|
|
Ancak, IMFin global değerlendirmesi, IMF ile stand-by sürecinde olan ülkelerin karşılaşabilecekleri sorunları değerlendirmek açısından yeterli değil. Bu nedenle, stand-by sürecindeki ülkelerde uygulanmakta olan programların uygulama şartlarının tek tek elden geçirilmesi gerekiyor. Nitekim, Türkiyenin uygulamakta olduğu programın da elden geçirilmesinde önemli yararlar görülmekte. DÖVİZ GİRİŞİNE DAYALI PROGRAM REVİZE EDİLMELİ 10. Gözden Geçirme toplantılarının Ankara bacağı oldukça tartışmalı geçmiş gözüküyor. Bakan Dervişin ekibiyle birlikte, ikinci tur için Washingtona geçmezden önce Yüksek Planlama Kurulu toplantısının gerçekleşmesi önemliydi. YPK toplantısından basına sızan hedefler, 2002 yılı için IMFin beklentilerinin gözetildiğini gösteriyor. Ancak, IMFin faiz dışı bütçe fazlası ile beklentilerinin YPKdan aynen geçmesi, reel sektörün tepkilerini arttırabilir. Özellikle, yarın gerçekleşecek olan TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısından çıkacak olan mesajlara dikkat etmek gerekiyor. Anlaşılan, görüşmelerin Ankara bacağında ekonomi yönetimi, reel sektörü temsil eden kuruluşlardan gelen talep çerçevesinde, 2002 yılında faiz dışı bütçe fazlalığının GSMHya oranının yüzde 5.5den, yüzde 3e indirilmesi konusunda IMFyi ikna edebilmiş gözükmüyor. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN TOPARLANMASI ZOR 11 Eylüldeki feci terör olayından sonra, uluslararası finans piyasalarında tahvil borçlanması ve özelleştirme konularında hava uzunca bir süre gelişmekte olan ülkeler lehine olmayacak. Bu nedenle, Türkiyenin dışarıdan kaynak temin etmeye dayalı programına IMFnin ısrarcı olması yeni sorunları gündeme getirebilir. IMFnin -Stanley Fisherdan boşalan göreve atanmış olan- çiçeği burnunda 1. Başkan Yardımcısı Ann Kruegerın Türkiyeye şu an için yapabilecekleri yaptık yaklaşımı da, Ann Kruegerin Türkiye konusunda bir brifinge ihtiyacı olduğunu gösteriyor. IMFnin desteği ile hazırlanmış ve mayısta tüm metni açıklanmış olan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı, hem siyasilerin hataları, hem de ekonomi bürokrasisindeki görüş ayrılıklarının giderilmesinde sürecin yavaş işlemesi nedeniyle, yılın ikinci yarısı için beklenen pozitif büyüme sürecini getiremedi. Program büyük ölçüde ihracat ve turizm gibi alanlardan elde edilecek döviz girişi ve Türkiyenin gerçekleştireceği özelleştirme ve tahvil ihraçları vasıtası ile uluslararası piyasalardan kaynak teminine dayanıyor. Bu nedenle, gerek Ann Krueger, gerekse de IMF Türkiye Temsilcisi Kahkonenin programın bütününe bakıp, bu programı yürütecek bir uluslararası konjonktür olup olmadığını bir kez daha incelemeleri lazım. Nitekim, Başkan Horst Köhlerin en azından ikisinden daha önde olduğunu gösterecek şekilde, 2002 için ek mali yardım konusunda kapıyı açık bırakmaya özen gösterdiği göz ardı edilmemeli. Bu arada, IMF ile tartışılması gereken bir başka konu da, faiz dışı fazlalık, vergi ve enflasyon hedefleri nedeniyle, Türkiye 2002 yılında da canlanmaya geçemez ise, programı sürdürecek bir ortamın kalıp kalmayacağı. Bu nedenle, reel sektörün bu konudaki uyarılarına IMFin kayıtsız kalması, kimsenin ağza almak istemediği formülleri gündeme getirebilir. IMF UZMANLARINDA DEVİR SORUN YARATIYOR Ekonomi bürokratlarının IMF ile ilgili sıkıntıları sadece, makro hedeflerdeki görüş farklılığı ile sınırlı değil. Birincisi, gelen heyetlerde sıklıkla uzman değişmekte. Bu nedenle, her defasında iç borçların GSMHya oranı niçin bu kadar yükseldi, faizdışı fazlalık kavramı neyi ifade ediyor şeklinde ekibe yeni katılan uzmanlara bürokratlarımız tarafından brifing verilmesi gerekiyor ve bu durum zaman kaybına neden oluyor. Bunun yanı sıra, Türkiyenin gerçeklerini algılayana kadar ilgili IMF uzmanının dikbaşlılığı ve ben ne dersem o olur yönündeki tavrı da cabası. Nitekim, 10. gözden geçirme çalışmalarında Ankaradaki tıkanıklıkta, bu havanın etkisi de göz ardı edilmemeli. IMF, çok hızlı bir şekilde, terörle uzun soluklu bir mücadelenin başladığı bir ortamda, dünya ekononomisindeki yeni konjonktüre bağlı olarak, Türkiye başta olmak üzere, bir çok ülkede izlenmekte olan programların karşılabilecekleri sorunları ayrıntılı olarak değerlendirmek durumunda. Aksi durumda, gelişmekte olan ekonomiler için hayli zor geçeceği anlaşılan 2002 yılının ağırlığı altında IMF de ezilebilir. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||