Home page
Haber Menüsü


Bal: 5 milyon konuta ihtiyaç var
Türkiye’de 5 yıl içerisinde 5 milyon konuta ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Devlet Bakanı Faruk Bal, Toplu Konut İdaresi ve Arsa Ofisi’nin, bu bütçelerle sorunun üstesinden gelmelerinin mümkün olmadığını belirtti.
Kemer
AA
25 Eylül— Devlet Bakanı Faruk Bal, “kamu arazilerinin bazı çeteler tarafından çarçur edildiğini ve gecekondu yapmak isteyenlere arazi mafyası tarafından satıldığını” söyledi. Devlet Bakanı Bal, Antalya’nın Kemer İlçesi’nde dün başlayan ve TEBİAT tarafından düzenlenen 3. Ekonomi Zirvesi’nin bugünkü açılış oturumunda yaptığı konuşmada, ABD’de kamu arazisi bulunmadığını, Avrupa ülkelerinin birçoğunda da kamu arazisi payının çok düşük olduğunu bildirdi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Türkiye’deki kamu arazilerinin konut sektörüne arz edilmesi konusunda bazı müşkülatlar yaşandığını anlatan Bal, devletin planlama, düzenleme ve bu konuda politika üretmesinde de aynı sıkıntıların yaşandığını söyledi.
Vural. THY krizden etkilenmedi
Konuyla ilgili devlet kuruluşları ve bakanlıklar arasında eşgüdüm sağlanmaya çalışıldığını ifade eden Bal, şöyle konuştu:
       “Türkiye’de önümüzdeki ilk 5 yıl içerisinde 5 milyon konuta ihtiyaç bulunduğu ifade ediliyor. Kentleşme hızı, nüfus artışı, eski binaların yenilenmesi, gecekonduların standart kent dokularına kavuşturulması gibi unsurların gözönüne alınması halinde, bu rakamın doğru tespit edildiği görülüyor. 5 milyon konut çok ciddi bir rakamdır. Ancak mutlaka bu rakama bir şekilde yaklaşmak da gereklidir.”
       Toplu Konut İdaresi ve Arsa Ofisi’nin, konut sorununa kıt kaynaklarla çözüm getirmeye çalıştıklarını dile getiren Bal, Arsa Ofisi’nin 3 trilyon lira, Toplu Konut İdaresi’nin de 47 trilyon lira bütçesi bulunduğuna işaret etti.
       Söz konusu kurumların bu bütçelerle sorunun üstesinden gelmelerinin mümkün olmadığını anlatan Bal, “Buna ciddi bir çare bulmak mecburiyetindeyiz” dedi.
       
KAMU ARAZİLERİNİN MUHAFAZASI
       Devlet Bakanı Bal, kamu arazilerinin devlet tarafından çok sıkı bir şekilde muhafaza edildiği kanaatinin de doğru olmadığını ifade ederek, “Muhtelif niyetlerle ve daha ziyade ticari amaçla, kamu arazileri bazı çeteler tarafından çarçur edilmekte ve hatta arazi mafyası, devletin arazisini gecekondu yapmak üzere vatandaşlara satmaktadır” diye konuştu.
       Bal, bu arazilerin üzerine sosyal donatılardan yoksun, standartlara uymayan gecekondular yapıldığını ve çarpık bir kentleşme ortaya çıktığını da söyledi.
       Kamu arazilerinin konut sektörüne arzı için bazı yasal düzenlemeler yapıldığını ve finans teknikleri geliştirildiğini belirten Devlet Bakanı Bal, sorunu çözmek için çaba sarfettikleri bildirdi.
       Türkiye’nin ciddi bir ekonomik krizden geçtiğine dikkati çeken Bal, krizin ancak el ele verilerek aşılabileceğini sözlerine ekledi.
       
GÜREL: ÇÖZÜM ‘MUSTAFA KEMALCİ’ ANLAYIŞLA
       Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, çözümlerin ve yeni yöntemlerin “Mustafa Kemalci” bir anlayışla gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin sorunlarına, başkalarının tuttuğu ışık altında çözüm bulamayız” dedi.
       3. Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gününde konuşan Devlet Bakanı Gürel, dünyanın ve Türkiye’nin geldiği bugünkü noktada “tanımların yeniden ele alınması gerektiğini” söyledi.
KÜRESELLEŞME YENİDEN ELE ALINMALI
       Son 10 yıldır gündemde olan “küreselleşme” kavramının da yeniden düşünülmesi ve ele alınılmasının gerekliliğine işaret eden Gürel, şunları söyledi:
       “Küçülen dünya içinde bilim ve bilişim, insanları yakınlaştırdı. Bu küreselleşme içinde ortaya çıkan yeni adaletsizlikleri, yeni bölünmeleri, kutuplaşmaları gözardı ettik. Dünya, yeni zıtlıkların belirlendiği bir dünya olmakta devam ediyor. İşte böyle bir ortamda 2001 Eylül’ünden itibaren sorunların çözüm yollarını yeniden tanımlamak zorundayız.”
       
“TANZİMATÇILAR VE MUSTAFA KEMALCİLER”
       Konuşmasını “Nasreddin Hoca’nın evinde kaybettiği anahtarı sokak lambası altında aramasını” anlatarak sürdüren Gürel, Türkiye’nin sorunlarına başkalarının tuttuğu ışık altında çözüm bulunamayacağını kaydetti.
       Türkiye’de belli başlı reform anlayışları olduğunu anlatan Gürel, bunlardan birinin “Tanzimatçı” anlayış, diğerinin de “Mustafa Kemalci” anlayış olduğunu dile getirdi. Gürel, şöyle devam etti:
        “İmparatorluğun son dönemlerindeki koşullarda Osmanlı aydınlarının başka yerlerde çözüm aramaları normaldi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde ve sonrasında ise ‘Mustafa Kemalci’ bir anlayış vardı. Bugünün Türkiyesi’nde, şimdi bu iki anlayışın da temsilcilerini görebilmekteyiz. Adeta yeniden bir hesaplaşma içinde olduklarını görebiliyoruz. Biz bugün artık, çözümlerimizi ve yeni yöntemlerimizi tanımlamak istiyorsak, ‘Mustafa Kemalci’ bir anlayış içinde bunu gerçekleştirmeliyiz. Başkalarının bizi engellemelerine rağmen bunu başarmalıyız. Türkiye’nin sorunlarına başkalarının tuttuğu ışık altında çözüm bulamayız.”
        Türkiye’nin genç nüfuslu üretken insanları ve sanayisi ile dünyadaki yerini farklı şekilde alacağını umduğunu kaydeden Gürel, geleceğe umutla bakılması gerektiğini sözlerine ekledi.
       
