nin Afganistan’da başlattığı operasyonun yayılma eğilimi gösterdiğini söyledi.
Ankara
AA
    10 Ekim—  ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ABD’nin Afganistan’da Taliban rejimine karşı başlattığı harekatı değerlendirdi.  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
“Batılı Hıristiyan dostlarımız, terörist Carlos’a (Hıristiyan terörist) denemeyeceği gibi Ladin’e de İslamcı terörist denemeyeceğini bilmelidirler. Aslında terörün dini olmaz. Teröristlerin dinleri ne olursa olsun, dinleri farklı da olsa Carlos ile Bin Ladin, her ikisi de adi birer teröristtir.”
MESUT YıLMAZ
ANAP Genel Başkanı
       Yılmaz, Afganistan’a ABD’nin gerçekleştirdiği sıcak müdahale günlerinin yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
       “ABD’nin başlattığı operasyonun, Afganistan sınırlarıyla Taliban yönetiminin devrilmesi ve Bin Ladin’in etkisiz hale getirilmesiyle sınırlı olmasını diliyoruz. Ancak bu sıcak müdahalenin yayılma eğilimi gösterdiğini de hiç kimse görmezlikten gelemez. Savaşın Afganistan dışına taşması, bütün bölgeyi bir kan ve ateş yumağı haline getirebilecektir.
       Böyle bir durumda oluşacak anaforun Türkiye’yi de içine alması kaçınılmaz. Bu nedenle Türkiye, bütün ihtimallere karşı hazırlıklı olma ihtiyacı duymaktadır. Hükümetimiz, muhtemel gelişmelere karşı bir takım tedbirleri şimdiden alma ihtiyacını hissetmiştir.”
       “ABD’nin başlattığı operasyonun Afganistan sınırlarıyla, Taliban yönetiminin devrilmesi ve Bin Ladin’in etkisiz hale getirilmesiyle sınırlı olmasını diliyoruz. Ancak bu sıcak müdahalenin yayılma eğilimi gösterdiğini de hiç kimse görmezlikten gelemez. Savaşın Afganistan dışına taşması, bütün bölgeyi bir kan ve ateş yumağı haline getirebilecektir.
       
“ANAFORUN TÜRKİYE’Yİ DE İÇİNE ALMASI KAÇINILMAZ”
       Böyle bir durumda oluşacak anaforun Türkiye’yi de içine alması kaçınılmaz. Bu nedenle Türkiye bütün ihtimalle karşı hazırlıklı olma ihtiyacı duymaktadır. Hükümetimiz, muhtemel gelişmelere karşı bir takım tedbirleri şimdiden alma ihtiyacını hissetmiştir.
       Bu çerçevede Meclis’te bulunan partilerin liderleri bilgilendirilmiştir. Bugün Genel Kurul’da görüşülüp karara bağlanacak olan hükümet tezkeresi de bu konuda hükümetin alması gereken tedbirleri zamanında alabilmek için gerekli hazırlığı, gerekli imkanı ona hazırlamayı amaçlamaktadır.”
       
TERÖRE KARŞI KÜRESEL MÜCADELE
       Yılmaz, küreselleşmenin diğer bütün alanlar gibi terörü de uluslar ve sınırlarüstü bir konuma getirdiğini vurgulayarak, küresel terörü önlemenin yolunun, yerel unsurları ezmek veya bölgesel çatışmaların önünü açmak olmadığını söyledi. Küresel terörün, ancak küresel düzeyde teröre karşı ortak bir bilinç oluşturulmasıyla önlenebileceğini kaydeden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
       “ABD’de yaşananlar, tüm dünya devletleri bilhassa da gelişmiş Batı ülkeleri için bir ibret vesilesi olmuştur. Bu ülkeler, teröre ve terörist gruplara karşı olan yaklaşımlarını, bu vesileyle bir kere daha gözden geçirmek zorunda kalmışlardır.
       Türkiye’nin yıllardan beri savunduğu tezlerin bu acı olayla dünya gündemine gelmiş olması bir bakıma Türkiye açısından sevindiricidir. Küçük politik hesaplar uğruna teröristlerin ve terör örgütlerinin korunması döneminin artık sona ermesi gerektiğine inanıyoruz.
       
