Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 21:07 TS 8 Haz., 2000
3 Hizbullahçı’ya ölüm cezası istemi
“Devletin anayasa ve temel nizamlarını bozmaya kalkıştıkları” ve terör örgütü “Hizbullah” üyesi oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 32 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara
AA
08 Haziran— Ankara 1 No’lu DGM’de görülen davanın bugünkü duruşmasına, 28’i tutuklu 31 sanık, avukatları ve müştekiler ile izleyiciler katılırken, sanık Bilal Yılmaz gelmedi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Sanık Mehmet Emin Alpsoy savunmasında, emniyet, savcılık ve yedek hakimlikte verdiği ifadelerini kabul etmediğini söyledi. Kendisinin, örgütün askeri kanat sorumlusu olarak gösterildiğini ifade eden Emin Alpsoy, “Benim gibi 50 yaşın üstündeki bir kişinin, örgütün askeri kanat sorumlusu olması mümkün müdür?” dedi.
        Alpsoy, 1990-1996 yılları arasında Hizbullah örgütü içerisinde yer aldığını, ancak yasadışı hiçbir faaliyete katılmadığını iddia etti.
        Kardeşi Hüseyin Alpsoy’un Batman’da kaybolması üzerine polise başvurduğunu, fakat 2 yıl boyunca bir yanıt alamadığını kaydeden Emin Alpsoy, sonuç alamayınca Hizbullah örgütüne başvurduğunu ifade etti. Alpsoy, başvuruda kendisinden ailesi ve yakınları ile ilgili bilgiler istendiğini ve bu bilgileri verdiğini ifade ederek, “Hatta örgütte itibarımın artacağını düşünerek, Hacettepe Hastanesi’nde doktor olan oğlumun adını verdim” dedi.
       
“1996 YILINDA EMEKLİ OLDUM”
       Sanık Alpsoy, izini bulamayınca, kardeşini Hizbullah örgütünün kaçırmış olabileceğini düşündüğünü belirterek, bu yüzden 1996 yılında emekli olup ticarete atıldığını ve şirket kurduğunu söyledi. Alpsoy, şirketi, örgüte yardım etmek amacıyla kurmadığını ifade etti. Örgütten ayrılmak istediği sırada kaçırılarak Adana’ya götürüldüğünü ve bir evde Çetin adlı bir örgüt üyesi tarafından sorgulandığını belirten Alpsoy, “Örgütün dediklerini yapmazsam, ailemin akıbetinin, kardeşlerim Hıdır ve Hüseyin Alpsoy gibi olacağını söylediler” dedi.
        Alpsoy, hiç kimseye örgüt hakkında bilgi vermediğini ve sanık Hasan Alpsoy’un evinde çıkan cesetlerden de haberi olmadığını kaydetti.
        Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, sanık Alpsoy’un savunmasının sonunda “Suçsuzum, tahliyemi istiyorum” demesi üzerine gülerek, “Bu kadar anlattın, nasıl suçsuzsun. Örgüte girip çıkmışsın” dedi.
        Mehmet Emin Alpsoy’un oğlu sanık Şeyhmuz Alpsoy, şoför olduğunu ifade ederek, emniyette kendisi gibi eşine de işkence yapılacağının söylenmesi üzerine “cesetleri taşıyan kamyonu kendisinin kullandığını” söylediğini bildirdi.
        Sanık Mustafa Gürlüer ise bacanağı Mahmut Demir ve eşleriyle birlikte evlerinde gözaltına alındıklarını belirtti. Gürlüer, Mahkeme Başkanı Karadeniz’in, “Yakalandığında üzerinde sahte kimlik varmış” demesi üzerine, “Mersin’in Tarsus ilçesinde iki öğretmenin öldürülmesinden arandığım için sahte kimlik taşıyordum. Yakalandığım zaman kimliğimin sahte olduğunu söyledim ve gerçek kimliğimi açıkladım” diye konuştu.
        Sanık Sadullah Arpa, savunmasında, “devletimi ve milletimi seviyorum” derken, Emin Alpsoy’un oğlu doktor sanık Abdurrahman Alpsoy, savunmasında babasını suçladı. Babasının tasvip etmediği çalışmaları ve işlerinden dolayı mahkeme huzurunda bulunduğunu belirten Alpsoy, “Böylesine ilkel ve vahşi bir örgüt üyesi olarak yargılanmaktan dolayı utanıyorum” dedi.
       
BODRUMDAKİ CESETLER
        Sanık Hasan Alpsoy da, evinin bodrumunda bulunan cesetlerden haberi olmadığını ileri sürerek, “Ailemle Van’a giderken evimin anahtarını kardeşim Mehmet Emin Alpsoy’a vermiştim. Bodrum’da ceset olduğunu anlasaydım, polise haber verirdim ya da kiracı olduğum evi değiştirirdim” diye konuştu.
        Sanık İbrahim Halil Aksakal, 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olduğunu ifade ederek, “Emniyette işkence gördüm. Benim tahliye olmam hiçbir şey ifade etmiyor. Emniyette gördüğüm olaylardan sonra utanç duyuyorum” dedi. 1992-1994 yılları arasında örgüte katıldığının iddia edildiğini kaydeden Aksakal, “O yıllarda 13 yaşındaydım. Örgüte girdiğim nasıl düşünülür. Başka birşey demiyorum” diye konuştu.
        Mahkeme Başkanı Karadeniz, müştekiler Saniye ve Şakir Uyar’ın, akrabaları Şaban Uyar’ın Hizbullah örgütü tarafından öldürüldüklerini iddia ederek müdahil olma talebinde bulunmaları üzerine, müdahilliklerine karar verdi.
        Tanık olarak dinlenilen Fethi Aslan, Elazığ Doğukent Camii’nde imam olarak çalıştığını söyledi. Sanık Veli Altun’un bu camide 1995-1996 yılları arasında imamlık yaptığı yönünde iddianamede yer alan ifadelerin doğru olmadığını kaydeden Aslan, camide bazı kişilerin ders verdiğini ve daha sonra bunların birçoğunun gözaltına alındığını, ancak bunların arasında Altun’un olmadığını kaydetti.
        Sanık Aysel Aldanmaz’ın avukatı, Mahkeme Başkanı Karadeniz’e, “Dosya çok kapsamlı olduğu için yeterince inceleyemezsiniz” deyince sinirlenen Karadeniz, “Olur mu öyle şey. Sözünü geri al. Gece gözüme uyku girmiyor. Bana dosyayla ilgili soru sor, talepte bulun söyleyeyim” dedi. Avukat, müvekkilinin, inancı gereği evine gelen erkeklerle görüşmediğini, sadece saygıdan konuştuğunu ve bu nedenle evin içinde geçen konuşmalardan haberdar olmasının mümkün olmadığını iddia etti.
        Cumhuriyet Savcısı Dilaver Kahveci, suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumuna göre tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
        Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, tutuklu sanıklar Hasan Alpsoy, Aysel Aldanmaz, Mehmet Sırrı Zorçi, Mehmet Sait Zorçi, Yaşar Gültekin, Rasim Saygın, Halil İbrahim Aksakal, Ayşe Sudan ve Mehmet Zahir Yıldız’ın tahliyelerine, diğerlerinin tutukluluk hallerinin devamına ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesine karar verildiğini açıklayarak duruşmayı erteledi.
        İddianamede, Mehmet Emin Alpsoy, Mustafa Gürlüer ve Şeyhmus Alpsoy’un, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Devletin anayasa ve temel nizamlarını bozma” hükmünü düzenleyen 146/1. maddesine göre idam cezasına çarptırılması talep ediliyor.
        İddianamede ayrıca Sadullah Arpa, Abdulsamat Yıldız, Abdurrahman Alpsoy, Burhan Özlük, Fahrettin Yıldız, Aysel Aldanmaz, Nurettin Şahin, Abdülselam Öztürk, Hayrettin Şahin, Dursun Uslu, Mehmet Şevki Kocaağa, Mehmet Ali İçen, Murat Aydın, Yaşar Gültekin, Veysel Direk, Rasim Saygın, Halil İbrahim Aksakal, Ayşe Sudan, İmran Öztürk, Vahit Altun, Cahit Ekinci, Mehmet Sırrı Zorçi, Mehmet Sait Zorçi ve Bilal Yılmaz’ın 15’er yıldan 22 yıl 6’şar aya kadar hapisleri isteniyor.
        Hasan Alpsoy, Mehmet Zahir Yıldız, Veli İnce ve Halit Karslı hakkında da 4 yıl 6’şar aydan 7 yıl 6’şar aya kadar hapis istenen iddianamede, Ahmet Akbulut hakkında da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis talep ediliyor.
       
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları