|
|
İlk tepki olarak varılan genel kanı, orta vadede Türkiye çıkarlarının olumlu etkileneceği yolundaydı. Terorizmin acımasız ve kalleş yüzünün Amerikan topraklarına da sızması, dünya genelinde güvenliği tekrar anahtar kelime yaparken, demokrasi ve insan haklarına yönelik reform istekleri eski vurgusunu yitirebilir. Kısa bir parantez açıp, bu bakış açısının pek de sağlıklı olmadığını söz konusu reformları yapmamız için asıl uygun zamanın şu dünya krizi dönemi olduğunu belirtmeliyim. Böyle bir açılım, bu önemli dönemden Avrupaya da daha yakınlaşmış çıkmamızı sağlayacaktır. ABD PİYASALARININ ETKİSİ Orta vade için umutlu olanların ana dayanağı, NATO üyesi tek Müslüman nüfus çoğunluğu olan ülke olmamızın bizi tüm bu gerginlikler sırası Amerika için önemli bir müttefik yapacak olması. Sağlayacağımız siyasi ve askeri destek ekonomik olarak daha rahat kaynak bulmamıza yol açabilir. Örneğin, gelecek yıl geri ödenecek 5.5 milyar doların IMF ile konuşulup erteleneceğine artık kesin gözüyle bakılıyor. Ancak bu orta vade iyimserliğin gerçekçi olup olmadığını, trajedinin kısa vadede Türkiye ve özellikle Amerikan piyasaları üzerindeki etkisi belirleyecek. Ülkemiz ile başlayalım. Gerginliklerin Afganistan ile sınırlı kalmayıp sınırımıza daha yakın bölgelere taşması ihtimali dahi dolar ile faizi birkez daha patlatmaya yetti. GERÇEKÇİ OLMALIYIZ Sadece kendi şartları ile dahi kritik bir sonbahar ile yüzleşmeye hazırlanan Türkiye için dünyanın sıcak savaş eşiğine gelmesi elbette hayırlı bir senaryo değildir. Yabancı sermayenin ülkeye gelmesine bir yeni engel oluşturacağı için değildir; ihracatımızı olumsuz etkileyeceği için değildir, turizm potansiyelimizi sarsacağı için değildir. Körfez Savaşı sırasında olduğu gibi orta vadede bir koyup üç alma hayallerine dalmadan önce gerçekçi olmalıyız. Aylardır içinde yaşadığımız güven bunalımından çıkmanın yolu insanlarımızın umutlarını hoyratça pompalamak değildir. Sonbaharda ekonomi ve piyasalarımızın kaderi biraz da Amerikan ekonomisinin gidişatına bağlı. Amerikan Merkez Bankasının faiz indirimi kararına karşın, Amerikan borsalarının kabustan sonraki ilk gün reaksiyonu oldukça olumsuz gerçekleşti. Gerçi Amerikalıların faizleri yüzde 2e dek indirerek resesyonun derinleşmesi ile savaşacakları sanılıyor ama borsadaki düşüşün birkaç gün devam etmesi moralleri daha da sarsabilir. KISA VADEDE SIKIŞABİLİRİZ Aslında saldırı Amerikaya para politikası dışında araçlarla da resesyon ile çarpışma şansı veriyor. Son haftalarda sıkça Keynesyen yaklaşımla geçici bir süre için kamu harcamalarının arttırılması gündeme getiriliyordu. Hazin bir sebeple de olsa artık bir müddet kamu harcamalarının artması kaçınılmaz. İkincisi, mevcut resesyonun kökünde iş yatırımlarındaki büyük düşüş yatıyordu. En azından yeni ofis binaları yapılması yolundakı yoğun ihtiyaç özel sektör harcamalarını da kamçılayacaktır. Mevcut kriz, Türkiyenin dünya üzerindeki önem ve ağırlığının artması için bir fırsattır. Bu orta vadede ekonomimize taze kaynak olarak yansıyabilir. Ancak o kaynaklara ulaşmak için yüklü bedeller ödemek zorunda kalabiliriz. Dahası kısa vadede hem ekonomimiz, hem de piyasalarımız daha da sıkışabilecektir. Dünya açısından ise dileğim bu haince saldırının sonucu olarak terörün sadece askeri güçle bastırılabileceği yanılgısına düşülmemesidir. Küreselleşmenin sadece ışıltılı yüzüne takılıp kalmamalı, kazananların kaybedenleri yok saydığı değil refahın daha adil bölüşüldüğü günlerın temelini atmalıyız. Hayal gibi geliyorsa, bu konularda yeni perspektifler geliştirilmeyecekse korkarım acılarımız da daha kalıcı olabilir. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||