“TERÖRÜN GÜÇ KAYBETMESİ KAÇINILMAZ”
       Bilhassa Batı ülkeleri bu konuda kararlı bir tutum sergiledikleri takdirde sorun büyük ölçüde çözülecektir. Batı’nın etkin, siyasi ve lojistik desteğinden yoksun kalacak olan terör örgütlerinin lokalize olarak güçlerini önemli ölçüde kaybetmeleri kaçınılmazdır. Nitekim Türkiye, bölücü terör sorununu örgütün dış desteklerini önemli ölçüde kestikten sonra kısa sürede çözmeyi başarmıştır. ABD’nin de maruz kaldığı terör felaketine karşı benzer yöntemi izlemesinin hem bölge ve dünya barışı hem de kendi huzuru bakımından çok isabetli olacağı açıktır.”
       
TÜRKİYE’Yİ GÜÇLÜ YAPAN ÖGELER
       Afganistan’a müdahaleyi doğuran gelişmelerde belirleyici olan önemli bir etkenin de bu ülkedeki din anlayışı olduğunu anlatan Yılmaz, geçen yıl çökertilen Hizbullah örgütünün Türkiye toprakları üzerinde neden tutunamadığının iyi analiz edilmesini istedi. Mesut Yılmaz, şöyle konuştu:
       “Türkiye’nin şartları, onun ne İran’a ne Suudi Arabistan’a benzemesine izin vermediği gibi hiçbir şekilde Irak ve Afganistan şartlarına yaklaşmasına da izin vermeyecektir. Ve hatta kıyasıya eleştirdiğimiz ülkemizin kimi özelliklerinin Türkiye’yi çevre ülkelerden farklı ve güçlü kılan özelliklerimiz olduğunu artık görmeliyiz.
       Bu ülkede yaşayan insanlar olarak yüce dinimizin birleştiriciliğini, tasavvufun gönülleri kuşatıcılığını, çağdaşlaşmanın zorunluluğunu ve Cumhuriyetimizin niteliklerinin kıymetini iyi bilmek zorundayız. Bu topraklarda hayatta kalabilmek için bizi biz yapan faktörlere hiçbir komplekse kapılmadan hep birlikte sahip çıkmalıyız. Bizi biz yapan faktörleri gözardı eden her anlayış, ülkemizi sıkıntılar içinde bırakacaktır. Yunus Emreler’den, Mevlanalar’dan, Veysel Karaniler’den, Hacı Bektaşlar’dan süzülüp gelen hoşgörüyü, sevgiyi, insanlığı, yumuşaklığı esas alan bir din anlayışı bu topraklarda asırlardan beri hakimdir.
       
“BU TOPRAKLARDA HİZBULLAH VE TALİBAN GÜÇLENEMEZ”
       Bu anlayışın kökü ve kudreti sayesindeki Hizbullah ve Taliban anlayışı bu topraklarda hiçbir zaman güçlenememiştir. Biz herkese, Mevlana’ya, Yunus’a bakmasını önemle tavsiye ediyoruz. Manevi ufku geniş bu insanlar, ellerine bırakınız silahı sopa bile almamışlardır. Kimseyi kaçırmamış, kimseye işkence etmemiş, kimseyi tüyler ürperten yöntemlerle katletmemişlerdir.”
CARLOS-LADİN: TERÖRİSTİN DİNİ
        Yılmaz, İslam dininin silahlar, saldırılar, savaşlar ve çekişmelerle anılmasından, böyle bir imajla tanımlanır hale gelmesinden son derece rahatsız olduklarını ifade ederek, barış, kardeşlik, hak ve adalet dini olan İslam dinini, hiç kimsenin kendi çıkarları için kana ve siyasete bulaştırmamasını istedi. Yılmaz, şöyle dedi:
       “Bu vesileyle Batılı Hıristiyan dostlarımız, terörist Carlos’a (Hıristiyan terörist) denemeyeceği gibi Ladin’e de İslamcı terörist denemeyeceğini bilmelidirler. Aslında terörün dini olmaz. Teröristlerin dinleri ne olursa olsun, dinleri farklı da olsa Carlos ile Bin Ladin, her ikisi de adi birer teröristtir.”
       
11 EYLÜL’DEN SONRA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
       ANAP lideri Yılmaz, 11 Eylül’de ABD’ye gerçekleştirilen saldırılardan sonra dünyada çok şeyin değişmeye başladığını söyledi. Devletlerin ve insanların teröre bakışının değişeceğini kaydeden Yılmaz, bundan sonra devletlerin diğer bir devleti istikrarsızlaştırmak için terörü bir yöntem olarak kullanamayacaklarına işaret etti.
       Teröristlere ve terörizme sıcak bakan ideoloji, birey ve sivil toplum örgütlerinin artık hoş karşılanmayacağını da ifade eden Yılmaz, bundan sonra devlet destekli küreselleşmenin de insan odaklı küreselleşmeye dönüşeceğini anlattı.
       Dünyanın geleceğinin medeniyetler çatışmasından değil, medeniyetlerin işbirliğinden geçtiğini belirten Yılmaz, evrensel değerlerin yaşandığı dünyada örgütlü suçlarla mücadele edemeyen devletlerin yaşayamayacağını söyledi.
       
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
        Yılmaz, Anayasa değişikliklerinin Türkiye’nin önünü açacak değişiklikler içerdiğini belirterek, şunları söyledi:
       “Geleceğimiz açısından hepimize büyük ümitler vermesi gereken bu başarı, maalesef bazı küçük ayrıntılar ön plana çıkarılmak suretiyle Parlamento’yu yıpratmaya dönük yeni bir kampanyanın aracı haline getirilmek istenmektedir.
       
UYUM YASALARI
       Hem bu kampanyanın önünü kesmek, hem de değişim sürecine bir hız kazandırmak için bir yandan uyum yasalarını süratle Meclis gündemine getirirken, diğer taraftan da yeni Anayasa değişikliği çalışmalarını başlatmak zorundayız. Bu çerçevede AB Genel Sekreterliği olarak hazırladığımız, 8 yasada değişiklik öngören bir hak ve özgürlükler paketini Meclis başkanımıza ve partilere sunduk.
       Bu tasarılarla TCK, Terörle Mücadele Kanunu’nun 8. maddesi, CMUK, RTÜK ve TRT yasaları, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu, Jandarma Teşkilat Kanunu, Dernekler, Sendika, Siyasi Partiler Kanunu ile toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunlarında önemli değişiklikler yapılması hedeflenmektedir.”
       
EKONOMİK KRİZ’DEN ÇIKIŞ
       ABD’deki terör eylemleri sonrasında oluşan kaos ortamının Dünya ekonomisini de olumsuz etkilemeye başladığını belirten Yılmaz, ABD operasyonlarının Afganistan ile sınırlı kalması halinde gelişmelerin Türk ekonomisi üzerindeki etkisinin de sınırlı olacağını söyledi. Yılmaz, sıcak çatışma alanının genişlemesinin ihtimal dahilinde olduğunu hatırlatarak, bekleme dönemine girmeden süratle ekonomik krizden çıkış için gerekli yasal önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti.
       Yarın toplanacak Yüksek Planlama Kurulu’nda (YPK) 2002 yılı bütçe hedeflerinin sonuca bağlanacağını ve diğer ilave tedbirlerin gözden geçirileceğini kaydeden Yılmaz, alınacak tedbirlerin ekonomik krizin daha da derinleşmesini önlemeye dönük olduğunu söyledi. Yılmaz, “Hükümet’i oluşturan partiler olarak dönüşü olmayacak şekilde bu faturaları üstlenmiş durumdayız” diye konuştu. Dış gelişmelere rağmen önceliğin ekonomiye verilmek zorunda olduğunu bildiren Yılmaz, ekonomide radikal tedbirler almak için siyaset kurumu ve toplumun mutabakata varmak zorunda olduğunu kaydetti.
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları