|
6 Eylül Hollandalı ABN Amro Bankla ortaklık görüşmesi yapılmadığını açıklayan Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdürü Naci Sığın, reel sektördeki düzelmeyle birlikte bankacılık sektörünün iyileşeceğini söyledi. NTVde Gökay Otyamın sorularını yanıtlayan Naci Sığın, bankaların sendikasyon kredilerine ilişkin olumlu gelişmelerin ardından Hazinenin dış borçlanmaya gidebileceğini öngördü. |
YKB: Ortaklık sözkonusu değil |
|||
Naci Sığın, dalgalı kurun döviz dengeleri açısından iyileştirme getirmesi ve bütçe dengesinin hedefler paralelinde hareket etmesinin, yabancı yatırımcı ve kredi verenleri Türkiye hakkında olumlu düşünmeye yönlendirdiğini söyledi. Gökay Otyamın Naci Sığınla yaptığı söyleşi şöyle: - Gökay Otyam: Ekonomik krizin etkileri ciddi oranda hissedilirken, bu dönemde alınacak sendikasyon kredileri oldukça önemli. Sendikasyon kredisinin alımında bir zorlukla karşılaşıyor musunuz ? Çünkü Türkiye malum kriz ortamında.. Naci Sığın: Öncelikle 250 milyon dolar için sendikasyona çıkmıştık. Fakat gelen yoğun taleple toplam 350 milyon dolar olarak kapattık. Tabi 21 Şubattaki dalgalı kura geçiş sonrası piyasalarda yaşanan önemli dalgalanmalar ister istemez gerek içerdeki gerekse de dışardaki yatırımcıları çok ciddi bir şekilde tedirgin etmişti. Bunun sonucunda da Mayıs aylarında, sendikasyonları bankacılık sistemi olarak geri ödemeye başladık. Tabi bu dönemde de belirsizliğin hakim olması bu sendikasyonların ileriye dönük olarak geriye alınmasını oldukça güç kılmaktaydı. - Sendikasyon kredilerinin ilk ışığı görmemiz için önemli bir sinyal olduğunu söylüyorduk. Gerçekten öyle algılanması gerekiyor mu? Naci Sığın: Evet, bence gerçekten öyle algılanması gerekiyor. Şu ana kadar iki özel bankanın yaklaşık olarak 700 milyon dolarlık toplam bir sendikasyonu gerçekleşti. Zannedersem önümüzdeki dönemde de bir bu kadar daha özel bankalar kredi alacak. Bu miktar toplam 1.5-2 milyar dolara yaklaşacaktır. Ve de bu gelişmeleri biz Hazinenin de dış borçlanmayla pekiştireceğine tahmin ediyoruz. - Dış borçlanma gerçekten önemli bir referans olacak. Yabancılar için ne değişti? Sendikasyon kredileri birbiri ardına geliyor. Yabancıların bakış açıları mı farklılaştı? Naci Sığın: Her ne kadar da dalgalı kurdan çok şikayetçi olsak bile, özellikle döviz dengeleri açısından çok ciddi bir iyileşme getirdi. Geçen yıla göre ödemeler dengesinde çok önemli iyileşmeler görüyoruz. Bununla paralel olarak bütçe dengesinde de hedefler paralelinde hareket etmektedir. Dolayısıyla da bunlar temel dengeler olarak dış yatırımcıları, gerek kreditörleri gerekse de direk yatırımcıları oldukça olumlu düşündürmektedir. DARALMA TAHMİNİ YÜZDE 7 - Olumlu göstergeler bir yana, geçen hafta açıklanan yüzde 11.8lik daralmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Naci Sığın: Tabi. Daralmayı bazen de olumlu olarak da görmek gerekir. Özellikle daralmayla birlikte dış ticaret dengesinde de, çok iyi bir sonuç yakaladık. Tabii ki ekonominin geçen yılki ısınmasından sonra soğutulması gerekiyordu birtakım dengeleri aşmak için. Tabi bu çok fazla oldu. |
||||
Naci Sığın, NTV'den Gökay Otyam'ın sorularını yanıtladı. | Özellikle de Türkiye gibi genç bir toplumda yüzde 11.8lik ikinci çeyrekteki küçülme çok büyük bir rakamdır. Fakat bundan sonra yavaş yavaş küçülmenin duracağını ve sene sonuna kadar özellikle dördüncü çeyrekten itibaren de iyileşmenin olacağını tahmin etmekteyiz. Ama genelde yıllık olarak baktığımız zaman GSYİHde daralmanın yüzde 7ye ulaşacağını tahmin ediyoruz. - Türkiyenin dış borçlanması konusunda ne diyorsunuz? Acaba piyasalarda da konuşuluyor mu, dış borçlanmaya gidebilir mi? Naci Sığın: Özel sektör bankaları borçlandıktan sonra, Hazinenin borçlanmaması için hiçbir neden görmüyorum. Biz özel sektör olarak bu cesarete belki biraz daha şeyleri yüksek tutarak ödedik ama Hazinenin de bu piyasalara gireceğini tahmin ediyorum. Bununla ilgili herhangi bir sakınca görmüyorum. Pazartesi günkü yapmış olduğumuz görüşmelerde de yabancı yatırımcılar Hazinenin yakın bir zamanda borçlanmasını beklemektedirler. - Maliyet biraz yükselecek ama çok yüksek olmadıkça bu adım bile, krizin dönmesi açısından herhalde çok net önemli bir gösterge diyemeyeceğiz sanırım.. Naci Sığın: Tabi, maliyet yükseliyor ama şeyler yükselmesine rağmen Libordaki geçen yıla göre önemli düşüş nihayi maliyeti yükseltmek yerine aşağı çekmekte. Bu tabloda çok büyük bir değişiklik düşünmemekteyiz. Tabii ki yüzde 11.8lik bir küçülme yaşadık, yıl itibariyle yüzde 7lik bir daralmanın olduğu bir ortamda özellikle de 2000 yılı başında devreye sokulan yeni karşıtlar kararnamesi oldukça bankaları zor çalıştırmaktadır tabi portföyleri açısından. Geçmiş alacakların toplam kredilere oranında son 6 aylık dönemde hızlı bir artış görülmektedir. Bu da kâr açısından olumsuz bir baskı yaratmaktadır. Ekonominin de küçüldüğü bir ortamda işlem hacimlerinin de düştüğünü, talebin de gerileyeceğini de düşünecek olursak önümüzdeki dönem kârlılık açısından ben ilk 6 aydan farklı bir gelişme beklememekteyiz. BANKACILIKTA BİRLEŞMELER SÜERCEK - Bankacılık sektöründe bundan sonraki dönemlerde bir farklılık beklenebilir mi? Çünkü Osmanlı Bankasıyla Körfezbank birleşti. Bundan sonraki dönemlerde birleşmelere nasıl bakıyorsunuz? Birleşmeler olabilir mi veya yabancıların satın alması devam eder mi? Naci Sığın: Bu konsolidasyon süreci devam edecektir. Bu dünyadaki olan gelişmeler, bu krizleri yaşamasak da Türkiyede yaşanacak gerçeklerdi. Önümüzdeki dönem için krizlerin devam etmeyeceğini düşünecek olursak artık herkes kendi işine daha rahat bakacak ve verimlilik açısından, etkinlik açısından yaşanması gereken konsolidasyonlar gerçekleşecek. Burada kritik nokta büyük pazar payına sahip olmak ve verim maliyetlerini düşürmektir. Bunun için de bankalar mevcut paylarını birleştirecekler ön cephede, arka cephede de birim maliyetlerini düşürerek karlılık için önemli bir imkan yaratacaklardır. İYİLEŞME SÜRECİNE GİRİLDİ - Peki Sayın Sığın gelelim genel ekonomiye. Genelde ekonomistler yazarlar da ikiye ayrıldılar. Siz bankacılar olarak ne düşünüyorsunuz? Çözüm önerileriniz neler olacak? Çünkü kriz hep mali piyasalardan başlıyor, bankacılıkla başladı. Bankacılık sektöründe bir iyileşme sürecine giriliyor mu? Naci Sığın: Bankacılık sektöründe bir iyileşme sürecine giriliyor. Öncelikle bankacılık sistemindeki faiz riski ve kur riski sorunu halledildi. Fakat bence aynı ağırlıkta kredi riski de göz önüne alınmalıydı. Fakat burda bankalarımızın büyük bir kısmı bilançolarını yoğun olarak faiz ve kur riskine yönlendirdikleri için kredi riski çok tartışılmadı. Ancak bizler gibi reel sektörle