Güncelleme: 16:08 TS 14 Eyl., 2001
|
|
İstanbul AA |
Fehriye Erdalın Sabancı suikastindeki rolü
|
|
İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı İrfan Özliyen tarafından hazırlanan 28 Mart 1997 tarihli iddianamede Fehriye Erdalın Sabancı suikastındaki rolü anlatılıyor.
|
|
Bayrampaşa Cezaevinde tutuklu bulunan yasadışı DHKP/C örgütü elebaşlarından Ercan Kartaldan Sabancı Centerda kim varsa öldürülmesi talimatını alan Mustafa Duyar ve İsmail Akkol, 6 Ocak 1996da Fatma Erdemin evinde Fehriye Erdalla buluştu.
Burada eylemin 8 Ocak 1996 tarihinde yapılmasını kararlaştıran Duyar ve Akkol, Erdala cep telefonu numarası vererek Sakıp Sabancı binada ise Annem evde, değilse Annem evde yok şeklinde kendilerini uyarmasını istediler.
Hazırlık döneminde Gültepede Murteza Devecinin evinde kalan Duyar ve Akkol, kararlaştırılan gün evden çıktıklarında Erdalın cep telefonundan arayarak, Annem evde yok, yarın görüşürüz şeklinde bilgi vermesi üzerine geri döndüler.
Ertesi gün olan 9 Ocak 1996da tabancaları ve susturucuları bacaklarına bezle saran, satın aldıkları kıyafetleri giyen, cep telefonu ve çantalarını yanlarına alan Duyar ve Akkol, saat 09.57de 4. Leventte bulunan Sabancı Centera yaklaştıklarında Fehriye Erdalın Annem evde, saat 10.00da görüşürüz şeklindeki telefon mesajını aldılar.
YANLIŞ KAPIDAN GİRİŞ
Sabancı Centerin ön ana giriş kapısındaki görevlilere Ulusal Temizlik Şirketinin merkez şubesinden geldiklerini ve şirket yetkilileriyle görüşeceklerini bildiren Mustafa Duyar ve İsmail Akkol, içeriden Olur alınması üzerine bir görevli nezaretinde Fehriye Erdalın beklediği ön kapıya değil, D kapısına gitmek zorunda kaldılar.
Buradaki güvenlik görevlisi Galip Akbaş tarafından nüfus cüzdanları alınan, giriş kayıtları yapılan ve giriş kartı verilerek cüzdanları alıkonulan Duyar ve Akkol, temizlik görevlisi Mustafa Gürsesle temizlik firmasına gönderildi.
Şirket görevlisi Ahmet Şahin tarafından merdivenlerde karşılanan Duyar ve Akkol, firmaya PTTden telefon ettikten sonra geleceklerini belirterek, bu görevliden de kurtuldular.
Binanın krokisini daha önceden gördükleri için PTT Şubesindeki bir bayana yemekhanenin yerini soran Duyar ve Akkol, daha sonra yemekhane bölümünde bulunan asansöre binerek 15. kata çıktılar. Buradaki erkekler tuvaletinde bacaklarına sardıkları tabanca ve susturucuları çıkartarak bellerine yerleştiren Duyar ve Akkol, bir aksilik çıkması halinde buluşmayı kararlaştırdıkları Fehriye Erdalı beklediler.
ODALARI KARIŞTIRDI
Yaklaşık 15 dakika sonra gelen Fehriye Erdal, Sabancılara kahve götüreceğini ve çevreyi kontrol edeceğini söyleyerek, 25. kata çıktı ve 3 dakika sonra geri döndü. Erdal, sekreter ile Sabancı kardeşlerden biri ve genel müdürün bir odada, Sakıp Sabancı ve diğer kardeşlerinin de toplantı salonunda olduğunu söyledi. Fehriye Erdal, Mustafa Duyarın sorusu üzerine Sakıp Sabancının soldaki odada bulunduğunu bildirdi ve hep birlikte asansörle 25. kata çıktılar.
Kendi kartı ile kapıyı açan Fehriye Erdala Sakıp Sabancının bulunduğu odayı eliyle tekrar göstermesini isteyen Mustafa Duyar, Erdalın heyecanlanarak önce sağ, sonra da soldaki odayı göstermesiyle karşılaştı. Bunun üzerine sorusunu tekrarlayan Duyara sol odayı işaret eden Erdal, daha sonra asansöre binerek yanlarından ayrıldı. Erdalın ayrılmasından sonra içeri giren Mustafa Duyar, eylem arkadaşı İsmail Akkoldan ayrı bir odada oturan sekreter Ayşe Nilgün Hasefeyi etkisiz hale getirmesini isteyerek, soldaki odaya girdi.
SUİKAST ANI
İçeriye girdiğinde Sabancı ve Haluk Görgünü masada karşılıklı oturmuş kahve ve sigara içerken gören Mustafa Duyar, Sakıp Sabancıyı içeride göremeyince açık olan tahta kapıdan içeri baktı. Baktığı odada kimseyi bulamayınca yaklaşık 2 metre mesafeden şaşkınlıkla kendisini izleyen Özdemir Sabancı ve Haluk Görgüne dönen Duyar, elindeki çantayı yere bıraktıktan sonra belinden çıkardığı 7.65 milimetre çaplı susturucu takılı tabancasıyla Sabancının kafasına doğru 3 kez ateş etti.
Haluk Görgüne de 2 kez ateş eden Duyar, yere atarak masanın arkasına gizlenmeye çalışan Görgüne yaklaşarak göğüs hizasından 2 kez daha ateş açtı. Özdemir Sabancıya bir kez daha ateş ettikten sonra öldüğüne kanaat getiren ve tabancayı çantasına yerleştiren Duyar, daha sonra da odadan çıktı.
AKKOLA YALAN SÖYLEDİ
Odadan çıktığında sekreteri öldürdüğünü belirten İsmail Akkolun, Sen kimi vurdun? sorusuyla karşılaşan Mustafa Duyar, Özdemir Sabancı ile genel müdürü öldürdüğünü bilmesine ve yedek şarjörü olmasına rağmen sağdaki odaya girmeden bir an önce olay yerini terk etmek için Sakıp Sabancı ve Şevket Sabancıyı vurdum cevabını verdi.
İsmail Akkolun elindeki çantayı sekreterin odasına bırakarak asansöre yönelmesinden sonra örgütün bayrağını olay yerine bırakmadığını hatırlayan Duyar, tekrar geri dönerek çantadan çıkarttığı DHKP/C örgütü imzalı bildiri ve örgüt bayrağını içeri bıraktı.
Asansöre binerek zemin kata inen ve ön kapının turnikelerinden kartsız çalışan bölümden çıkarak binadan ayrılan Duyar ve Akkol, saat 11.00 sıralarında Murteza Devecinin evine ulaştı. Eylemden sonra bir süre İstanbulda saklanan Duyar, Akkol ve Erdal, daha sonra sahte pasaportlarla yurtdışına kaçtı.
DOSYASI AYRILDI
Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyesi Özdemir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefenin öldürülmesiyle ilgili 12 sanık hakkında açılan davayı 15 Mart 2001 tarihinde karara bağlayan İstanbul 1 Nolu DGM, TCKnın 146/1 maddesi uyarınca Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek suçundan idam cezası istemiyle gıyabi tutuklu olarak yargılanan Fehriye Erdalın dosyasını ayırdı.
MUSTAFA DUYAR ÖLDÜRÜLDÜ
Yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmekle suçlanan Fatma Erdem, Metin Narin, Ejder Güngör, Mehmet Gökmen, Ferhan Taş, Melek Akkaya, Nazlı Güngör ve Murteza Deveci hakkındaki davayı, 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca erteleyen mahkeme heyeti, Şamda yakalandıktan sonra yargılama aşamasında Afyon Cezaevinde öldürülen Mustafa Duyar hakkındaki kamu davasını ortadan kaldırdı. Yakalanamadığı için İsmail Akkolun dosyasını da ayıran mahkeme heyeti, eylem talimatını verdiği öne sürülen Ercan Kartalın dosyasını ise aynı mahkemede görülen başka bir davayla birleştirdi. |
|