|
Ümit Sezgin'in yazısı: Deklarasyon ölü doğdu ANAP'ta muhalefet kazan kaldırdı |
|||
“Türkiye vizyon ve bilgiden yoksun siyasi kadroların elinde heyecanını dahi kaybetmiştir. 1920’lerin ağır koşullarında devleti yeniden inşaayı başaran; 1930’ların dünya krizi şartlarında sanayileşme hamlesi başlatan; 1940’ların savaş şartlarında demokrasinin eksiklerini gidermeyi düşünen ve 1950’de bu hedefine ulaşan; 1960’ta ve 1970’te soğuk harbin kanat ülkesi olmanın dayattığı siyasi şartlara rağmen temel hak ve özgürlükler alanını genişletme sancısını göğüsleyen; 1980’de aksine telkinlere rağmen dünyaya açılmayı, uluslararası sistemle rekabete dayalı entegrasyonu hedefleyen ülkemizin elinde bugün tek bir ulusal proje yoktur.
|
Hükümetin de eleştirildiği deklarasyonda çözüm önerileri de şöyle sıralanıyor: Avrupa Birliğine üyelik ilke edinilmeli, Anayasa ve yasalarda gerekli ve kapsamlı değişiklikler yapılarak, düşünce ve ifade özgürlüğü sağlanmalı, Mevcut siyasi sistemin ülkeyi içine sürüklediği yolsuzluk batağına karşı gerekli hukuki tedbirler alınmalı, Var olan partiler yasası ve seçim kanunları tamamen değiştirilmeli. BAŞBAKAN ECEVİT: GÖRMEDİM Bu arada Başbakan Bülent Ecevit, bazı milletvekilleri tarafından hazırlandığı belirtilen deklarasyonu görmediğini söyledi. Meclise gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Ecevit, bazı milletvekillerince hazırlanan deklarasyon konusunda ne düşünüyorsunuz? sorusuna, öyle bir metin görmedim. bir şey söyleyemeyeceğim yanıtını verdi. ANAPlı vekilden en hakiki deklarasyon BAHÇELİ: MECLİSE TAŞINMAMALI Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, bazı milletvekillerince hazırlandığı bildirilen deklarasyon konusunda, Parti içi sorunlar Meclise taşınmamalı dedi. Bahçeli, TBMM kulisinde gazetecilerin Bazı milletvekillerince hazırlanan deklarasyon konusunda ne düşünüyorsunuz? sorusuna, Parti içi sorunlar Meclise taşınmamalı karşılığını verdi. YILMAZ: VEKİLLERİN ÇIKIŞI ZAMANSIZ Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da, muhalif milletvekilleri tarafından hazırlanan deklarasyona tepki gösterdi. Yılmaz, Bizim partiden arkadaşlar farklı görüşleri varsa, bunları parti platformlarında gündeme getirebilirler. Böyle bir yolun seçilmesini doğru bulmuyorum dedi. Yılmaz, herkesin sorumluluğunun bilincinde olması ve mevcut sorunları ağırlaştıracak hareketlerden kaçınılması gerektiğini de ifade etti. AKARCALI: AMAÇ PRİM SAĞLAMAK ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı da, deklarasyonun kamuoyunda prim sağlama amacı taşıdığını belirtti. Akarcalı, deklarasyonun arkasında siyasete dönme hırsı taşıyanların bulunduğunu savundu. Hazırlanan deklarasyonu münferit bir olay olarak niteleyen Akarcalı şu yorumu yaptı: Meclis yapısında herhangi bir gelişme sağlamak amacında olmayıp kamuoyunda prim sağlamak amacı güttüğü inancındayım. Deklarasyonun arkasında siyasete dönme hırsıyla kimlerin yattoğının araştırılması gerekir. GÜRKAN: İÇERİĞİNE İTİRAZIM YOK DSP Milletvekili Uluç Gürkan, milletvekilleri tarafından hazırlandığı bildirilen deklarasyonun içeriğine itirazı olmadığını, ancak böyle bir oluşum içinde de bulunmadığını bildirdi. Gürkan, gazetecilerin soruları üzerine kamuoyuna yansıdığı gibi bir deklarasyon hazırlığı içinde yer almadığını bildirdi. Metnin içeriğine itirazı olmadığını kaydeden Gürkan, ancak böyle bir oluşumla ilgisinin bulunmadığını kaydetti. Gürkan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantısına katılmamasının da bu girişimle ilgisi bulunmadığını, Anayasa değişikliği görüşmeleri nedeniyle son anda yurtdışına gitmekten vazgeçtiğini bildirdi. BUDAK: KİMSENİN MEÇHULÜ DEĞİL DSP İstanbul Milletvekili Rıdvan Budak da yaptığı yazılı açıklamada, bir yılı aşkın bir süredir Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarının değiştirilmesi gerektiğini, siyasetin antidemokratik işleyişinin ve lider egemenliğinin çoğulcu-katılımcı siyaset anlayışını yok ettiğini dile getirdiğini ifade etti. Budak, Türkiyenin bugün içinde bulunduğu açmazlardan kurtulabilmesi için atılacak her olumlu adıma destek vereceğim hususu başta partim olmak üzere hiç kimsenin meçhulü değildir. Türkiyenin geleceği bakımından uygun gördüğüm bir beyanı imzalamaktan kendimi alıkoymam. Ancak bu tür girişimler hiçbir şekilde ve kimse tarafından yeni bir siyasi organizasyon olarak sunulmamalıdır ve algılanmamalıdır. Tek itiraz edebileceğim yanı da budur. dedi. DEKLARASYONUN TAM METNİ Kamuoyuna; Ülkemiz ne yazık ki küresel çağın ekonomik, sosyal ve siyasal gereklerine uygun, projelendirilmiş ve toplumsal mutabakata dayalı bir değişim yaşayamıyor. Değişim adına yapılanlar ise hedefi olmayan, tutarsız ve dar çıkar kavgaları etrafında atılan küçük adımlardan öteye geçemiyor. Ekonomimiz bir iflas eşiğindedir. Nitekim en yetkili ağızlar bile uygulanan politikaların tek hedefinin borcu yeniden borçlanarak döndürmek olduğunu söylemekte, yapılabilirse bunun bile başarı olabileceğini ifade etmektedirler. Sistem çökmüş; sadece lira değil, toplumun bütün ahlaki dayanakları nerede duracağı belirsiz bir şekilde dalgalanmaya bırakılmıştır. Bu tablo, ekonomik kriz de dahil, mevcut sorunların temelinde siyasi irade ve tercih yokluğunun yattığını göstermektedir. Siyasetin kendi içinden ve dışından etkisiz kılınmasıyla gelinen bu noktada, mevcut yapıya Türk halkı gibi, dünyanın da itimadının kalmadığı ortaya çıkmıştır. ULUSAL PROJE YOKTUR Türkiye vizyon ve bilgiden yoksun siyasi kadroların elinde heyecanını dahi kaybetmiştir. 1920lerin ağır koşullarında devleti yeniden inşaayı başaran; 1930ların dünya krizi şartlarında sanayileşme hamlesi başlatan; 1940ların savaş şartlarında demokrasinin eksiklerini gidermeyi düşünen ve 1950de bu hedefine ulaşan; 1960ta ve 1970te soğuk harbin kanat ülkesi olmanın dayattığı siyasi şartlara rağmen temel hak ve özgürlükler alanını genişletme sancısını göğüsleyen; 1980de aksine telkinlere rağmen dünyaya açılmayı, uluslararası sistemle rekabete dayalı entegrasyonu hedefleyen ülkemizin elinde bugün tek bir ulusal proje yoktur. Ortadaki karanlık tablonun sorumluları milletvekillerini yetkisizleştirerek sistemin dışına itmişlerdir. Ne var ki, bu karanlık tablo, milletvekillerinin kendilerine rağmen itibarsızlaşmalarına yol açmıştır. Bugün bu gidişe itiraz etmemenin de bir sorumluluğu olduğu açıktır. Bu inançla, aşağıda imzası bulunan bizler; 1- Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliğinin gerçekleşmesini ilke ediniyoruz. 2- Türkiyenin Anayasa ve yasalarında gerekli ve kapsamlı değişiklikleri gerçek anlamda yaparak, çağdaş demokrasinin temeli olan düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüklerinin önündeki engelleri kaldırması gerektiğine inanıyoruz. 3- Mevcut siyasi sistemin ülkemizi içine sürüklediği, toplumda siyasete güven duygusunu yok eden yolsuzluk batağından çıkmasını sağlayacak hukuki tedbirleri almanın birinci öncelik olduğunu düşünüyoruz. Ülkede siyasetin gerçek mecrasına oturması ve kirlilikten korunması için, özelleştirmenin hızla tamamlanmasını ve ihale düzeni başta olmak üzere, kamu harcamalarının tamamında şeffaflığı sağlayacak düzenlemenin yapılmasının kaçınılmaz olduğunu biliyoruz. 4- Siyaseti vesayet düzenine dönüştüren ve şahsiyetsizleştiren mevcut partiler yasası ve seçim kanunlarının vakit geçirmeden tamamen değiştirilmesini talep ediyoruz. 5- Bunların gerçekleşmesi için, varolan Meclis yapısı içinde, ancak siyasi oligarşilerin dışında, mevcut siyasi partilerden bağımsız bir milletvekili inisiyatifine ihtiyaç bulunduğuna inanıyoruz. TBMMnin yeni yasama döneminde bu yolda müşterek hareket edeceğimizi duyururuz. Saygılarımızla. | |||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||