Home page
Haber Menüsü


İnatçı bir oyuncu: John Travolta
“Swordfish - Kodadı Kılıçbalığı” filmiyle sinemalara gelen oyuncunun kariyeri iniş çıkışlarla dolu.
NTV-MSNBC
    9 Eylül 2001—  Sinemada şansı onun kadar çabuk parlayıp sönen bir oyuncu daha yoktur herhalde. 70’lerde gençliğin gözdesi, 80’lerde yok olan bir isim, 90’larda yeniden zirveye tırmanan bir yıldız... Travolta ‘bir iyi, bir kötü film’ kuralını hiç bozmuyor.  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
"Grease" filminde Olivia Newton John ile
       John Travolta... Her 10 yılda bir hayatını silbaştan yeniden yazan adam...
       Travolta, İtalyan-İrlanda kökenli bir ailenin çocuğu olarak ABD’de New Jersey’e bağlı bir kasabada 1958 yılında dünyaya geldi. 16 yaşında okulu bırakıp çeşitli işlere girdi. Denediği işler arasında tiyatroyu sevince oyunculuk ve dans derslerine ağırlık verdi. Çeşitli müzikaller ve TV dizilerinde rol aldı. Sinemaya bir müzikalle değil, bir korku filmiyle adım adan Travolta’ya ün yine de müzikal bir yapımla geldi: “Saturday Night Fever” (1977). Film, her yönüyle büyük beğeni kazanınca oyuncuları için de şöhret kapısı açılmış oldu. Özellikle Travolta’nın cinselliği vurgulayan dansları, içten bakışları onu öne çıkaran özellikleri oldu.
       Ardından benzer bir yapım “Grease” geldi. Travolta hem dans ediyor, hem şankı söylüyordu. Gençlerin ilahı olmuştu.... Sadece iki filmle, hem de birbirine benzeyen iki yapımla ulaşılan zirveyi korumak kolay değildi. Nitekim, zirveden aşağıya iniş aynı hızla oldu.
       Farklı filmlerde rol almaya çalıştı. Ama ya Hollywood’un ‘çabuk gelen şöhretin bedeli ağır olur’ demesinden ya da talihsizlikten iyi yapımlarda oynasa bile giderek silikleşti. (Şehir Kovboyu, Patlama çok da kötü yapımlar değildi.)
       
BİR İLERİ BİR GERİ
"Bak Şu Konuşana"
       Ters giden bu durum üzerine ısrar etmeyen Travolta, müzik çalışmalarına döndü, TV için çalıştı. Yeniden güç topladığında eski göz ağrısına; müzikallere döndü. 1983’te Sylvester Stallone’nin yönettiği “Staying Alive - Yaşıyorum”, Grease’deki partneri Olivia Newton-John ile yeniden biraraya geldiği “Two of a Kind” cidden başarısız yapımlardı. Travolta, bir kere daha sinemada yenilmişti. Tekrar kabuğuna çekildi.
       Artık 90’lı yıllara gelinmişti. “The Experts” fazla ses getirmese de 1993 yılında çevirdiği komedi filmi “Look Who’s Talking - Bak Şu Konuşana” ona yıllardır beklediği şansı geri getirdi. Sempatik, iyi kalpli taksi şoförü James rolü, bir serinin önünü açtı. İki benzer film daha çevrildi. Hollywood’un unutmaya çalıştığı dans eden genç, hep muzip gülümsemesini koruyan ama olgunlaşmış haliyle geri gelmişti.
       
UCUZ ROMAN MUCİZESİ
       Elbette Travolta’nın yeniden doğuşu Quentin Tarantino ve tabii “Pulp Fiction” (1994) sayesinde oldu. Filmdeki acımasız ve geveze katil Vincent Vega’da tipik bir gangasterde olması gereken her özelliği başarıyla sergiledi. Büyük yankı uyandıran “Pulp Fiction- Ucuz Roman” kadar John Travolta’nın yeniden dirilişi başlıklara geçiyordu. Gelen büyük başarının ardından Travolta geçmişte yalnış seçimler yaptığını itiraf ediyor. Ancak ‘yeniden doğdu’ nitelemelerine de kızıyor. “Ben de tıpkı diğer oyuncular gibi kimi zaman iyi kimi zaman kötü filmlerde oynadım” diyor.
Pulp Fiction filminde Uma Thurman ile

       Kendisi ne derse desin Pulp Fiction’un onun hayatında bir dönüm noktası olduğu kesin. Çünkü bu filmden sonra ilgi görmeyen filmlerde oynasa bile, artık kendini kanıtladığı için eskisi gibi silinip gitmiyor.
       Evet, Travolta kuralı bozmuyor ve Ucuz Roman’dan sonra yine başarısız senaryolarda görünüyordu: “Get Shorty - Tut Şu Bücürü” (1995); “Broken Arrow - Kırık Ok” (1996), “Phenomenon- Fenomen” (1996) onun oyunculuğunu gösteremediği yapımlardı.
       
KURAL DEĞİŞMİYOR
       Oysa John Woo’nun ellerinde oyunculuğunu gayet iyi gösterecekti. “Face Off/ Yüzyüze” (1997) filminde sinemanın bir numaralı starlarından Nicolas Cage ile karşılıklı çok iyi performans sergileyecekti.
       Ardından bir başka büyük oyuncu Dustin Hoffman ile “Mad City- Çılgın Şehir”de (1997) yine başarılı bir biçimde adını yazdıracaktı.
"Kodadı Kılıçbalığı" filminde Hugh Jackman ile
       Sinema dünyasının bu ilginç kişisi, Tom Cruise’un da müritlerinden olduğu ‘Scientology’ mezhebinin üyelerinden olarak biliniyor. Bu mezhebe hayatında her şeyin kötü gittiği bir 80’li yıllarda gönül verdiği söyleniyor.
       Son yıllarda en az üç yapımda adı görülmeye başlanan Travolta, “Primary Colors”, “The Thin Red Line”da ortanın üzerinde, “The General’s Daughter - General’in Kızı”nda (1999) fena olmayan bir başarı grafiği çizerken geçtiğimiz yıl tüm zamanların en kötü filmleri arasına giren “Battlefield Earth”de yer alarak yine kuralını bozmadığını gösterdi: “Bir iyi bir kötü film”...
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları