Home page
Haber Menüsü


 
Olası savaşın Türkiye’ye etkileri
 
Yaygınlığı ne olursa olsun ve bizi doğrudan içine çekmese de savaşın Türkiye ekonomisi üzerinde ciddi etkileri olacaktır. En başta krizden çıkışta güvendiğimiz ihracat ve turizm sarsılacaktır.
 
Ozan Korman Tarman
NTV-MSNBC
 
26 Eylül—  Geçen haftada işlediğim konuda bu hafta biraz daha ayrıntıya girme ihtiyacı hissettim. Zira Türkiye’de olası bir savaşı soğukkanlı hesabı yapılabilecek bir fırsat olarak görenlerin ve adeta gözü kapalı cephelere gitmeye gönüllü olmamızı isteyenlerin sesi daha da gür çıkmaya başladı.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bu agresif stratejistlere öncelikle bir Can Dündar makalesinde de yer almış, Mustafa Kemal’in şu sözünü hatırlatmak isterım: ‘Maksadı ne olursa olsun, vatan tehlikeye girmedikçe harp, bir cinayettir.’
       Elbette dünya çapında teröre karşı yapılacak bir mücadelede, acıdan çok payını almış Türkiye’nin de etkin olması gönüllerden geçer. Ancak etkin olmaya çağrı ile savaş çığırtkanlığını da birbirinden ayırt etmek gerekir.
       
EKONOMİ OLUMSUZ ETKİLENECEK
       Yaygınlığı ne olursa olsun ve bizi doğrudan içine çekmese de savaşın (ve öncesi trajedinin) Türkiye ekonomisi üzerinde ciddi etkileri olacaktır. En başta maalesef Türkiye’yi içinde bulunduğu krizden çıkarmada güvendiğimiz iki faktör sarsılacaktır: İhracat ve turizm.
       İhracata darbe Amerikan ekonomisindeki duraksamanın derinlik kazanmasından ve bunun Avrupa ekonomilerine yansımasından gelecek. Bir örnek vermek gerekirse 2001’in ilk yarısında toplam ihracatımızın yüzde 60’ı Avrupa ülkelerine gitmiş. Ayrıca aynı oran Orta Doğu ülkeleri söz konusu olduğunda da yüzde 11’i bulmuş. Bu rakam da olası yaptırımlar ile aşağılara gidebilir.
       Dünya ekonomisindeki küçülme ve artan bölgesel riskler ister istemez turizmimizi de vuracaktır. Bu sektörden krizin yaralarını sarıcı gelirler beklerken şimdi Körfez Savaşı sırasında bir önceki yıla kıyasla yaşanan yüzde 18’lik küçülmeyi hatırlamak durumundayız.
       
PETROL FİYATLARININ SEYRİ ÖNEMLİ
       Petrol fiyatlarının izleyeceği seyir de bizim için çok önemli (ilk şokun ardından şimdilik fiyatlar düşüşte de olsa). Net petrol ithalatçısı olduğumuzdan geçtiğimiz yıl enflasyon hedeflerini tutturamamızda petrol fiyatlarının da önemli etkisi olmuştu.
       Belirsizliğini koruyan enflasyon ortamı tüm dünyayı etkileyecek bir ekonomik ve siyasi krizle birleştiğinde, tüm iyi niyete karşın enflasyon hedeflemesi uygulaması için mükemmel bir zamanlamadan söz etmek zor.
       İçine yuvarlandığımız ortamda, direk yabancı yatırımlar, özelleştirme projelerimiz ve Eurobond yoluyla dış borç bulma olanaklarımız da kısıtlanacaktır. Eylül ayı için planlanan dış borç ihracı ertelendi; ya da kimilerine göre en azından iç talep vardı ama geç kalındı.
       Borçlanma ihtiyacımızı iç piyasaya dolar cinsi kağıt sürerek gidermeye çalışmak da bir çözüm. Ancak bu sık sık başvurulmasına alıştığımız yöntem büyük miktarda borçlanmalarımızı Türk Lirası üzerinden yapamadığımız gibi bir kaygı da yaratabilir.
       Tüm bu endişe ve tehlikeler ortadayken, IMF’nin 2002 hedeflerinde gereğinden fazla katı bir tutum izlememesinde yarar var. Bu programı koyvermeye bir çağrı değil, olamaz elbette. Ancak enflasyon, faiz dışı fazla ve büyüme gibi kalemlerde bugün konulabilecek fazla iddialı hedefler yarınki hayalkırıklığını arttırabilir.
       Tabii şunu vurgulamakta fayda var: Amerika’ya vereceğimiz destek dolayısıyla, IMF’ye 2002’de ödememiz gereken borçlarımızın ertelenebileceği hatta kısa vadede çok zorlanırsak taze kaynakların dahi söz konusu olabileceği gerçek. Ancak bu İhale Yasası gibi kritik ekonomik reformlarda ağırdan almamıza yol açmamalı.
       
MİSİLLEME NASIL YAPILACAK?
       Amerikan hükümeti kısa vadede nasıl savaşmayı seçecek? Orta vadede ekonomi ve piyasalarımızı yakından ilgilendiren bir soru bu. Operasyonlar Afganistan ve Bin Ladin’in ele geçirilmesi ile sınırlı kalacak mı?
       New York Times’ın özellikle Cumhuriyetçi iktidarlara yakınlığı ile tanınan etkin köşe yazarı William Safire Pazartesi yayınlanan makalesinde Bin Ladin ile ‘esas düşman’ diye nitelediği Saddam arasında doğrudan bir bağ olduğunu iddia ediyor. Safire’ın iddiasına göre Saddam Kuzey Irak’taki Kürt Barzani ve Talabani güçleriyle çarpışmak için bizzat Bin Ladin’in adamlarından yardım alıyor.
       Bu iddia kanıtlanır veya Amerikan Dışişleri Bakanı Powell gibi ağırlıklı isimler ikna edilirse savaş çok daha yakınlarımıza gelecek, daha da karmaşıklaşacak ve ülkemizi yeni belirsizliklere sürükleyebilecektir.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları