|
Otomotiv yan sanayiinin, ABDye, 1999da 53 milyon dolar, 2000de 79 milyon dolar, 2001in ilk 8 ayında 55 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini anlatan Demirci, bu rakamın da sektörün toplam dış satımının yüzde 6sını oluşturduğunu kaydetti. Demirci, yüzde 6 olan ihracat oranının düşük gibi görünmesine karşın, ABDdeki terörist saldırıların ardından Türk otomotiv sanayiinde bir belirsizlik ortamının oluştuğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: Hiçbir şey belli değil, belki de bir savaş çıkacak... Otomotiv sektörü belirsiz bir sürece girdi. Sektör için en büyük risk belirsizliktir. Çünkü, geçmişteki krizler belirsizliklerden kaynaklanmıştır. Zaten ihracat yapamayan yan sanaylicinin kapasite kullım oranı yüzde 5e geriledi. İhracat yapabilen de yüzde 25 kapasiteyle çalışıyor. BELİRSİZLİK TALEBİ ERTELEYECEK Dünya araçlarının Türkiyede üretilmeye başlanmasıyla birlikte yan sanayiinde teknolojik yatırımların daha fazla önem kazandığına işaret eden Demirci, TOFAŞ-FIAT, OYAK Renault, Ford-Otosan, Toyota ve Mercedes Benzin yeni üretim projelerinin olduğunu söyledi. Demirci, ülkenin yakın gelecekte otomotiv ana ve yan sanayiinde, kendi bölgesinde merkez olmayı hedeflediğini, ancak 11 Eylül ABDde meydana gelen olaylardan sonra bu projelerde gecikme yaşanabileceğini belirtirken, Türkiyenin rekabet gücünü yitireceğini, makro ekonomik dengelerin de zarar göreceğini öne sürdü. YAPISAL DEĞİŞİM BEKLİYORDUK Küreseleşmenin bir sonucu olarak otomotiv ana ve yan sanayiinde yapısal değişim beklediklerine dikkati çeken Demirci, şöyle devam etti: Otomotiv ana ve yan sanayiinde firma sayısı azalacak, ancak üretim ölçekleri büyüyecekti. İçinde bulunduğumuz kriz bu yapısal değişimi hızlandıracak. Belirsizlik ortamı bu oluşuma daha fazla ivme katacak. Ana sanayide oluşan talep yetersizliği yan sanayiciyi de batma noktasına getirecek. Bu nedenlerden dolayı tesislerin değeri azalacağı için yabancı sermayenin eline geçme olasılığı da artacak. YERLİ PARÇA KULLANMA ORANI DÜŞÜK Demirci, Türkiyede üretilen dünya araçlarında yerli parça kullanma oranının düşük olduğuna da değinerek, artık ithal parçaya dayalı üretim ve ihracat modelinin gündeme geldiğini, bu durum karşısında yan sanayicinin ayakta kalmasının mümkün olmadığını savundu. TAYSAD Genel Sekreteri Barbaros Demircinin verdiği bilgiye göre, yan sanayi için aynı anda alınması gereken önlemler ise şöyle: Araç satışlarında vergi oranları azaltılarak talep artırılmalı. İthalat disiplin altına alınarak, yerli araç üretiminin pazar payı yükseltilmesi sağlanmalı. Yerli parça kullanma oranı yeniden tarif edilmeli (toplam parça içinde yerli parça oranı olarak) ve en az yüzde 60 seviyesine çıkartılmalı. Ana ve yan sanayii arasındaki, rekabet olanaklarını geliştirmenin yolları diyalog yoluyla kurulmalı. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||