| | | | Deppler, makalesinde, Türkiye’nin kronik enflasyonu yenmek üzere mücadele ettiğini belirterek; bankacılık başta olmak üzere pek çok alanda yapılan yapısal reformların son derece isabetli olduğunu kaydetti.
Deppler, yeni programın çatısının öncekine oranla daha esnek oluşturulduğunu belirterek, “Sonbaharda enflasyon hedeflemesine geçilmesi durumunda Merkez Bankası bağımsız hareket edebilecek ve bu durum da enflasyonun hızının kesilmesine yardım edecek” dedi.
SOSYAL KORUMA PROGRAMI
Deppler, Dünya Bankası ile birlikte yoksul kesimlere destek olmak amacıyla Sosyal Koruma Programı Kredisi sağlandığını da hatırlattı. Deppler, şöyle devam etti:
“Bu koruma programı piyasalar tarafından ilk olarak istikrar programının isteksiz şekilde uygulandığı endişesine yol açıyor. Piyasalar bunu siyasiler arasında çekişme ve görüş ayrılığı şeklinde yorumladı. Fakat bu yogun sekılde yapılan yasal duzenleme calısmalarını engellemedı. Gerçekten de siyasi bazı anlaşmazlıklar ekonomik istikrarın sağlanması yararına rafa kaldırıldı.
İkinci olarak, piyasalar hükümetin borç yükünü çeviremeyeceğinden korkuyor. Bu çok ciddi bir konu, Türkiye’nin çok yüksek bir borç yükü var. Buna karşın istikrar programı kamu borcunun çevrilebileceği inancıyla uygulamaya konuldu. Bunun 2 dayanağı var. İlki orta vadede borç oranının azaltılmasını öngören sıkı mali uyum, ikincisi ise Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin IMF’den alınacak dış kaynakla artacak olması.”
Deppler, bu göstergelerdeki gelişmelerin piyasalara etkisinin zaman alacağını söylerken, bir başka nedenin küresel ölçekte gelişmekte olan piyasalara ilişkin ilginin azalması ve güvensizlikle yaklaşılması olduğunu belirtti.
Deppler, yazısını şöyle tamamladı: “Piyasaların Türkiye’nin güçlü göstergelerini takdir etmesi an meselesi. Enflasyon yavaşlıyor, cari işlemler açığı fazlaya dönüyor ve ihracat, turizm gelirlerinde artış gözleniyor. Bu program kararlılıkla uygulanması halinde, meyvelerini başarıyla verecek niteliktedir.” | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
