Home page
Haber Menüsü


 
IMF 11 Eylül’e adapte olamadı
 
Hazırladığı Dünya Raporu’nu çöpe atmamak için, 11 Eylül’ün olası global etkilerini raporun arkasına kısaca ekleyen IMF, stand-by sürecindeki ülkelere yönelik şaşkınlığını üstünden atabilmiş değil.
 
Kerem Alkin
NTV-MSNBC
 
28 Eylül—  Son iki haftadır -doğal nedenlerle- dünyanın gündeminin tepesini terketmeyen feci terör olayı, uluslararası ekonomik kuruluşların projeksiyon ve öngörülerini de alt üst etti. Dünya Raporu’nun tümünü basılı hale getirmiş olan IMF, raporu çöpe atmak yerine, sonuna terör olayının muhtemel etkilerini değerlendiren kısa bir ek koymayı tercih etti. IMF, terör olayına yönelik ilk değerlerdirmelerini bu şekilde gerçekleştirdi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Ancak, IMF’in global değerlendirmesi, IMF ile stand-by sürecinde olan ülkelerin karşılaşabilecekleri sorunları değerlendirmek açısından yeterli değil. Bu nedenle, stand-by sürecindeki ülkelerde uygulanmakta olan programların uygulama şartlarının tek tek elden geçirilmesi gerekiyor. Nitekim, Türkiye’nin uygulamakta olduğu programın da elden geçirilmesinde önemli yararlar görülmekte.
       
DÖVİZ GİRİŞİNE DAYALI PROGRAM REVİZE EDİLMELİ
       10. Gözden Geçirme toplantılarının Ankara bacağı oldukça tartışmalı geçmiş gözüküyor. Bakan Derviş’in ekibiyle birlikte, ikinci tur için Washington’a geçmezden önce Yüksek Planlama Kurulu toplantısının gerçekleşmesi önemliydi.
       YPK toplantısından basına sızan hedefler, 2002 yılı için IMF’in beklentilerinin gözetildiğini gösteriyor. Ancak, IMF’in faiz dışı bütçe fazlası ile beklentilerinin YPK’dan aynen geçmesi, reel sektörün tepkilerini arttırabilir. Özellikle, yarın gerçekleşecek olan TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısından çıkacak olan mesajlara dikkat etmek gerekiyor.
       Anlaşılan, görüşmelerin Ankara bacağında ekonomi yönetimi, reel sektörü temsil eden kuruluşlardan gelen talep çerçevesinde, 2002 yılında faiz dışı bütçe fazlalığının GSMH’ya oranının yüzde 5.5’den, yüzde 3’e indirilmesi konusunda IMF’yi ikna edebilmiş gözükmüyor.
       
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN TOPARLANMASI ZOR
       11 Eylül’deki feci terör olayından sonra, uluslararası finans piyasalarında tahvil borçlanması ve özelleştirme konularında hava uzunca bir süre gelişmekte olan ülkeler lehine olmayacak. Bu nedenle, Türkiye’nin dışarıdan kaynak temin etmeye dayalı programına IMF’nin ısrarcı olması yeni sorunları gündeme getirebilir.
       IMF’nin -Stanley Fisher’dan boşalan göreve atanmış olan- çiçeği burnunda 1. Başkan Yardımcısı Ann Krueger’ın ‘Türkiye’ye şu an için yapabilecekleri yaptık’ yaklaşımı da, Ann Krueger’in Türkiye konusunda bir brifinge ihtiyacı olduğunu gösteriyor. IMF’nin desteği ile hazırlanmış ve mayısta tüm metni açıklanmış olan ‘Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’, hem siyasilerin hataları, hem de ekonomi bürokrasisindeki görüş ayrılıklarının giderilmesinde sürecin yavaş işlemesi nedeniyle, yılın ikinci yarısı için beklenen pozitif büyüme sürecini getiremedi.
       Program büyük ölçüde ihracat ve turizm gibi alanlardan elde edilecek döviz girişi ve Türkiye’nin gerçekleştireceği özelleştirme ve tahvil ihraçları vasıtası ile uluslararası piyasalardan kaynak teminine dayanıyor.
       Bu nedenle, gerek Ann Krueger, gerekse de IMF Türkiye Temsilcisi Kahkonen’in programın bütününe bakıp, bu programı yürütecek bir uluslararası konjonktür olup olmadığını bir kez daha incelemeleri lazım.
       Nitekim, Başkan Horst Köhler’in en azından ikisinden daha önde olduğunu gösterecek şekilde, 2002 için ek mali yardım konusunda kapıyı açık bırakmaya özen gösterdiği göz ardı edilmemeli. Bu arada, IMF ile tartışılması gereken bir başka konu da, faiz dışı fazlalık, vergi ve enflasyon hedefleri nedeniyle, Türkiye 2002 yılında da canlanmaya geçemez ise, programı sürdürecek bir ortamın kalıp kalmayacağı. Bu nedenle, reel sektörün bu konudaki uyarılarına IMF’in kayıtsız kalması, kimsenin ağza almak istemediği formülleri gündeme getirebilir.
       
IMF UZMANLARINDA DEVİR SORUN YARATIYOR
       Ekonomi bürokratlarının IMF ile ilgili sıkıntıları sadece, makro hedeflerdeki görüş farklılığı ile sınırlı değil. Birincisi, gelen heyetlerde sıklıkla uzman değişmekte. Bu nedenle, her defasında ‘iç borçların GSMH’ya oranı niçin bu kadar yükseldi’, ‘faizdışı fazlalık kavramı neyi ifade ediyor’ şeklinde ekibe yeni katılan uzmanlara bürokratlarımız tarafından brifing verilmesi gerekiyor ve bu durum zaman kaybına neden oluyor.
       Bunun yanı sıra, Türkiye’nin gerçeklerini algılayana kadar ilgili IMF uzmanının dikbaşlılığı ve ‘ben ne dersem o olur’ yönündeki tavrı da cabası. Nitekim, 10. gözden geçirme çalışmalarında Ankara’daki tıkanıklıkta, bu havanın etkisi de göz ardı edilmemeli. IMF, çok hızlı bir şekilde, terörle uzun soluklu bir mücadelenin başladığı bir ortamda, dünya ekononomisindeki yeni konjonktüre bağlı olarak, Türkiye başta olmak üzere, bir çok ülkede izlenmekte olan programların karşılabilecekleri sorunları ayrıntılı olarak değerlendirmek durumunda. Aksi durumda, gelişmekte olan ekonomiler için hayli zor geçeceği anlaşılan 2002 yılının ağırlığı altında IMF de ezilebilir.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları