|
Türkiyedeki kamu arazilerinin konut sektörüne arz edilmesi konusunda bazı müşkülatlar yaşandığını anlatan Bal, devletin planlama, düzenleme ve bu konuda politika üretmesinde de aynı sıkıntıların yaşandığını söyledi. Vural. THY krizden etkilenmedi Konuyla ilgili devlet kuruluşları ve bakanlıklar arasında eşgüdüm sağlanmaya çalışıldığını ifade eden Bal, şöyle konuştu: Türkiyede önümüzdeki ilk 5 yıl içerisinde 5 milyon konuta ihtiyaç bulunduğu ifade ediliyor. Kentleşme hızı, nüfus artışı, eski binaların yenilenmesi, gecekonduların standart kent dokularına kavuşturulması gibi unsurların gözönüne alınması halinde, bu rakamın doğru tespit edildiği görülüyor. 5 milyon konut çok ciddi bir rakamdır. Ancak mutlaka bu rakama bir şekilde yaklaşmak da gereklidir. Toplu Konut İdaresi ve Arsa Ofisinin, konut sorununa kıt kaynaklarla çözüm getirmeye çalıştıklarını dile getiren Bal, Arsa Ofisinin 3 trilyon lira, Toplu Konut İdaresinin de 47 trilyon lira bütçesi bulunduğuna işaret etti. Söz konusu kurumların bu bütçelerle sorunun üstesinden gelmelerinin mümkün olmadığını anlatan Bal, Buna ciddi bir çare bulmak mecburiyetindeyiz dedi. KAMU ARAZİLERİNİN MUHAFAZASI Devlet Bakanı Bal, kamu arazilerinin devlet tarafından çok sıkı bir şekilde muhafaza edildiği kanaatinin de doğru olmadığını ifade ederek, Muhtelif niyetlerle ve daha ziyade ticari amaçla, kamu arazileri bazı çeteler tarafından çarçur edilmekte ve hatta arazi mafyası, devletin arazisini gecekondu yapmak üzere vatandaşlara satmaktadır diye konuştu. Bal, bu arazilerin üzerine sosyal donatılardan yoksun, standartlara uymayan gecekondular yapıldığını ve çarpık bir kentleşme ortaya çıktığını da söyledi. Kamu arazilerinin konut sektörüne arzı için bazı yasal düzenlemeler yapıldığını ve finans teknikleri geliştirildiğini belirten Devlet Bakanı Bal, sorunu çözmek için çaba sarfettikleri bildirdi. Türkiyenin ciddi bir ekonomik krizden geçtiğine dikkati çeken Bal, krizin ancak el ele verilerek aşılabileceğini sözlerine ekledi. GÜREL: ÇÖZÜM MUSTAFA KEMALCİ ANLAYIŞLA Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, çözümlerin ve yeni yöntemlerin Mustafa Kemalci bir anlayışla gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek, Türkiyenin sorunlarına, başkalarının tuttuğu ışık altında çözüm bulamayız dedi. 3. Ekonomi Zirvesinin ikinci gününde konuşan Devlet Bakanı Gürel, dünyanın ve Türkiyenin geldiği bugünkü noktada tanımların yeniden ele alınması gerektiğini söyledi. KÜRESELLEŞME YENİDEN ELE ALINMALI Son 10 yıldır gündemde olan küreselleşme kavramının da yeniden düşünülmesi ve ele alınılmasının gerekliliğine işaret eden Gürel, şunları söyledi: Küçülen dünya içinde bilim ve bilişim, insanları yakınlaştırdı. Bu küreselleşme içinde ortaya çıkan yeni adaletsizlikleri, yeni bölünmeleri, kutuplaşmaları gözardı ettik. Dünya, yeni zıtlıkların belirlendiği bir dünya olmakta devam ediyor. İşte böyle bir ortamda 2001 Eylülünden itibaren sorunların çözüm yollarını yeniden tanımlamak zorundayız. TANZİMATÇILAR VE MUSTAFA KEMALCİLER Konuşmasını Nasreddin Hocanın evinde kaybettiği anahtarı sokak lambası altında aramasını anlatarak sürdüren Gürel, Türkiyenin sorunlarına başkalarının tuttuğu ışık altında çözüm bulunamayacağını kaydetti. Türkiyede belli başlı reform anlayışları olduğunu anlatan Gürel, bunlardan birinin Tanzimatçı anlayış, diğerinin de Mustafa Kemalci anlayış olduğunu dile getirdi. Gürel, şöyle devam etti: İmparatorluğun son dönemlerindeki koşullarda Osmanlı aydınlarının başka yerlerde çözüm aramaları normaldi. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş döneminde ve sonrasında ise Mustafa Kemalci bir anlayış vardı. Bugünün Türkiyesinde, şimdi bu iki anlayışın da temsilcilerini görebilmekteyiz. Adeta yeniden bir hesaplaşma içinde olduklarını görebiliyoruz. Biz bugün artık, çözümlerimizi ve yeni yöntemlerimizi tanımlamak istiyorsak, Mustafa Kemalci bir anlayış içinde bunu gerçekleştirmeliyiz. Başkalarının bizi engellemelerine rağmen bunu başarmalıyız. Türkiyenin sorunlarına başkalarının tuttuğu ışık altında çözüm bulamayız. Türkiyenin genç nüfuslu üretken insanları ve sanayisi ile dünyadaki yerini farklı şekilde alacağını umduğunu kaydeden Gürel, geleceğe umutla bakılması gerektiğini sözlerine ekledi. ULUSOY: TURİZM ÖNCELİKLİ SEKTÖR OLMALI Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Genel Başkanı Başaran Ulusoy da, yaptığı konuşmada, turizmin devlet politikası haline getirilmesi ve öncelikli bir sektör olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Ulusoy, turizmin sorunlarının sadece kriz dönemlerinde hatırlandığını belirterek, sektörün iyi günlerinde de gerekli ilgiyi görmesi gerektiğini söyledi. Türkiyede turizmin devlet politikası haline getirilmesini ve turizmin öncelikli bir sektör olarak kabul edilmesini isteyen Ulusoy, Başbakanımız, bakanlarımız turizm bölgelerini gezerek sektör mensuplarının sorunlarını dinlemelidirler dedi. Turizmin birçok ülkede doğayı tahrip edip, insan ilişkilerini dengesiz hale getirdiğini, bunda turizm yörelerinin belediye başkanlarının tutumlarının da etkili olduğunu savunan Ulusoy, turizm merkezlerindeki belediye başkanlarının seçimle değil, tayinle işbaşına gelmeleri gerektiğini söyledi. Ulusoy, Kuşadası, Fethiye ve Bodrumun kurtarılmasını istedi. Turizm sektöründe ulaşım sorununa da değinen Ulusoy, Alanya- Antalya, İzmir-Pamukkale ve Konya-Antalya arasında raylı sistem kurulmasını önerdi. Ulusoy, Türk Lirasının kullanımının yaygınlaştırılması yolundaki çabalara karşın, Kültür Bakanlığının birçok ören yerinin giriş ücretlerini dolar bazında belirlemesini de eleştirdi. Sektörün önündeki en büyük engellerden birinin de bürokrasi olduğunu dile getiren Ulusoy, turizmcilerin bir iş yaptırabilmek için çok sayıda bürokratik işlemle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Yabancı yatırımcıların da bürokratik işlemlerin fazlalığı karşısında yılgınlığa kapıldıklarını anlatan Ulusoy, Bana göre, Kültür, Turizm ve Çevre bakanlıkları tek çatı altında toplanmalıdır diye konuştu. Meral: İşçilerden sonra sanayiciler de yürüyor Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral de, yaptığı konuşmada, ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle, işçi ve memurdan sonra işverenlerin de sokaklarda yürümeye başladığını söyledi. Ekonominin dibe vurduğunu ileri süren Meral, Mühendisi, eczacısı, teknik elemanı iş bulamıyor. Fabrikalar birer birer kapanıyor. İşsizlik artıyor. Asgari ücret 85 dolar civarında. Yoksulluk sınırı 900 milyon liraya dayanıyor dedi. Ekonomik krizle birlikte, işçi ve işveren arasında, Cumhuriyet döneminin en sıcak ilişkilerinin yaşandığını ifade eden Meral, şunları söyledi: Geçen yıllarda yaptığımız toplusözleşmelerde ücretlerle ilgili taleplerimiz oluyordu. (Parayı nereden bulursan bul, işçiye ver) diyorduk. Şimdi işverenlerle birlikte ülkenin krizden çıkması için, mücadele ediyoruz. Çünkü, işçiler ve memurlardan sonra, işverenlerde sokaklarda yürümeye başladı. Türkiyenin sorunlarının ülke insanları tarafından çözümlenebileceğini kaydeden Meral, şöyle devam etti: IMF ve ABden bir şey beklemeyin. IMF bizim anamızı ağlattı. Oturalım bu ülkenin üretimini artırmanın yollarını düşünelim. Özelleştirme ve ekonomi dibe vurdu. Özelleştirilen bankalar battı. Batan bankalara 100 milyar dolar gitti. Türkiye ise, IMFden 10 milyar dolar kredi istiyor. Böyle özelleştirme olmaz. Bu özelleştirmelerden ülkeye hayır gelmez. IMFden önce kendi kaynaklarımızı harekete geçirelim. USLU: NEDEN IMF BÜTÇEMİZİ BELİRLİYOR? Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu da, zirveye katılan bakanların kaynak sorunundan ve kayıt dışı ekonomiden yakındıklarını belirterek, Onların şikayet etmeye hakları yoktur, şikayetleri çözmeliler dedi. IMFnin uygulamalarını da eleştiren Uslu, IMFnin sosyal körlüğü var. Körle yatan şaşı kalkar. Bütçemizi neden bağımsız bir ülke gibi kendimiz yapmıyoruz? Neden IMF bizim bütçemizi belirliyor? diye konuştu. Türk lirasının kullanımının yaygınlaştırılması çabalarına da değinen Uslu, Dolara karşı kampanya başlattık. Hutbeler okutuldu ama dolar aldı başını gitti. Artık dördüncü ekonomik zirveyi İstanbulda Telli Babaya bez asarak yaparız. Belki ekonomi böyle kurtulur dedi. Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay da, IMFnin direktifleriyle memurlara enflasyonun altında ücret artışı verilmesinin öngörüldüğünü, ancak bunu kabul etmeyeceklerini söyledi. Akay, Memura enflasyonun altında ücret vermeyi düşünenlere meydanları dar ederiz. Bir kriz varsa, bunu topyekün kaldırmalıyız. Fedakarlık sadece memurların üzerine yıkılmamalı dedi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||