|
Yılmaz, TÜGİAD Bursa Şubesinin düzenlediği ABDdeki Saldırıların Türkiye Ekonomisine Etkileri konulu toplantıda, globalleşme sürecinde dünya kaynaklarının adil bölüşümü konusunda bazı sıkıntıların yaşandığını, bazı stratejistlerin ABDye dönük terörist saldırıları, buna tepki olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Dünyadaki gelir dağılımında yaşanan adaletsizliğin zaman geçirilmeden sona erdirilmesi gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, global ekonominin daraldığı günümüzde, bu problemler dikkatle izlenmeli. Bu tedirginlik ortamında dünya ticareti daha büyük oranda daralacaktır. Türkiye global ekonomik durgunluğu, ancak ihracat ve turizmle aşabilir dedi. Yılmaz, üstünlüğü belirlenen bazı sektörlere gerekli teşvik ve desteklerin verilip öne çıkarılmasının zorunlu olduğunu belirterek, ihracat için bürokrasinin azaltılması, turizm sektörü için de güvenilir bir ülke imajının yaratılması gerektiğini ifade etti. Türkiyenin yeni dünya düzeni içinde kendine yer edinmesi gerektiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: Türkiye, geç olmadan yapısal reformları hayata geçirmelidir. Bunun temel anahtarı ise Avrupa Birliği entegrasyon sürecinin tamamlanmasıdır. Türk toplumu da buna ayak uydurmak mecburiyetindedir. Siyasi iktidarın bu konuda ne kadar aktif rol oynayacağı tartışılır, ancak sivil toplum örgütleri olarak geçmişten daha sıkı ilişki kurarak hareket etmek durumundayız. İŞADAMLARINI ZOR BİR KIŞ BEKLİYOR İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sadi Uzunoğlu da, ABDdeki durgunluğun dünya ekonomisini tehdit edecek düzeye geldiğini belirterek, dış ticaret açığı 450 milyar dolara, ithalatı 1 trilyon dolara ulaşan bu ülkenin aynı sorunu 1990da yaşadığını söyledi. Bu dönemde Körfez Savaşının çıktığını, durgunluk dönemindeki ABD ekonomisinin silah ve savunma sanayii gelirleriyle canlanmaya başladığının görüldüğüne dikkati çeken Doç. Uzunoğlu, terörist saldırılardan önce ABDnin global daralmanın ciddi sonuçlara varabileceğini gördüğünü öne sürdü. Doç. Uzunoğlu, yeni dünya düzeninde Türkiyenin ekonomik krize teslim olmamak için radikal önlemler alıp, istikrar programını değiştirmek zorunda olduğunu anlatırken, şunları söyledi: Kamu borçlarının milli gelire oranı Eylül ayı itibariyle yüzde 80lere ulaştı. Bu oran da stoktur, yani sadece ana paradır. Bu borçları yürütmenin tek çözümü, ekonomik canlanmanın sağlanmasıdır. Revize edilecek programda öncelik büyüme olmalıdır. Savaş hazırlığında olan ABDnin belirleyeceği süre çok önemli. Türkiyede riskin dağıtılabileceği bir enstrüman bulunmadığını, bu nedenle işadamı ve sanayicinin yönünü belirlemekte zorlandığını ifade eden Doç. Uzunoğlu, işadamları, bu belirsiz süreci, risk almadan, likit kalarak, eğer mümkünse stratejik ortak bularak geçirmeli diye konuştu. TÜGİAD Danışmanı emekli büyükelçi Yalım Eralp ise Türkiyenin yeni dünya düzeni şartlarında laik ülke kimliğini öne çıkarmak zorunda olduğunu söyledi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||