|
Derviş'in zor misyonu:
Türk perestroykası |
|||
Live Vote is temporarily unavailable.
|
Globalleşen dünyada Türkiyenin yeri neresi? Sovyet Bloku çöktükten sonra Türkiyenin Batı ittifakı içindeki yeni yeri ve rolü ne olacak? Bu sorular dünyada, ilgili çevrelerde Türkiyeden daha çok tartışılıyor. Türkiye ise ABye tam üyelik tartışmasını bile yoğun milliyetçi tepkiler arasında Kürt veya Ermenilere ilişkin sorunlara indirgemiş vaziyette. Sevr ve Türkiyenin Batı tarafından tıpkı 20. Yüzyılın başında olduğu gibi parçalanma tehdidi medya ve kamuoyunda daha sık tartışılıyor. Türkiyede sağda ve solda en yaygın en güçlü akım olan Türk milliyetçiliği bu kez 21. Yüzyılın globalleşme sınavında. Ulusal çıkarlar neyi gerektiriyor? Ulus-devlet olarak Türkiyenin bölgedeki yeri ve rolü nedir? gibi çok temel ve stratejik sorularla yüzyüzeyiz. Ancak bütün bu tartışmalar çok derin bir ekonomik krizle birlikte gelince iş daha da çatallaşıyor. ABD İÇİN TÜRKİYE ÖNEMLİ Bush yönetiminin yeni politikası, hedefleri ve bölgesel konseptleri yavaş yavaş şekilleniyor. Burada bazı öncelikler ve bazı yeni modeller ortaya çıkıyor. Öncelikli hedefler arasında Saddam var. Bush açık ve net bir şekilde Saddamın devrilmesini istiyor. Bunun için zaten düğmeye basmış durumda. Önümüzdeki aylarda bölgedeki faaliyet daha da yoğunlaşacak. ABD bu konuda Türkiyenin desteğini ve katılımını istiyor. Ancak Kuzey Irakta PKK üslenmesine yolaçan otorite boşluğu ve ABDnin bölgede bir Kürt devleti oluşturma yönündeki eski girişimleri Ankarayı bu konuya kuşkuyla bakmaya itiyor. Bu konuda ABDnin yeni politikaları henüz net değil. Saddam sonrası Irak ve bölge planları, İsrail-Filistin gerginliği ile daha da karmaşık bir hal alıyor. Türkiye bütün bu sorunlarda ABD için İsrail ile birlikte dayanak ülke konumunu koruyor. ABD bu dayanaklarından birinin çökmesini istemediği gibi Türkiyenin ekonomik ve politik sorunlarla istikrarsız bir konuma sürüklenmesini de istemiyor. |
|||
Türkiyede sağda ve solda en yaygın en güçlü akım olan Türk milliyetçiliği bu kez 21. Yüzyılın globalleşme sınavında.
|
Çünkü Bushun yeni konseptinde, dünyanın çeşitli bölgelerinde daha önce ABDnin doğrudan müdahale ile çözmek zorunda kaldığı bazı sorunları, şimdi bölge ülkelerini güçlendirerek çözmek de yeralıyor. Yani Bushun izolasyonist diye tanımlanan politik tavrında, ABDnin dünya jandarmalığı rolünü azaltıp, bölgesel jandarmalık rollerini güçlendirmek de yatıyor. Washingtonun Türkiyeyi bölgesinde bu role en yakın aday olarak gördüğü de sır olmasa gerek. ABD bu yüzden her fırsatta AByi ve Avrupa ülkelerini Türkiyeyi dışlamamaya ve AB üyeliğini güçlendirmeye çağırıyor. Çünkü ABDnin gözünde ve gerçek hayatta Türkiye Batılı değerleri benimseyen ve temsil eden ülkeler arasında yeralıyor. Her ne kadar bunları ekonomik, politik ve insani değerler açısından uygulamakta çeşitli sorunları olsa da... TÜRKİYE İÇİN 4 STRATEJİK KONU ABDnin ünlü think-tank kuruluşlarından Rand Corporation tarafından yapılan yeni bir araştırmada Türkiye ve Batı ittifakının geleceği inceleniyor. Bu araştırma Batının Türkiye ile 4 anahtar-stratejik konuda işbirliğini arttırmasını istiyor: 1) Enerji güvenliği 2) Avrupa dahil füze savunması 3) Rusya ile ilişki ve potansiyel sorunlar 4) Türkiyenin Batıya entegrasyonu |
|||
Türkiye gelecekte dünyada oluşabilecek çete devletleri açısından Ortadoğu ve Kafkasyadaki riskli bölgeler kategorisinde yeralıyor.
|
Bu konuların ayrıntılarına inildiği zaman Türkiyenin önemi ve rolü daha iyi ortaya çıkıyor. Araştırma bütün bu konularda Üçgen işbirliği terimini kullanıyor. Üçgen ABD-Avrupa-Türkiye işbirliğini simgeliyor. ABnin de Türkiyenin üyeliğini boşlukta bırakmaması ve bütün bu stratejik hedefler için güçlendirmesi isteniyor. Türkiye bölgede Batı değerlerini, Batı çıkarlarını ve Batı ittifakını koruyan, savunan ve bölgede bu rolü üstlenen bir tür kalkan ve gerektiğinde operasyonel güç kullanacak ülke konumunda görülüyor. Bu bakımdan Türkiye merkez ülke (pivotal state) olarak tanımlanıyor. Radikal İslam, bölgesel milliyetçilik ve etnik çatışmalar, uyuşturucu trafiği ve Batıya (özellikle Avrupaya) yönelik mülteci göçü de yeni sorunlar arasında sıralanıyor. Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve Karadeniz bölgesindeki çeşitli potansiyel gerginliklere dikkat çekiliyor. Türkiye Batıyı tehdid eden bütün bu sorunlarda bölgede ön siperlerde yeralıyor. Araştırma bu konumun altını çizerek ABDnin Türkiyeyi güçlendirmesini istiyor. Bu yazıya okur tepkileri Bush yönetiminin önüne 2001 başında konulan ve ABDde CIA, FBI gibi devlet kurumlarının da imzasını taşıyan çok yönlü başka bir global güvenlik raporunda ise 2020li yıllarda dünya gündemine gelebilecek çete devletleri (criminal states) tehlikesine dikkat çekiliyor. Uyuşturucu, kadın ticareti, dinci terör ve mülteci göçü ABDyi tehdit eden akımlar arasında sıralanıyor. Bu raporun Türkiye bölümünde ekonomik yolsuzluklara dikkat çekiliyor. PKK terörü bağlantılı uyuşturucu ticareti ve sınır kaçakçılığının da altı çiziliyor. Akraba ve yakınlara çıkar sağlamaya dayalı politik iktidar nepotizm, ülke varlıklarını ve doğal kaynaklarını satarak zenginleşme ve yolsuzluk 3. Dünya ülkelerini tehdit eden ana tehlikeler arasında sayılıyor. Türkiye gelecekte dünyada oluşabilecek çete devletleri açısından Ortadoğu ve Kafkasyadaki riskli bölgeler kategorisinde yeralıyor. Bu tehlikeye karşı güçlü ve şeffaf bir ekonomik-politik yapının kurulması gereği vurgulanıyor. TÜRKİYE NE KADAR FARKINDA? |
|||
Kendi reformunu kendi iç atılımları ve kendi reform heyecanı ile yapamayan Türkiye, adeta dış güçlerin dürtüklemesi, itip kakması ile adam olmaya zorlanıyor.
|
Dünya çapında, global alanda yeni ve büyük oyunlar sahnelenmeye başlarken Türkiye bu oyun içinde kendi rolünü ve yerini net olarak görmek ve tanımlamak zorunda. Tabii bu oyunları ve verilen ya da verilmek istenen rolleri Türkiyenin ne kadar oynayıp oynamayacağını zaman gösterecek. Ama o zaman bu rolü istemeyenlerin, hangi rolleri oynamak istediklerini de açıkça ortaya koymaları gerekiyor. Türkiye şimdi ABD ve Batı tarafından evinin içine çeki düzen vermeye zorlanıyor. Ekonomik, politik ve insani olarak. Kemal Dervişin ekonomik alanda bu çeki düzen verme görevini sürdürmeye çalıştığı çok açık. Asıl utanç verici olan gerçekten ABD Büyükelçisinin Ankaradaki politikacılara ve hükümete Dervişi destekliyor musunuz? sorusunu yöneltmek durumunda kalması. Kendi reformunu kendi iç atılımları ve kendi reform heyecanı ile yapamayan Türkiye, adeta dış güçlerin dürtüklemesi, itip kakması ile adam olmaya zorlanıyor. Adam olmak ekonomik olarak güçlü bir ülke olmak, gelir-gider hesabını bilmek ve kamu bankaları ve özel sektörde yolsuzluk çemberinden çıkmayı gerektiriyor. Burada ilginç nokta şu: ABDnin bugün Türkiyeden beklediği reform ve temizlik hareketi, aynı zamanda Türk halkının da yararına. Zaten Dervişe kamuoyundan gelen destek bunu gösteriyor. Ama bazı çevreler hala geleneksel milliyetçi rüzgarlara, anti-ABD söylemlere dayanarak Dervişi yıpratmaya ve önemini küçümsemeye çalışıyorlar. Dervişi Batının ve ABDnin adamı olarak görüp, göstermeye çalışanlar onun Türkiye halkının ekonomik refahı için, diğer liderlerin yapmadığı ve yapmaktan kaçındığı temizliği yapmaya uğraştığını da gözlerden gizlemeye çalışıyorlar. Bugün gerçek şu: ABDnin istediği reformlar ve model Türkiye halkının da yararına. Bunun aksini düşünenler düşüncelerini açıkça ortaya sermek zorundalar. Globalleşme çağında 20. Yüzyılın bağnaz ve dar milliyetçiliği ile oynanan kısır çekişme oyunlarının vakti geçmiştir. Türkiye bölgesinde Batı dünyasının parçası olarak onurlu ve güçlü rol oynayacak bir ülkedir. Yeter ki, yolsuzluk ve avanta ekonomisiyle beslenen politikacılar sahneden silinip, yerlerini Türkiye halkının çağdaş özlemlerini ve atılımlarını temsil eden yeni yüzler ve yeni isimler alabilsin... | |||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||