|
Bu rakam, hükümetin yıl sonu için açıkladığı yüzde 25lik tüketici enflasyonu hedefi ile örtüşüyor. Verilen refah payı ise yüzde 2.5. Türkiyenin büyüme hedefi yüzde 5 ile 5.5 aralığında olduğu hesaplanırsa, çitfçi büyümeden yüzde 5 değil bunun yarısı kadar bir pay almış durumda. Tarım Bakanı Bakanlar Kurulu kararını açıklarken, TMOnun finansal kaynaklarına ilişkin de ilginç rakamlara değindi. Toprak Mahsulleri Ofisinin bu iş için ödeyeceği para 483 trilyon lira. Bu aynı zamanda Hazinenin kasasında bir başka deyişle vergilerimizden 483 trilyon lira gitmesi demek. Cebimizden giden yalnızca bu kadarla kalsa iyi. Hazinenin bunun tamamını kasasından karşılaması mümkün değil. Geçmiş yıllardaki TMOnun alımlarına bakıldığında bu aşikar. DIŞ KREDİ ARAYIŞI BAŞLAYACAK Hele, şimdi sıkı para politikası ya da maliye disiplinini esas alan bir program uyguladığınız zaman Hazinenin böyle bir parayı kasasından vermesini beklemek, abesle iştigal etmek olur. Peki ne olacak. Çitfçiye ödediğimiz paranın bir kısmını içerden ya da dışardan krediyle bulacağız. O zaman bir de faiz maliyetimiz sırtımıza binecek. Tarım Bakanının söylediği kadarıyla bu rakam da bugünkü faiz oranları üzerinden 60 ile 80 trilyon lira seviyesinde. Fiyata itirazımız yok. Fiyata çitfçi de itiraz etmiyor. Aslında çitfçinin itiraz ettiği ya da kızdığı nokta farklı ama bunu bir türlü dile getiremiyor. Çitfçinin dile getiremediği itiraz noktası, Neden beni organize etmiyorsunuz? sorusunda yatıyor. TEŞVİK HER ÜLKEDE VAR Amerika, Kanada, Avusturalya, Yeni Zellanda, Brezilya, Avrupa Birliği ve daha bir çok ülkede teşvikler var. Ama bu teşvikler bizimki gibi aradan kırk kişinin zengin olduğu değil, doğrudan çitfçiye ulaşan teşvikler. Bu teşviklerin ilki, bedelini devletin ödemesi kaydıyla yapılacak tarım planlaması. Bu ülkelerin tarıma yönelik yetiştirdiği ama kitapla beraber uygulamayı da bilen uzmanlardan oluşturduğu, tarım kurulları var. Bu kurulların işi dünyadaki tarımsal istatistikleri hava durumlarını, ülkelerin tüketimlerini ve hangi ürünün hangi yıllarda kıtlığa neden olabileceğine ilişkin istatistikleri tutup buna göre, ekim alanlarında alternatif ürünleri, toprağın yapısına göre belirliyorlar. Sonra da çiftçilerine dönüp Bu ürünü ekerseniz bu sene şu kadar para kazanabilirsiniz. Biz de buna şöyle bir teşvik vereceğiz diyorlar. NİÇİN 40 BİN LİRA FAZLA? Yani çiftçisini toprağının yapısına göre kıtlığı olabilecek ürüne yönlendiriyor ve ona göre teşvik veriyor. İş bu kadarla da bitmiyor. Çiftçilerini verimi artırmak için eğitiyorlar. Organize ediyorlar. Bu sırada bizimki gibi noter makamı gibi tescil odaları değil, aktif borsalar, piyasalar oluşturuyorlar. Çiftçinin malına, gerçek değerini bulduruyor. İşte neden Amerikalının çiftçisinin buğdayı 62 bin lira ettiği yerde bizim devletin kasasından aynı kalite buğdaya 102 bin lira yani, 40 bin lira fazla ödediğimiz sorusunun yanıtı burada yatıyor. 17. STAND-BYI BOZMADIK Dünya Bankası bunlar için neredeyse maliyeti olmayan uzun vadeli 1 milyar dolar kaynak ayırmış. Biz daha aradan aylar geçmesine rağmen, 4 pilot bölge ama yalnızca doğrudan gelir desteği sağlama dışında bir arpanın boyu kadar bile yol alamadık. Elalem para veriyor bunu bile kullanamıyoruz. Yine de umutluyum. Hiç olmazsa, 17incisinde tarım destekleme fiyatlarıyla stand-byı bozmadık. Beni umutlandıran, belki çiftçiyi de umutlandıracak olan burası. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||