Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 19:21 TS 19 Haz., 2000
Tom Cruise ile söyleşi
Yeteneğinin karşılığı olarak Oscar alamasa da Hollywood’un en pahalı oyuncusu ünvanını kazanan Tom Cruise ile yapılan son röportaj..
    14 Haziran—  Bir Hollywood jönü olarak atıldığı sinema kariyerinde artık başarılı bir oyuncu olarak tanınan Tom Cruise, yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği “Görevimiz: Tehlike 2” ile bir kez daha gündemde..  

   
 
       
    MSNBC News Oscar'da şansı yok ama...
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  “Eyes Wide Shut- Gözler Sımsıkı Kapalı” ile başlayalım. Eşiniz Nicole Kidman ile oynadığınız o film büyük tartışmaları da beraberinde getirdi. Sizce seyirciler o filmden ne beklemiş olabilirler?
       Sanırım büyük bir seks filmi beklediler. Oysa Stanley Kubrick’in de benim de amacımız cinsel takıntıları ve kıskançlığı konu alan bir film yapmaktı. Yani seks üzerine değildi. Buna karşılık Stanley Kubrick’in pornografik bir film yaptığı söylentileri yayıldı. Filmi gördükten sonra dahi aynı tartışmaları sürdürdüler.
       Peki, filmin tanıtım fragmanında pornografik film beklentisini artıran birşeyler yok muydu? Bir başka deyişle, bu tür beklentilerin üstüne üstüne gidilmiyor muydu?
       Belki. O fragman filmi Kubrick açısından sadece ilk perdeydi. Herkes şunu anlamalı: Sonuçta o Stanley Kubrick’tir ve onun filmlerinde hiçbir şey sizin sandığınız gibi olmaz. Ayrıca fragman filmlerinde herşeyi tam olarak anlatmaz. Böyle olduğu halde Stanley Kubrick filmlerini iyi bildiğini sananlar bile fena halde yanılıp birçok şeyi gözden kaçırdılar.
       
GÖREVİMİZ TEHLİKE ASLINDA BİR AŞK ÖYKÜSÜ
       Son filminiz “Görevimiz Tehlike 2”ye gelelim. İlk kez bir devam filminde oynuyorsunuz. Bu filmi kariyerinizde bir köprü olarak görebilir miyiz?
       Ben bu filmi hiçbir zaman bir devam filmi olarak görmedim. Bu yüzden de geçmişe yönelik hiçbir şeye bağlı kalmadığımı söyleyebilirim. Filmin yönetmeni John Woo’nun getirdiği stile baktığınızda benim de ne yapmak istediğimi görürsünüz. Sanıyorum bu amacımıza büyük ölçüde ulaştık.
Cruise, "Görevimiz: Tehlike 2"de dublör kullanmamış.
       John Woo daha işin başındayken bana, “Bak, bu film bir aşk öyküsü olacak. Ben bu filmi aksiyona dayalı bir aşk öyküsü olarak çekmek istiyorum” demişti. Dolayısıyla bu yeni filmde farklı tonlar ve karakterler yakaladık. Sanıyorum seyirciler de aradaki farkı hissedecek. Tabii ki filmin adına uygun olarak yapılması olanaksız görev unsurları da devam ediyor. Ama ikinci filmin karakter zenginliğine ve duygusal unsurlara daha fazla yer verdiği de bir gerçek.
       John Woo’yla çalışmak nasıldı?
       Bu filmin yönetmenliği konusunda John Woo’nun adı geçtiğinde çok heyecanlanmıştım. Çünkü efsanelere dayalı bir serüven filmi havasında bir aşk öyküsü çekmek istiyordu. Filmdeki renk tonları toprak, rüzgar ve ateşin renkleri oldu. Ayrıca Robert Towne’ın imzasını taşıyan karakterler, öykü anlatımı ve diyaloglar da ayrı bir heyecan unsuruydu. Zaten “Görevimiz Tehlike” serisinin bir özelliği vardır ve her defasında farklı bir serüven yer alır. Bu yüzden devam filmi olarak adlandırılması doğru olmaz. Bir filmin stilinin nasıl olacağını yönetmeni belirler. Ben de hem bir John Woo, hem de “Görevimiz Tehlike” hayranı olarak bu filme yapımcı sıfatıyla imzamı koyarken ortaya nasıl bir film çıkacağını görmek istiyordum. John Woo’nun hizmetinde olmaya hazırdım. Sonuçta ortaya John Woo’nun ‘Görevimiz Tehlike’si çıktı.
       
“TOM CRUİSE” BİR PORTRE DEĞİL
       


"Görevimiz: Tehlike" de çok ses getirdi, ama devam filmi daha başarılı bulunuyor.
       Cary Grant bir zamanlar “Herkes Cary Grant olmak istiyor. Ben bile...” demişti. Siz de Tom Cruise hakkında aynı şeyi düşünüyor musunuz?
       Hayır, ben çocuklarımın yerinde olmayı isterdim. Şaka bir yana, kendim gibi olmayı seviyorum. İşimi, yaşamımı ve ailemi seviyorum. İlginç bir işim ve yaşamım var. Bana kalırsa o yıllarda Cary Grant için bir imaj yaratmışlardı ve o da aynı rolü tekrar tekrar oynamak zorunda kalmıştı. Günümüzde artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Eskiden film stüdyoları medyanın kontrolünü ellerinde tutabiliyorlardı. Aynı biçimde aktörlerin imajını ve yaşamını da kontrol edebiliyorlardı.
       Bugüne dek canlandırdığım karakterlere bir bakın. “Manolya”daki Frank T.J. Mackey karakterinden tutun da “Doğum günü Dört Temmuz” ya da “Jerry Maguire”daki karakterlerin hiçbirinde stüdyoların bir yönlendirmesi olmadı. Yani nasıl bir film yapmam gerektiğini söylemeye kalkışmadılar. İnsanlar benim hakkımda ne düşünüyorlar, bunu bilemem ama sonuçta ben neysem oyum. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Tom Cruise portresi çizilen bir karakter değildir.
       Biraz da gelecekten söz edelim. Kariyerinizin üçüncü ya da dördüncü aşaması için kimi örnek alıyorsunuz? Robert Redford mu, Jack Nicholson mı, Jack Lemmon mı?
       
Bu şekilde hiç düşünmemiştim. Ancak insan ister istemez onların kariyerlerini inceliyor. Bence Redford büyük bir yönetmen. Nicholson da yaptıklarıyla ve kariyeriyle bütün gelenekleri yıkıp geçti. Sanırım ikisini de örnek almak isterim. Sonuçta şunu çok iyi biliyorum ki, herşey insanın kendi kişisel özgüveninde yatıyor. Ayrıca yönetmenlik denen olay, bir filmin yapımcılığını üstlenmekten farklıdır. Aynı biçimde oyunculuğa da hiç benzemez. Şimdiye kadar birkaç yönetmenlik teklifi aldım ama bunları kabul etmiş bile olsam ne yapacağımı ve yaptığımın iyi olup olmayacağını bilemiyorum. Ancak bir gün yapmayı çok istiyorum.
       
SEVENLER, SEVMEYENLER


Geçtiğimiz haftalarda izlediğimiz "Magnolia" çok beğenilmişti.
       
       Son iki filminiz “Eyes Wide Shut” ile “Magnolia”yı yarı yarıya sevdiğini söyleyen hayranlarınız için ne diyorsunuz?
       
Çevrilen her yeni filmle bağlantı kuracak bir seyircinin mutlaka olacağını bilmek çok önemlidir. Bir filmi yaparken bir yolculuğa çıkarsınız ve seyircinin de siz bu yolculukta eşlik etmesini umarsınız. Seyircilerin “Eyes Wide Shut”a verdiği destek için teşekkür ediyorum. Çok çeşitli tartışmalar ve fikirler gündeme gelmiş oldu. Her filmin aynı ölçüde hit olması beklenemez. Tıpkı Bruce Springsteen’in “Nebrasca” adlı albümü gibi. O albüm belki “Born in the USA” gibi büyük bir hit olmadı ama klasik albümlerden biri olarak tarihe geçti.
       Son filminiz “Görevimiz: Tehlike 2” ise daha değişik beklentilere hitap eden tamamen farklı kulvarda bir çalışma...
       
Seyircilerin bu filme nasıl tepki vereceğini şimdiden bilemeyiz. İnsan seyircisiyle iletişim kurmak istiyor ama bu çok zor bir iş. Aynı zamanda da çok keyifli. Hitchcock’a bir bakın; başarıyı tekrar tekrar nasıl yakaladığına bakın. Efsane haline geldi. Billy Wilder da aynı şekilde koşusunu hiç noktalamadı. Ben oyunculuğu ve yapımcılığı seviyorum. Yapımcılık yanımın hafife alınmasını istemiyorum.
       Oynadığınız filmlerden birisine bakıp da, “Ben bu filmde neden oynadım?” dediğiniz oldu mu?
       
Hiçbir konuda söylediğiniz türden duygulara kapılmıyorum. Çünkü doğru ya da yanlış kendi kararlarıma inanıyorum. Zaten yaşamım boyunca yapabileceğim film sayısı çok az olacak. Çünkü yaşam denen şey zaten sınırlı. Bir gün öleceğim ve herşey bitecek. Bu yüzden yeni birşeyler öğrenebileceğim her fırsatı değerlendiriyorum.


"Born on the Fourth of July" Cruise'a bir Oscar adaylığı getirmişti.
       
       
OSCAR ALSAM KEYİFLİ OLURDU
       Peki Oscar konusunda ne düşünüyorsunuz?
       Olsaydı çok keyifli olacaktı. Zaten bu tür partilere katılmak her zaman keyiflidir. Doğrusunu söylemek gerekirse bu tür ödüller konusunda çok fazla bir beklentim yoktur. İşimi en iyi şekilde yapmayı beklemek daha keyifli gelir bana.. Bu yüzden de yeni bir filme başladığımda uykularım kaçar. Bende asıl takıntı haline gelen daima o anda yapmakta olduğum filmdir, ödül kazanmak değil.
       İlk Oscar adaylığınızdan bu yana on yıl geçti ve siz hala zirvedesiniz. Ödülü üçüncü kez kaçırdınız ve moraliniz yine bozulmadı. Neden?
       Çünkü sinemada yapmak istediğim herşeyi yaptığımı sanmıyorum. Bugüne kadar yaptıklarımdan ve öğrendiklerimden dolayı kendimi iyi hissediyorum ama henüz herşeyi yapmış değilim. Bir başka deyişle, yapmak istediklerim henüz bitmedi. Eğer iyi bir aktörseniz her yeni film sizin için yepyeni bir deneyimdir. Genç bir aktörseniz geleceği düşünerek daha iyi roller alacağınızı umabilirsiniz. Hatta genç yaştayken herşeyi bildiğinizi sanabiliriniz. Oysa hiçbir şey bilmiyorsunuzdur. Gerçek aktörlük ise olgunluk yaşlarında başlayacaktır.
       Öfke kıvılcımlarınızı zaman zaman tabloid basına yöneltmekte tereddüt etmiyorsunuz..


Hollywood'un en sevilen çifti: Tom Cruise ve Nicole Kidman.
       Evet, kesinlikle.. Günün birinde bir gazeteci karşınıza çıkıyor ve “Eski karınız sizin için gay dedi. Ona nasıl yanıt vereceksiniz?” diye soruyor. Ben de ona, “Mimi Rodgers’ın böyle birşey söyleyeceğine inanmıyorum. İnanmadığım gibi, senin bu dediğini ciddiye bile almıyorum” diye karşılık veriyorum. Masa başında oturup bu tür şeyleri yaratan birileri var. Bedeli ne olursa olsun hiç çekinmeden uydurabiliyorlar.
       Anladığım kadarıyla gay olduğunuz söylentileri karşısında büyük tepki duyuyorsunuz ama tepkinizin nedeni gayliği bir problem olarak görmeniz değil. Daha çok Nicole ile olan ilişkinizi düşünüyorsunuz..
       Evet, kesinlikle doğru. Gay olmak insanların kendi tercihi. Ama “Ben gay değilim” dediğim zaman yalan söylediğimi iddia ediyorlar. Ben de onlara diyorum ki, “Madem ki gay olduğumu söylüyorsunuz, kanıtlayın o zaman.” Bu söylentileri çıkaranların benden özür dilemesini istiyorum. Çünkü çocuklarım okula gidiyorlar. Bunları uyduranlar yalancı olduğumu kanıtlamak zorundalar. Kanıtlayamıyorlarsa benden ve karımdan özür dilemeye mecburlar.
       
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları