Home page
Haber Menüsü



Dinozorların babası Spielberg
Amerikan sinemasının en önemli yönetmenlerinden olan Steven Spielberg yaratıcı gücünü neredn alıyor bilinmez ama zengin bir arkaplanı olduğu açık.
NTV-MSNBC
    3 Aralık—  O Amerikan rüyasının vücut bulmuş hali. Genç yaşta elde ettiği başarıyı yıllardır eksiltmeden sürdürüyor. Amerikan sinemasında sürekli yenilik peşinde koşan ünlü yönetmenin bir çok filmi, çoktan unutulmazlar arasına girdi bile. “E.T”, “Jaws”, “Er Ryan’ı Kurtarmak”, “Schindler’in Listesi” ve elbette “Jurassic Park”...  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Steven Spielberg 18 Aralık 1947 Cincinnati doğumlu. Sinemayla çocuk denen yaşlarda tanışan Spielberg, ilk ödülünü de 13 yaşında savaş üzerine yaptığı bir filmle kazanır. Çok doğru bir kararla California Üniversitesi’nde sinema eğitimi gördükten sonra TV filmleri yapmaya başladı -Duel o dönemin ürünüdür. Duel’in sinemalarda da gösterilip büyük başarı elde etmesinden sonra tamamen sinemaya yöneldi. 1974’te “The Sugerland Express - Sugarland Ekspresi” sürükleyici bir yapım olmasına karşın ona asıl ünü “Jaws” ile yakalar. Denizle bir hayli içli dışlı olan Amerikan halkını katil köpekbalıkları ile öyle korkutur ki, sinemaların önünde uzun kuyruklar oluşur. Bu filmden hemen sonra da Spielberg kendi şirketini kurar.
       Bir sonraki yapımı “Close Encounters of the Third Kind”da uzaylıların dünya ile kurdukları ilişkiyi anlatır. Şu anda ‘dahi’ diye nitelendirilen yönetmen, her zaman dört dörtlük filmler yapacak değil ya!.. Pearl Harbor baskınını komik bir biçimde ele alan “1941”, gişelerde gerçek bir başarısızlığa uğrar. Ancak, o bundan gerekli dersleri çıkarmasını bilecektir.
1995 yılında Amerikan Film Enstitüsü tarafından başarı ödülü ile ödüllendirildi.

       Spielberg, orta sınıf Amerikan toplumunu çok iyi tanıyan biri olarak başarısını daim kılan bir yönetmen. Dünyaları küçük insanlara, ama özellikle küçük çocukların, gençlerin duyarlı, heyecanlı yapısına seslenmeyi çok iyi biliyor. Bunu ilk olarak, bir başka harika yönetmen George Lucas ile birlikte çektiği “Indiana Jones” filmlerinde gösterir. Nazilerin ele geçirmek istediği bir hazinenin peşindeki maceracı, gözüpek arkeolog ile tarihin tozlu sayfalarına giden seyirciler için “Raiders of the Lost Ark-Kutsal Hazine Avcıları” hâlâ en iyi macera filmelerinin başında gelir. Film öyle bir başarı kazanır ki, başrolünü Harrison Ford’un oynadığı Indiana Jones, sinemada dört filme, TV’de ise diziye erişir.
       
UZAYDA BİRİ Mİ VAR?
       Bu başarıdan sonra Spielberg, ilk yıllarının projesine döner: Uzaylılar ve biz. O zamana dek uzaydan gelen canlıların konu edildiği bir çok film çekilmişti. Ancak ilk kez, çirkin, yeşil yaratık “E.T”de çok sevimli, cana yakın, bir barış elçisi olarak sunuluyordu. E.T’nin en büyük dostu ise, elbette bir çocuk oluyordu. Özel efektlerin başarısı, hümanist mesajları filme başarıyı getirdi. Bundan sonra Spielberg, yoğun olarak kendisini yapımcılık işlerine verdi. TV film ve dizilerinden, sinemalar için “Back to the Future” serisine, “The Flintstones”dan “Young Sherlock Holmes”lere kadar bir çok filmin arkasındaki isim oldu.
       
Steven Spielberg’ün önemli filmleri

       Hollywood’da alt edilmesi mümkün olmayan bir imparatorluk yükseliyordu (Yıllar sonra bu imparatorluk, The Muse filminde esprili bir biçimde perdeye yansıyacaktı).
       Gençler ve çocuklara yönelik bir dolu film yapan Spielberg, biraz daha ciddi yapımlara el atmaya başladı. Whoopi Goldberg’i dünyaya tanıtan “Color Purple - Mor İnsanlar”, “Empire of the Sun-Güneş İmparatorluğu” nedense beklenen büyük patlamayı getirmedi. Evet, Spielberg en zengin, en ünlü, en yaratıcı yönetmen ve yapımcı olabilirdi ancak ciddi bir ödüle değer görülmemişti. Amerikan sinemasının tek ölçütü Oscar, bir türlü Spielberg’e gitmiyordu.
       
65 MİLYON YIL ÖNCESİNDEN BUGÜNE
       Oscar’a giden yol, uzun ve zahmetliydi. Bu arada katedilecek başka yollar vardı. O da boş durmadı. 1993 yılında görenlerin inanmadığı, bu nasıl oluyor dediği, özel görsel efektlerde bir adım ileriye giden filmi sinemaseverlere sundu: “Jurassic Park”. Michael Crichton’un romanından beyaz perdeye uyarlanan filmde, 65 milyon yıl önce yaşamış, sonra nasıl yok oldukları hâlâ meçhul dinozorlar, sesleriyle, bakışlarıyla, koca vücutlarıyla ortalıkta fır dönüyordu... Film, gişelerde hasılat rekorları kırarak bir numaraya oturdu. Tüm dünyada bir dinozor furyası başlamıştı. Bilim alanından çizgi romanlara hemen her alanda, bu dev yaratıklarla ilgili çalışmalar tekrar su yüzüne çıkarılıyor, yeni veriler değerlendiriliyor, hangisi tehlikeli, hangisi et obur, cinsleri tek tek anlatılıyordu. Spielberg, uzaylılardan sonra bu kez de milyonlarca yıl öncesinin yaratıklarını günümüz dünyasına getirmişti.
2001 yapımı A.I. filminin setinde Haley Joel Osment ile

       Jurrasic Park heyecanı geçmeden ünlü yönetmenden bir unutulmaz yapım daha geldi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’da yaşanan Yahudi soykırımını siyah-beyaz karelerle anlatan “Schindler’s List- Schindler’in Listesi”. Başrollerinde Liam Neeson ve Ben Kingsley’in çok başarılı performansı, sinematografik açıdan da dört dörtlük olan filme nihayet 1994 yılında En İyi Film ve En İyi Yönetmen Oscarlarını getirdi. Kendisi de bir Yahudi aileden gelen Spielberg, kökenlerine borcunu böyle ödemişti.
       
ER RYAN PERDEDE
       Ama Steven Spielberg’in sinemada söyleyecek daha çok sözü vardı. 1998 yılına dek birçok filmin yapımcılığını, “Amistad” filminin ise yönetmenliğini üstlendi.
Er Ryan'ı Kurtarmak, son yılların en görkemli savaş yapımı olarak biliniyor

       1998 yılında ise kimilerine göre sinema tarihinde bir dönüm noktası sayılan “Saving Private Ryan” filmiyle ortalığı kasıp kavurdu. Kamea kullanımları açısından tutun, filmin anlattığı hikayeye kadar hemen her yanıyla büyük övgüler alan 2. Dünya Savaşında geçen film, kağıt üzerinde olağan bir hikayeye sahip olmasına karşın, üç saate yakın bir süre, seyircileri nefes nefese koltuklarına hapsediyordu. Bazı askeri okullarda tarih derslerinde gösterilen filmde Tom Hanks, Matt Damon, Tom Sizemore gibi isimler rol almıştı. Film, 1999 yılında, 5 dalda Oscar ödülü aldı. Spielberg bir kez daha tarihi beyazperdeye taşıyan en iyi yönetmen olduğunu kanıtlamıştı.
       Ünlü yönetmen son yıllarda yine yapımcılık işlerine ağırlık vermeye başladı. Bu yıl ise ünlü yönetmen eski bir dostunun vasiyetini yerine getirmek için kamera arkasındaydı. Stanley Kubrick ile beraber planladıkları “A.I. Artificial Intelligance” filmini beyaz perdeye uyarlama ona nasip oldu.
Eşi Kate Capshaw ile
       İkinci eşi Kate Capshaw ile Los Angeles yakınlarında büyük bir malikanede yaşayan Steven Spielberg, kalabalık bir çocuk nüfusa da sahip. Evlatlık, üvey, öz çocuklarının sayısı -biz yanlış saymadıysak- 7’yi buluyor.
       
       
       
       
       
       
       
 
       
    TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları