|
|
İlk senaryo, Bush, Afganistanı taş devrine geri yollar, Bin Ladinin derisini Beyaz Sarayın duvarına asar, bitirir. Etrafda Afganistan zor olur, ABD beceremez gibi laflar dolaşıyor, ama dinlemeyin. Afganistan, Vietnamdan çok bizim Güney Doğuya benzer. Biz elimizdeki çok kısıtlı olanaklarla PKKyı bitirdiysek, ABD, Talibanı ara sıcak niyetine yutar. Olay bukadar sa, Dünyanın dialektiği çok değişmez, biz de kör-topal yolumuza devam ederiz kaldığımız yerden. ABD TERÖR ODAKLARINI TEMİZLEYECEK Ama, bence ABD bunu ötesine gidecek. Tüm terör odaklarının kökünü kazıyacak. Yani, yalnız Irak, Iran ve Sudanın üstüne gitmekle kalmayacak, kara para aklamaktan BMnin ambargo koyduğu ülkelerle ticaret yapmaya kadar tüm kanserli hücrelerin üstüne gidecek. Yani, ameliyat değil, kemoterapi, hatta RADYOterapi. Bunu becerir mi, emin değilim. Eğer, akıllıysa, burada da kalmaz, terörün köküne, yani gelişmiş ülkelerle GELİŞMEMEKTE olan ülkeler arasındaki gelir dağılımı uçurumunun üstün gider. Bundan hiç emin değilim. Ama, eğer ABD, ameliyattan öteye gidecekse, yeni Dünya Düzenini nasıl olacağını herkes şapkasını önüne alıp düşünmek zorunda. Çünkü, yıllar sürecek ve Dünyada yeni ittifaklar doğuracak bir sürece giriyoruz. STRATEJİLERE ELEŞTİRİ Türkiyede çok ciddi bir nihilist yazar grubu var. Türk olmaktan, iyisiyle kötüsüyle ortak bir geçmişi paylaşmaktan utanan, her yapılanda bir çapanoğlu, oryantallık arayan, yakınmak için her bahaneyi kullanan bir grup: Eleştirmiyorum, özgür toplumun vicdanı bu değerli düşünürler. Şu anda da ağızlara sakız yapılan konu, Türkiyenin yeni dünya düzeni için bir stratejisi yok lafı, yeni etken değil edilgen olacağız. NTVyi, CNNi, CNBC-Eyi, tv8i seyrediyorum, ben başka türlü düşünüyorum. Türkiyenin olayın politik boyutu üstünde çok engin bir bilgi birikimi var. Dışişleri Bakanı İsmail Cemi dinleyin, Salı günü ANAP Grup toplantısında ortaya atılan fikirlere bakın, Ankarada bile konuyu enine boyuna düşünüp plan üreten bir çok politikacı göreceksiniz. ÖNCELİK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE Ortaya çıkan sentez şu: Bizden Yeni Dünyada istenen cepheye Mehmetçik göndermek filan değil. Örnek olmamız. Nasıl, Humeyni İranı şeriatçı akımlar için ilham kaynağı olduysa, Türkiyenin de liberal, kapitalist İslamın rol modeli olması. Bunu becerebileceğimizi göstermenin bir yolu şu Anayasa değişikliği. Kazasız belasız bir geçirsek, rol modeli olmak yolunda ciddi bir aşama kaydedeceğiz. Özellikle, bu sürece AK Parti ve Saadetin destek vermesi, İslamcı düşüncenin marjinal ve dışlayıcı paranoyasından kurtulduğunu, liberal toplumun oluşması projesine kendi dar gündemi dışındaki konularda da destek vereceğini göstermesi çok önemli. MHPye de büyük görev düşünüyor. MHP Türkiyede katı laik-millyetçi düşüncenin temsilcisi, onların da bu paketi desteklemesi, toplumda liberaleşmeye doğru ciddi bir konsensus oluştuğunu Dünyaya ispatlayacak. Belki biraz romantik oluyorum, ama bence partiler üstlerine düşen tarihi rolün farkında. İnşallah. EKONOMİNİN YOL HARİTASI Yeni dünya düzeninini politik boyutu konusunda önemli bir hazırlık içinde olduğumuz kesinde, ekonomik olarak ne halt edeceğiz, ben o konuda çok somut bir ipucu göremedim. Bakan Derviş, Öztrak, Serdengeçti ve kurmaylarının Ankara ve Londada yaptığı açıklamalar ekonomik strateji konusunda yol haritamız. Başlıklara şöyle bir bakalım: Programa sonuna kadar sadığız, Faiz dışı fazla hedefinden sapma yok, Yılın son çeyreğinde enflasyon hedeflemesine geçeceğiz, IMFye olan borçların bir yıl ertelenmesini isteyeceğiz, ama ek kredi istemeyeceğiz. YATIRIMCI YANIT ARIYOR Bu başlıkların her biri cesur ve umut verici. Bu hükümeti beğenmiyoruz, ama bu şartlarda kıvırtmayıp, programı uygulamaya çalışan Türk cumhuriyet tarihinde bir ilk. Ama, tüm bu başlıkları topladığımda yatırımcının kafasındaki temel sorulara cevap vermiyor. Özellikle Batılı yatırımcının kafasındaki senaryo şu: Ekonomiyi ayakta tutan, bir ihracat, bir de turizm var. Krizden sonra bunların ikisinde de ivmeyi korumak zorlaşacak. Gelecek yıl, devlet harcamayacak (faiz dışı fazla var), tüketici de para yok, özel sektör yatırım yapmıyor, şimdi bir de turizm ve ihracata darbe yedi. Bu ekonomi büyümez. Büyümeyen ekonomide yüzde 5.5 faiz dışı fazla üretmek, sosyal patlamaya sebep olur. O fazlayı üretemezsen de iç borç ödenmez, öyleyse biz Türkiyeden bir çıkalım. Kurmayların, ekonomiyi nasıl canlandıracağı konusunda genel kabul görecek politikalar üretmesi lazım. Bunlardan biri, IMFde ek kredi alarak, gelecek yılın borç ödemelerini garantiye almak. Bu bağlamda, Dervişin ek kredi istemeyeğiz sözü biraz erkendi ve belki de biraz aldatmacaydı. Eğer ek para istemiyorsan, ve daha önceki niyet mektubunda IMFye verdiğin sözlere sadık kalacaksan, niye IMF heyeti 10. Gözden Geçirmeyi bitirmeden Ankaradan ayrıldı? Görüşmelere Washingtonda devam edilecek. Demek ortada çok üst düzeyde halledilmesi gereken konular var. Ya faiz dışı fazla hedefi traşlanacak (büyük hata olur), ya enflasyon hedefi yükseltilecek (o daha vahim hata), ya da ek kredi. Belki de, Dervişin stratejisi bu programı harfiyen uygulayarak yatırımcının güvenini geri kazanmak. Yabancı sermayeye dayalı bir büyüme başlatmak. Olmazsa, sonra IMFye gitmek. Farketmez. Elimizdeki kozları iyi oynarsak, kurtuluş mümkün. Ama, piyasalar IMF parasının ucunu görmeden pek hareket yapmaz. Bekliyoruz, ama bu sefer biraz daha umutla. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||