|
Tabii, AB üyelerinin bu hevesi pek paylaştığı söylenemez, onlar arasında bu oran yüzde 20. Çok enteresan bir sonuç ama düşününce. Pazarları mangal uğruna orman yakmaktan, sokak ortasında kör satırla kurban kesmekten, canı sıkılınca havaya bir iki el ateş edip, hanımı-çocuğu dövmekten hoşlanan bu yüce millet, acaba niye bu değerlerin tam tersini temsil eden AB ile kader birliği etmek ister? Acaba, bu sonuçlar rahmetli Aziz Nesinin zeka düzeyimizle ile ilgili bulguları ile mi kesişiyor? Bence halkımızın AB iştirakı büyük ölçüde baba zulmünden bıkan 16 yaşında kızın ilk isteyenle evlenmesine benziyor. Doğru, kocanın nasıl çıkacağı beli değil, ama kızcağız babayı gördükten sonra başka erkeklerin daha kötü olamayacağını düşünüyor. Bu Ankara bazen insanı öyle bezdiriyor ki, bırakın AByi, gidip Fiji vatandaşı olacağı geliyor insanın. Nedir Türkiyenin gündemi? Enflasyon, taban fiyatlar, karakolda dayak, paraşüt operasyonu. Peki Ankaranın gündemi? Yüce divan şantajı. Sen benim dayıoğlunu gönderirsen, bence de senin kayınçonun bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökerim. Bu yüce divan öyle bir komedi haline geldi ki, muhalefet bile acıdı hallerine. Kutan sonunda merak etmeyin, kimse Yüce Divana filan gitmez demek zorunda kaldı. Olayın komedi boyutu bir yana, çok zamansız. Stand-byda kritik noktaya geldik, buraya kadar edinilen kazanımların korunması için ciddi bir hamleye ihtiyaç var. Biz Ford Otosanın arazisiyle uğraşıyoruz. Hükümet ve milletvekilleri ilgilerini ekonominin sorunlarına çevirmeden piyasalarda ciddi bir hareket çok güç. ÇEKİRDEK ENFLASYON Son günlerde gündemin tepesine çıkan Bayram değil, seyran değil, bu çekirdek enflasyon niye zıpladı sorusunun cevabı da büyük ölçüde Ankaranın hareket tarzına bağlı. Ben size çekirdek enflasyonun niye zıpladığını söyleyeyim. Çünkü kimse enflasyonun kalıcı olarak düşeceğine inanmıyor. Girdiler, başta işçilik olmak üzere enflasyon yine yükselir hesabına göre fiyatlandırılıyor. Ankaranın enflasyon konusunda artık maliye ve para politikası ile daha fazla bir şey yapmasına imkan yok. Kamu zamları kontrol altında, para arzı düşüyor, bütçe faiz dışı kalemde 6 milyar dolar fazla üretiyor (Hazinenin verilerine göre). Ama, hükümet politikaları güven uyandırmıyor, halktaki enflasyon beklentisi kırılmıyor. Ha, yapılacak bir şey daha kaldı, taban fiyatlarda artışı kısıtlamak. Bu hem gelirler hem de toplum psikolojisi üstünde çok etkin olacak. Burada popülizme kaçmak, sonbaharda enflasyonun yeniden yükselmesini gündeme getirir. Bu konuda son açıklamalar biraz daha güven verici. Artık IMF limitlerine sadık kalmak daha bir üstüne basıla basıla söyleniyor. DÜZELME FİYATLARA BAĞLI Eğer şu komik Yüce Divan kavgasını geride bırakırsak, taban fiyatları makul tutarsak, piyasalar düzelebilir. Çünkü, Euronun değer kazanması ile ekonomik olarak çok büyük bir badireyi atlatmış gözüküyoruz. Hızlanan AB ekonomisi ve TLye karşı değer kazanan Euro cari denge için doping etkisi yapacak. Zaten TİM verilerine göre ihracat Mayısda yüzde 10 artmış, turist mevsimi yeni başlamış, ekonomi yeniden ivme kazanabilir. Çok eleştiriyoruz ama hakkını da verelim. Hükümet bankalar konusunda da bir takım ciddi açılımlara hazırlanıyor görüntüsü içinde. Vakıfbankın özelleştirilmesi için bir plan koyuldu ortaya. Halkbank ve Emlakbankda da bir takım çalışmalar var. Bu nedenle, her ne kadar canım gidip Sierra Leoneye yerleşmek istiyorsa da-huzur içinde yaşamak için, tabii -elimdeki bono ve hisse senetlerini tutuyorum. Bence Ankarada sahnelenen trajedi alıştığımız Ali Cengiz oyununun yeni bir uyarlaması değil, kapanış perdesi. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||