|
24 Temmuz Koçbankın davetlisi olarak ilk kez Türkiyeye gelen Solow, Rahmi M. Koç Müzesinde Ekonomik Krizi Büyümeye Zarar Vermeden Aşmak: Alternatif Bir Yol Var Mı? konulu bir konferans verdi. Ekonomik büyüme modellerine yeni bir anlayış getiren çalışmalarından dolayı 1987 yılında Alfred Nobel anısına verilen ekonomi ödülüne layık görülen Robert M. Solow, Türkiye ekonomisi hakkında fazla bir bilgisi bulunmadığını bildirdi. |
Solow, Türkiye büyümek için enflasyonu düşürmeli. Yüksek enflasyon yabancı yatırımcıların Türkiye gelmesini engeller diye konuştu. Solow, Türkiyenin aylık enflasyonunu yüzde ikiler seviyesine çekmesi gerektiğini söyledi. Solow Ancak bu şimdilik zor görünüyor. Çünkü ABDye düzenlenen saldırıları kimse önceden tahmin edemezdi diye konuştu.. Prof. Dr. Solowa göre Türkiye bankacılık sistemindeki düzenlemelerden ve enflasyonu düşürme hedeflerinden kesinlikle vazgeçmemeli. Türkiyenin uzun vadeli kalkınma için yabancı sermayeyi özendirmesi gerektiğini belirten Solow, Yabancı sermayenin Türkiyeye gelmesi için öncelikle politik ve ekonomik istikrar sağlanmalı dedi ve ABDdeki terör olaylarından sonra Türkiyenin IMF ile birlikte hazırladığı ekonomik programda da bazı değişiklikler yapabileceğini söyledi. IMF PROGRAMLARI TARTIŞMASI IMFnin bazı konularda empoze ettiği önerilerin ciddi tartışmalar yarattığına işaret eden Solow, IMFye, her zaman hangi ülkede olursa olsun benzer öneriler dile getirildiği eleştirileri yöneltildiğini hatırlattı. IMF koşullarının yarattığı tartışma ortamına girmek istemediğini belirten Solow, ünlü yazar Leo Tolstoyun Anna Karenina adlı romanının başlangıcında dile getirilen mutlu aileler birbirine benzer, ama mutsuz aileler her zaman birbirinden farklıdır ifadesine yer vererek, bunun ekonomiler için de geçerli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Solow, Asaf Savaş Akatın sorularını yanıtladı: Para girişini biraz denetleyin Dünyada, ekonomik sorunların kısa dönemde çözümü ile ekonominin uzun vadeli ihtiyaçları konusunda bir ikilem yaşandığına dikkat çeken Solow, kısa vadede empoze edilenlerle ekonominin uzun dönemli ihtiyaçları arasında çatışma çıktığını söyledi. BANKACILIK SİSTEMİ TEMİZLENMELİ Nobel ödüllü ünlü ekonomist Robert M. Solow, bankacılık sisteminin derhal temizlenmesi konusunda Uluslararası Para Fonunun (IMF) kesinlikle haklı olduğunu söyledi. Güney Kore, Brezilya ve hatta Rusya ekonomisi üzerinde yaptığı inceleme sonuçlarının, Türkiyeye benzerlik gösterdiğini de anlatan Solow, şöyle devam etti: Bankacılık sisteminin derhal temizlenmesi konusunda, IMF kesinlikle haklı. Bankacılık sistemiminin yeniden yapılandırılması, kamu bankalarının kapatılması veya özelleştirilmesi konusunda haklılar. Türk ekonomisi, daha güçlü bankalara ihtiyaç duyuyor. Bankacılık sisteminin temizlenmesinin uzun vadede de yararları var. Kalkınmakta olan ülkelerde bankacılık sisteminin işlevlerine de değinen Solow, Türkiye gibi ülkelerde bankaların önemli rollerinden birinin, büyümekte olan şirketlerin başlangıçtaki finansman ihtiyaçlarının sağlanması olduğunu kaydetti. Bankaların bu işi yapabilmesi için, riskleri tarafsız bir şekilde inceleyebilme ve dışarıdan gelen baskılara kapalı olmalarının önemine işaret eden Robert M. Solow, bankalar dahil bütün borç veren kuruluşların borç verdikleri kuruluşların ciddi bir yönetim içinde olması gerektiğini vurguladı. Güney Korenin mali krizden çıkma nedenini, yeni hükümetin güçlü ve hızlı bir şekilde banka temizliğine gitmesi ve kredi verme usullerini reforma tabi tutması olarak açıklayan Solow, bankacılık sistemini güçlendirme, banka sayısını azaltmakla eş anlamlı bile olsa kısa ve uzun vadede doğruları yansıtacağını savundu. Solow, güçlü bir bankacılık sistemi, bağımsız risk analizi yapma yeteneği ile Türkiyede kalkınmanın daha güçlü ve başarılı olacağını söyledi. YENİ ADIMLAR ATMAK GEREKİYOR
Solow, IMFnin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde doğrudan yabancı sermayenin desteklenmesi yaklaşımının da doğru olduğunu belirtti. Portföy yatırımlarının uçucu yatırımlar olduğuna işaret eden Solow, daha az uçucu nitelikteki doğrudan yabancı yatırımların Türkiye gibi sanayi ve kalkınma geleneği olan bir ülkede risk yaratmayacağı düşüncesini dile getirdi. Dünyanın en verimli firmalarıyla gerçekleştirilecek rekabetin, iyi bir sanayi performansı yaratmanın garantisi olduğunu kaydeden Solow, sektörlerde kötü yönetim nedeniyle kötü performans ortaya çıktığını vurguladı. En iyi performans gösteren sektörlerin ihracata yönelik sektörler olduğuna işaret eden Solow, üretkenlik ve verimliliğin rekabete açık olmayan sektörlerde oldukça geri olduğunu kaydetti. Japonyada rekabete kapalı gıda, inşaat, perakende sektörlerinin oldukça düşük üretkenlik seviyesinde çalıştığını belirten ünlü ekonomist, düşük üretken sektörlerin istihdam sağlayacağını, ancak bunun düşük ücret ve düşük üretkenliğin de devamı demek olacağını söyledi. Solow, Rekabete açık olmak belki kısa vadede istihdamı azaltır, ama uzun vadede ülke daha zengin olacaktır görüşünü dile getirdi. MAKRO EKONOMİK İSTİKRAR ŞART Nobel ödüllü ekonomist Solow, bir ülkenin gelişmesi için makro ekonomik istikrarın şart olduğunu da vurgulayarak, yüksek enflasyon ve istikrarsızlığın kural olduğu bir ülkenin gelişemeyeceğine dikkat çekti. Solow, krizden çıkışın kolay bir yolu olmadığını ifade ederken de, kısa vadeli bir finansal krizi aşarken Türkiye gibi bir ülkenin uzun vadeli geleceğini de koruması gerektiğini söyledi. Türkiye gibi ülkelerin tanımlanan gerçek sorunların üzerine gitmesi gerektiğini kaydeden Solow, IMFye getirilecek en önemli önerinin de, bu uluslararası kuruluşun kısa vadeli mali kaynak önerilerinin, ülke ekonomisinin ihtiyaç duyduğu reformlarla çatışmasını önlemek olacağını vurguladı. Solow, Bu devam eden reform sürecine zarar vermeyin denildiğinde IMFnin karşı argüman getirme imkanı olmayacağını ifade etti. Solow, ABDdeki saldırı sonrası dünya ekonomilerinde yaşanan gelişmelere işaret ederek, Türkiyenin IMFye şöyle demesini önerdi: (2 hafta öncesine göre kısa vadede durum çok daha tehlikeli. ABD, Alman, diğer ülke ekonomileri için de böyle. Bizim planları gözden geçirip, gerekli değişiklikleri yaparak yeniden değerlendirelim. Yeni adımlar atmak gerekiyor.) IMFye söylenecek en doğru söz bu. Robert M. Solow, mali krizden çıkmanın kolay yolu olmadığını, önemli olanın reel ekonominin gelişmesine zarar vermeyen bir yolun bulunması olacağını vurguladı. Solow daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı. TÜRKİYE KESİNLİKLE ETKİLENECEK Ünlü ekonomist Robert M. Solow, ABDdeki saldırıların Türkiye gibi ülkeleri kesinlikle etkileyeceğini söyledi. Siyasi olarak istikrarın olduğu bir ülkede faiz oranlarının düşeceğini vurgulayan Solow, istikrarsız ekonomilerde kimsenin düşük faizle kredi vermeyeceğine dikkat çekti. İşadamı Nihat Gökyiğit, ünlü ekonomiste, 20 yıldır sürekli enflasyonla yaşayan Türkiyenin kriz dönemleri dışında ortalama yüzde 7lik büyüme sağladığına işaret ederek, Liberal bir ekonomimiz var. Enflasyon bir yaşam tarzı haline geldi. Ne oldu da frene basıldı? şeklinde soru yöneltti. SİZİ PROFESÖR YAPMAMIZ LAZIM Sizi üniversite profesörü yapmamız lazım diyen Solow, tuhaf bir ikilemle karşı karşıya bulunulduğunu vurguladı. Kuramsal açıdan standart giden bir enflasyonun sorun olmadığını dile getiren Solow, ekonominin her yıl yüzde 5-10-40 giden bir enflasyona adapte olabileceğini söyledi. Akademik ekonomistlerin böyle seyreden bir enflasyonun sorun olmadığını düşündüklerini belirten Solow, gerçek bir dünyada ise bunun sorun olduğunu kaydetti. Küreselleşme lafından büyük ölçüde hazzetmediğini, ekonomilerin örtüştüğü bir dünyada böylesine bir bir enflasyonla işlerin yürümediğini anlatan Solow, bazen ülke içinden, bazen ülke dışından darbeler geldiğini, yüksek enflasyonu olan ülkelerde enflasyonun iniş ve çıkışının daha fazla gerçekleştiğini belirtti. Solow, Dünyada yüzde 30 enflasyonu her yıl sürdürmek mümkün değil. İşlerin böyle yürümediği ortada. Böyle bir ülkede, makul, uzun vadeli yatırım yapma imkanı bulunmamaktadır diye konuştu. MALİ KRİZE ÇÖZÜM GETİRİLEMEZ Solow, bir başka soruyu yanıtlarken de, krizden kolay bir çıkış yolu bulunmadığını tekrarlayarak, Mali kriz başladığına göre buna acısız bir çözüm getirilemez dedi. Sorunun sürekli kaynağı bütçe açığı ise mali olarak bunu gevşek bırakmanın büyümeyi de etkileyeceğine işaret eden Solow, neticede para politikalarında sıkı düzenleme gerektiğini vurguladı. Robert M. Solow, IMFnin mantığı burada kalıyor, bir sonraki aşamaya geçemiyor. Bütçede bir konsolidasyon yapılması bir sonraki aşama. Ama bunu yaparken altyapı yatırımları gereklidir. IMF, kaçınılmaz yatırımların yapılmasına ikna edilmelidir dedi. TÜRKİYEYE YATIRIM YAPARKEN DÜŞÜNÜRDÜM Solow, Türkiyeye yatırım yapar mıydınız? şeklindeki bir soruyu ise, Türkiyeye yatırım yaparken düşünürdüm, epeyce araştırma yapardım şeklinde yanıtladı. Bir soru üzerine, ABDdeki olayın Türkiye gibi ülkeleri kesinlikle etkileyeceğini savunan Solow, şu görüşleri dile getirdi: Dünya Ticaret Merkezine bu saldırı 2 yıl önce olsaydı, insanlık trajedisi olsa bile ulusal ekonomi açısından küçük bir etkisi olacaktı. Korkunç bir olay, 6 bin kişi hayatını kaybetti. Maddi hasar 100 milyar dolar. Çok büyük bir para. Tahrip olan sermayenin 4 yıla yayılarak geri kazanılacağı düşünülürse, her yıla 25 milyar dolar düşer. Amerikan ekonomisi bir gerilemenin eşiğinde, hatta içine girmişken saldırı gerçekleşti. Ekonomik ve psikolojik açıdan büyük bir etki yarattı. Tüketiciler gelecek konusunda endişeliyken, daha az tüketiyorlar. Son 2 haftada dünyanın her yerinde tüketiciler bir belirsizlik içine girdi. ABDdeki gerileme 6 ay sürer. Türkiye ve diğer tüm ülkelerin IMFye diyebileceği, (İşler değişti. 2 hafta önce düşündüğümüz artık olamayacak.) Solow, ABDnin ihracat için çok daha az ümit var bir pazar olduğunu, diğer büyük ekonomiler, özellikle Alman ekonomisinin de inişe geçtiğini, en az birkaç ayın çok daha neşesiz geçeceğini belirtti. Konuşmasının sonunda Demokrat partili olduğunu belirten ABDli ekonomist Solow, görüşünü soran Demokrat Parti Grubuna da otelinden faksla görüşünü ilettiğini söyledi. Koçbank Yönetim kurulu Başkanı Burhan Karaçam ve Genel Müdür Halil Ergürün ev sahipliğinde gerçekleşen konferansa, iş dünyasının yanı sıra akademik çevreler de ilgi gösterdi. Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Semahat Arsel, Koç Holding yöneticileri, Eczacıbaşı Holding Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Boyner Holding Murahhas Azası Cem Boyner, İSO eski Başkanı Memduh Hacıoğlu ve İlhan Kesicinin yanı sıra Prof. Dr. Hurşit Güneş, Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, Prof. Dr. Taner Berksoy gibi ünlü ekonomistler, konferansı izledi. |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||