iç içe çalışan bankalarda kredi riski de biraz önce saydığım iki risk kadar önemliydi ve bunun olumsuz etkilerini de biz mayıs ayından itibaren görmeye başladık. Faiz ve kur riski kısmi olarak hazinenin de yardımıyla çözülmüş durumda. Kredi riskiyle yani reel sektördeki desteklerle de önümüzdeki dönem banka bilançolarının kısmi olarak iyileşeceğini düşünmekteyim. - Yani burdan şunu anlayabiliyormuyuz, çünkü reel sektörle toplantılar yapılıyor, toplantı öncesi bizim için tabiki haber oluyor ama sonucunda tam net bir sonuç çıkmıyor. Bundan sonra reel sektöre kredi aktarılabilecek. Zaten böyle bir şirket de oluşturuldu, bir firma da oluştu Güven Firması diye. Fon aktarılacak büyük firmalarla. Bundan sonra reel sektör istediğini alabilecek mi? Naci Sığın: Şimdi fon aktarılma konusunda henüz kesinleşmiş bir şey yok. Ancak baktığımız zaman reel sektörle bankacılık sektörü hiçbir zaman olmadığı kadar birbirlerine yaklaşmış durumdadır. Çünkü bu sorun sadece bankacılık sisteminin sorunu değildir. Tüm ülkenin sorunudur, reel sektörün sorunudur. Dolayısıyla da en azından bu sorunu birlikte aşacağımız konusunda mutabıkız. Önümüzdeki dönemde bu konuda birlikte çalışmalarımız devam edecektir. Tabi burda bizlerin gerek reel sektör firmalarının gerekse de bankacılık sisteminin beklediği birtakım yapısal düzenlemeler vardır. Bunlar örneğin karşılık kararnamesi ve icra iflas yasasıyla ilgili düzenlemelerdir. - Burda o zaman masanın üç bacağı var, devletten de hükümetten de beklemeler var... Naci Sığın: Tabi tabi. Her ne kadar da karşılık kararnamesine biz batılı standartlarla olması konusunda hemfikir olsak bile şu anda çeresel koşulları göz önünde bulundurularak bir düzenleme yapılması gerektiği inancındayız. - Sizin yıl sonu tahminleriniz belki net olarak, rakam olarak değil ama siz de inanıyor musunuz o zaman şimdi döviz gerçekten pahalı, faizler hala yüksek olması gereken seviyelerde değil. Yani bir öngörü var mı? Naci Sığın: Şimdi tabi özellikle böyle dalgalı kur sisteminde herhangi bir tahmin yapmak oldukça güç. Bir de özel bir bankanın genel müdürü olarak da kurla ilgili tahmin vermeyi çok rasyonel bulmuyorum. Evet, genelde baktığımız zaman Türk lirası yıl başına göre yüzde 90, yüzde 95lik bir devalüe edilmiştir. Mevcut enflasyon oranına bakıp geçen seneki Türk lirasının değerlenmesini göz önünde bulundurduğumuz zaman, kurun önümüzdeki birkaç ay içerisinde daha fazla yükselmemesi gerektiğini düşünmekteyim. - Bankacılık sektöründe işlemlerimiz için artık bankaya gitmiyoruz. Bu teknoloji bankacılık şube açısından, sektör açısından nasıl etkiliyor sizi? Naci Sığın: Tabi teknolojinin sağlanmasıyla bankacılık sektöründe ciddi bir iyileşme gözlemlemekteyiz. Fakat tabi baktığımız zaman tüm kullanıcıların da teknolojik ortamdan bankacılık hizmetlerini almaları beklenmemelidir. Hala özellikle İstanbul dışındaki merkezlerde kişilerin fiziken bankalara gidip orda işlem yapma tercihlerini görmekteyiz. Bu bir karışım olacaktır. Şu anda baktığımız zaman bankacılık sistemindeki işlemlerin yüzde 60, yüzde 65i gene geleneksel dağıtım kanalı şubeler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Önümüzdeki dönem bu artacaktır. Fakat hiçbir zaman ben şube bankacılığının yok olacağını düşünmemekteyim. | |||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||