| | | | İkisi de futbolun o “çok yönlü” mevkisinden, orta sahasından parlama birer yıldız. Seyredenler ve futboldan anlayanlar ikisinden de büyük zevk alıyor, en kuşkusuz “süper yetenek” damgasını her ikisine de gönül rahatlığıyla vurabiliyorlar.
Zidane 4 yıldır Juventus için ter döküyor. Sergen 4 yıldır bütün büyük takımları turluyor. Futbolumuzun az yıldızlı son döneminde dış hatlarda tüm zamanların en yoğun transfer trafiği yaşanırken, Sergen iç hatlar gezgini gibi dolaşıp duruyor.
Sakat ya da cezalı olmayan bir Zidane’ı Fransız milli takımından kesecek antrenörü, Fransız futbolseverler yakalasalar belki de Champs Elyseé’nin en orta yerinde kesiverirler de bizim milli takım hocaları en formda Sergen için bile kara kara düşünürler hep. İlk 11’e alsalar bir dert, almasalar başka bir dert yüklenir ertesi gün gazetelerde ve kahve köşelerinde hocalık kariyerlerine...
Zidane’ın geçen sene aynı toptan kazandığı para haftada 100 bin dolarmış; Sergen kiralana kiralana bir hal oldu, senede 100 bin dolar kazanıyor mudur merak ediyorum.
Zidane dünya transfer rekorlarını alt üst etmek üzere. 100 milyon dolar karşılığında (Figo’ya ait rekorun neredeyse 2 katına) Real Madrid’e gidiyor. Sergen için bu sezon Siirt’e ödenen para 250 bin dolar. Kendi kendime “Ülkemizde kriz var da ondan...” diyecek oluyorum. “Ekonomik kriz hep vardı; futbol histerimiz ne zamandan beri bundan etkileniyor ki?” diyorum. Bu seneki düşük rakamlar hülle krizinden olmasın sakın.
Zidane’ın karnesinde FİFA’dan alınma unvanlar var: Son üç senede 2 kez “Dünyanın En İyi Oyuncusu” seçildi. Sergen’in karnesine son 3 senede verilen en yüksek notlar: Türkiye Ligleri’nde “Haftanın Futbolcusu” unvanından ibaret.
Zidane için otoriteler “Michael Platini’nin tahtına oturdu, onun yerini aldı” diyorlar. Zidane “O çok büyük bir futbolcuydu, ben sadece onunla aynı mevkide oynuyor, elimden geleni yapmaya çalışıyorum” diyor. Sergen ise yıllar önce çıkıp “Ben Türk futbolunun Jaguar’ıyım” diyebilmişti.
Ailesine düşkün olan Zidane’ın yüzünü hayranları maçlar ve ödül törenleri dışında pek göremiyor; Sergen’in yüzünü özleyenler ise maçlardan çok Televole’lere zap yapıyor... Biri dünya markası olurken, diğeri magazin dünyasının vazgeçilmez halkası oldu.
Ben Sergen’in futboluna hayran olanlardanım ve onun Zidane’dan daha yetenekli olduğuna inanıyorum. “Sergen Yeniden Galatasaray’da” haberleri ile “Zidane Real Madrid yolunda” haberlerinin aynı döneme geldiği şu günlerde Sergen’e kızıp bu kıyaslamayı yapmak istedim. Oysa eloğlunun yetiştirdiği “Sporcu” ile bizim yetiştirdiğimiz “Topçu”yu kıyaslamak elma ile armutu karşılaştırmak gibi...
| |
Yazarlık patladı, peki ya okuyuculuk?