ULUSOY: TURİZM ÖNCELİKLİ SEKTÖR OLMALI
       Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Genel Başkanı Başaran Ulusoy da, yaptığı konuşmada, turizmin devlet politikası haline getirilmesi ve öncelikli bir sektör olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Ulusoy, turizmin sorunlarının sadece kriz dönemlerinde hatırlandığını belirterek, sektörün iyi günlerinde de gerekli ilgiyi görmesi gerektiğini söyledi.
       Türkiye’de turizmin devlet politikası haline getirilmesini ve turizmin öncelikli bir sektör olarak kabul edilmesini isteyen Ulusoy, “Başbakanımız, bakanlarımız turizm bölgelerini gezerek sektör mensuplarının sorunlarını dinlemelidirler” dedi.
       Turizmin birçok ülkede doğayı tahrip edip, insan ilişkilerini dengesiz hale getirdiğini, bunda turizm yörelerinin belediye başkanlarının tutumlarının da etkili olduğunu savunan Ulusoy, turizm merkezlerindeki belediye başkanlarının seçimle değil, tayinle işbaşına gelmeleri gerektiğini söyledi. Ulusoy, Kuşadası, Fethiye ve Bodrum’un kurtarılmasını istedi.
       Turizm sektöründe ulaşım sorununa da değinen Ulusoy, Alanya- Antalya, İzmir-Pamukkale ve Konya-Antalya arasında raylı sistem kurulmasını önerdi. Ulusoy, Türk Lirası’nın kullanımının yaygınlaştırılması yolundaki çabalara karşın, Kültür Bakanlığı’nın birçok ören yerinin giriş ücretlerini dolar bazında belirlemesini de eleştirdi.
       Sektörün önündeki en büyük engellerden birinin de bürokrasi olduğunu dile getiren Ulusoy, turizmcilerin bir iş yaptırabilmek için çok sayıda bürokratik işlemle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Yabancı yatırımcıların da bürokratik işlemlerin fazlalığı karşısında yılgınlığa kapıldıklarını anlatan Ulusoy, “Bana göre, Kültür, Turizm ve Çevre bakanlıkları tek çatı altında toplanmalıdır” diye konuştu.
       Meral: İşçilerden sonra sanayiciler de yürüyor
       Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral de, yaptığı konuşmada, ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle, işçi ve memurdan sonra işverenlerin de sokaklarda yürümeye başladığını söyledi.
       Ekonominin “dibe vurduğunu” ileri süren Meral, “Mühendisi, eczacısı, teknik elemanı iş bulamıyor. Fabrikalar birer birer kapanıyor. İşsizlik artıyor. Asgari ücret 85 dolar civarında. Yoksulluk sınırı 900 milyon liraya dayanıyor” dedi. Ekonomik krizle birlikte, işçi ve işveren arasında, “Cumhuriyet döneminin en sıcak ilişkilerinin yaşandığını” ifade eden Meral, şunları söyledi: “Geçen yıllarda yaptığımız toplusözleşmelerde ücretlerle ilgili taleplerimiz oluyordu. (Parayı nereden bulursan bul, işçiye ver) diyorduk. Şimdi işverenlerle birlikte ülkenin krizden çıkması için, mücadele ediyoruz. Çünkü, işçiler ve memurlardan sonra, işverenlerde sokaklarda yürümeye başladı.”
       Türkiye’nin sorunlarının ülke insanları tarafından çözümlenebileceğini kaydeden Meral, şöyle devam etti: “IMF ve AB’den bir şey beklemeyin. IMF bizim anamızı ağlattı. Oturalım bu ülkenin üretimini artırmanın yollarını düşünelim. Özelleştirme ve ekonomi dibe vurdu. Özelleştirilen bankalar battı. Batan bankalara 100 milyar dolar gitti. Türkiye ise, IMF’den 10 milyar dolar kredi istiyor. Böyle özelleştirme olmaz. Bu özelleştirmelerden ülkeye hayır gelmez. IMF’den önce kendi kaynaklarımızı harekete geçirelim.”
       
USLU: NEDEN IMF BÜTÇEMİZİ BELİRLİYOR?
       Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu da, zirveye katılan bakanların kaynak sorunundan ve kayıt dışı ekonomiden yakındıklarını belirterek, “Onların şikayet etmeye hakları yoktur, şikayetleri çözmeliler” dedi.
       IMF’nin uygulamalarını da eleştiren Uslu, “IMF’nin sosyal körlüğü var. Körle yatan şaşı kalkar. Bütçemizi neden bağımsız bir ülke gibi kendimiz yapmıyoruz? Neden IMF bizim bütçemizi belirliyor?” diye konuştu. Türk lirasının kullanımının yaygınlaştırılması çabalarına da değinen Uslu, “ Dolara karşı kampanya başlattık. Hutbeler okutuldu ama dolar aldı başını gitti. Artık dördüncü ekonomik zirveyi İstanbul’da Telli Baba’ya bez asarak yaparız. Belki ekonomi böyle kurtulur” dedi. Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay da, IMF’nin direktifleriyle memurlara enflasyonun altında ücret artışı verilmesinin öngörüldüğünü, ancak bunu kabul etmeyeceklerini söyledi.
       Akay, “Memura enflasyonun altında ücret vermeyi düşünenlere meydanları dar ederiz. Bir kriz varsa, bunu topyekün kaldırmalıyız. Fedakarlık sadece memurların üzerine yıkılmamalı” dedi.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları